WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müflis şirket lehine tesis edilen ve iflas masasına dahil olan ipotek alacağına ilişkin olarak, iflas idaresine satış ilanının tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. İİK'nun 127. maddesine göre; "İlanın bir sureti borçluya, alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarların tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur." Bu kişilere, satış ilanının tebliğ edilmemiş olması ya da usulüne uygun tebliğ edilmemesi ise, başlı başına ihalenin feshi nedenidir. İİK'nun 127. maddesinde yer alan ve yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca, satış ilanının müflis şirket iflas idaresine tebliğ edilmemiş olması başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, mahkeme kararının belirtilen bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

    Bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, asıl borçlu Sınırlı Sorumlu Meyve ve Mamülleri Tarım Satış Kooperatifleri Birliği için ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğ edildiğinden, asıl borçlunun usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru değildir. Somut olayda ihalede taşınmazların satış bedellerinin muhammen değerleri üzerinde olduğu, kıymet takdirine usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK’nun 134/8 maddesi ilgili menfaatlerinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup şikayetçi davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur, bu sebepten satış ilanı tebliğ edilmediği gerekçesiyle ihalenin feshi isabetsizdir....

      Borçlu ihalenin feshi nedeni olarak, satış ilanının usulüne uygun olmadığını ve satış ilanının kendisine usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüştür. İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, icra müdürlüğünce satış ilanın borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, satış ilanın tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. İcra müdürlüğünün 24/03/2014 tarihli satış kararının 4. bendinde “yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgilere tebliğine” şeklinde karar verilmiş olup; tebligat yapılamaması halinde satışın yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda satış kararının talimatta belirtilen ve taraflardan olan borçluya usulüne uygun olarak ihaleden makul bir süre önce tebliği zorunludur....

        Örneğin borçluya ait olduğu sanılarak üçüncü kişilerin mallarına haciz konulması hâlinde üçüncü kişilerin mülkiyet hakkını kullanma ve korunmasına imkân sağlamak amacıyla istihkak prosedürü öngörülmüştür (İcra ve İflas Kanunu'nun 96 vd.). Nitekim İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun 82. maddesi ile borçlunun malvarlığının sınırsız şekilde haczedilerek satılması önlenmiştir. Borçların zorla yerine getirilmesini sağlayan, bu çerçevede zor kullanma yetkisi de olan ve yetkileri kanunla belirlenen icra dairelerinin sorumlu amiri durumundaki icra müdürleri, icra işlerinde birinci derecede görevlidir ve yaptıkları işlemlerin bazılarında hiçbir takdir yetkisi yokken, bazı işlemlerinde ise takdir yetkisi tanınmıştır. Takdir yetkisi tanınan hâllerde takdir yetkisini kullanırken, ilgililerin menfaatini en iyi şekilde gözetmek zorundadır....

          Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.09.2000 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, 3221 parsel numaralı taşınmazın rızaen taksimi konusunda diğer hissedarlar ile anlaşamadıklarını belirterek ortaklığın mümkünse aynen, değilse satış suretiyle giderilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binaların rızaen taksim edildiğini beyanla aynen taksime karar verilmesini istemiştir....

            Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, borçluya satış ilanı tebligatının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeni ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, HMK’nun 297. maddesinin (...). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Muhakemeleri Kanununun 438/7.maddesi gereğince hüküm sonucunun düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                İcra Dairesi'nce İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’ne yazılan haciz talimatı, şikayete konu ipotekli Kadıköy İlçesi, Kozyatağı Mahallesi, Bayar Sokak, No:83, 2 numaralı bağımsız bölüm ile Kadıköy İlçesi, Kozyatağı Mahallesi, Bayar Sokak No:50 adresinde bulunan taşınmazlar üzerinde kıymet takdirinin yapılmasının istendiği, bu talimat uyarınca konulan haczin yukarıda açıklanan şekilde "nokta haczi" niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisi, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. Bu nedenle şikayeti inceleme yetkisi Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi'ne aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince; Ankara 1....

                  İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, borçluya tebliğ edilen satış ilanı usulsüz olduğundan, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davacı vekili, davacı bankanın davalı T6 alacaklı olduğu, takip öncesi davalı borçlunun dava konusu taşınmazdaki hissesini davalı T4 sattığı, bu satış işleminin muvazaalı ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, tasarrufun iptali ile taşınmaz için haciz ve satış yetkisi verilmek üzere eldeki tasarrufun iptali davasını açmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın satış bedeli ile rayiç değeri arasında misli aşan fark bulunmadığı, davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İcra ve İflas Kanunu'nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

                    UYAP Entegrasyonu