Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlu T3 hisseleri üzerine usulüne uygun haciz yapıldığını, şirkete yapılan bildirimin haczin geçerliliği için aranan bir koşul olarak düzenlenmediğini, haczin şirkete tebliğ edilmediği kabul edilebilecek olsa dahi bildirimin haczin kurucu unsuru olmayıp, yalnızca bildiri niteliğinde olduğunu, davacının iddiasının yerinde olmadığını, davacının daha önce yapmış olduğu 22/10/2010 tarihli haczin kaldırılması talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, davacının icra dosyasında taraf olarak yer almadığından haczin kaldırılması hususunda tasarruf yetkisi bulunmadığını belirterek davanın dava şartı yokluğunda esasa yönelik inceleme yapılması halinde de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "Şikayetin REDDİNE " karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/460 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, İİK.'nun 266. maddesinde "borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartıyla ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir, takibe başlandıktan sonra bu yetki icra mahkemesine geçer" hükmünün yer aldığı, buna göre talebe konu ihtiyati haczin takibe konulduğu gerekçesiyle, dosyanın icra hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz kararı alan vekili temyiz etmiştir. Talep, İİK 265. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir....
İİK kanununda sadece menkul mallarla ilgili olarak istihkak davası düzenlenmiş olup taşınmazlar yönünden üçüncü kişilerin taşınmazına konulan haczin kaldırılması isteminin yerleşik içtihatlara göre şikayet yoluna tabi olması, bu istemin özünde üçüncü kişinin taşınmazın kendisine ait olduğu nedeniyle borçlunun borcu için konulan haczin kaldırılması gerçeğini değiştirmez. O nedenle haczin konulduğu sırada görünüşe göre borçlu adına kayıtlı ve tapu siciline güven ilkesi gereğince borçlu mülkiyetinde görünen taşınmazın açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu üçüncü kişiye ait olduğunun hükme bağlanması halinde haciz öncesi konulan gayrimenkul satış vaadi şerhi gereğince haciz hükümsüz hale geleceğinden haczin şikayet yolu ile kaldırılması gereklidir....
Tüm bunlara göre yapılan değerlendirmede; davalı tarafın İİK 266.maddesi uyarınca teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması talebinin kabulüne ilişkin kararı istinafı kabil bir karar olmadığından ,davacı tarafın bu yöndeki istinaf dilekçesinin HMK 341,HMK 352/1- ç maddeleri uyarıca reddine karar verilmesi gerekmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf dilekçesinin HMK 352/1- ç, 341.maddeleri uyarınca reddine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 362/1- f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
Uyuşmazlık, davacı 3.kişi tarafından İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış istihkak davasına ilişkindir. Somut olayda 07.04.2008 tarihli haciz borçlunun yokluğunda, davacı 3.kişinin huzurunda yapılmış ve davacı 3.kişi istihkak iddiasında bulunmuştur.Alacaklı vekili 3.kişinin istihkak iddiasını kabul etmemiş davacı 3.kişi tarafından adına düzenlenmiş vergi levhası nedeniyle haciz İİK 99.madde gereğince yapılmıştır.Davacı 3.kişi haciz sırasında istihkak iddiasında bulunduğundan dava açma süresi kesilmiş olup 01.05.2008 tarihinde açtığı dava bu nedenle süresindedir. Haczin İİK 99.maddeye göre yapılmış olması 3.kişinin İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince dava açmasını engelleyen bir durum olmayıp ispat külfetinin 3.kişi lehine yer değiştirmesi sonucunu doğuracaktır.Yani 3.kişinin açtığı bu davada hacizli malların borçluya ait olduğunu yine alacaklı ispatlayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Genel yargılama sonucu açılacak istirdat davasında kesinti yapılan aylara ilişkin ödemelerin iadesinin gerekip gerekmeyeceği belirlenmeksizin icra mahkemesince bu aşamada "haczin kaldırılması ile yetinilmeyip" önceki hacizlerle ilgili yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/09/2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlığın niteliği itibariyle İİK. 'nun 18/3. Maddesi uyarınca evrak üzerinden sonuçlandırılması hukuken mümkün olup, bu nedenle duruşma açılması yoluna gidilmemiştir. Dosya kapsamından İİK.'nun 266. Maddesine göre borçlunun para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebileceği düzenlemesi karşısında, borçlu vekilinin takip dosyasında belirtilen borç karşılığındaki meblağı mahkememiz veznesine teminat olarak yatırmış olduğu, bu nedenle ihtiyati haczin kaldırılması talebi yerinde görülerek talebin kabulüne dair karar verildiği, işbu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, Adıyaman 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek ödeme emrinin iptali, araç üzerindeki haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tebligatın usulsüz olması nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine, haczin kaldırılması talebinin ise reddine karar verildiği görülmektedir. İİK.'...
A.Ş.’nin yaptığı iflasın ertelenmesi başvurusu üzerine ihtiyati haciz ve takiplerin önlenmesi konusunda tedbir kararı verildiğini, tedbir kararına aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkillerinin mal kaçırmadıklarını ve hileli işlemlere tevessül etmediklerini belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, itirazların İİK.’nun 265-257 maddeleri kapsamında olmadığı belirtilerek, ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - 15878 K. sayılı kararının gerekçesinde ihtiyati haczin kaldırılması ile ilgili mahkeme kararının yasaya uygun bulunmadığı ifade edilmiş ve (Mahkemece, istemin reddi yerine yazılı gerekçe ile ihtiyati haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.) denildikten sonra sonuç bölümünde gerekçeye aykırı olarak hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. O halde, alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmektedir....