olduğu gibi kabul anlamına gelmemek koşuluyla eda davası olması halinde dahi davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden bu haliyle de tedbirin kaldırılması kararı usule ve yasaya uygun olduğunu, yerel mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilirken taleple bağlılık ilkesi bertaraf edildiği gibi aynı zamanda verilen ihtiyati tedbir kararı amacını aşar nitelikte olduğundan kaldırılması hukuka uygun olduğunu, yerel mahkemede maddi vakıalar davacı tarafından doğru ifade edilmediğinden hem 3. kişilerin zararına(çalışanlar, müşteriler, isim hakkını aldığımız şirketler) hem de ihtiyati tedbirin orantısız, amacını aşacak nitelikte ve davalı (özellikle davalının uğrayacağı itibar kaybı maddi değer ile ifade edilemeyecek boyuttadır.) ile 3. şahısları zor durumda bırakacak şekilde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması son derece isabetli olduğunu, bu haliyle de yerel mahkemenin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması kararı hukuka uygun olup davacının istinaf taleplerinin...
Yargılama aşamasında dava konusu taşınmazların üçüncü kişilere devredilmesi halinde hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale geleceğinden dava konusu olayda ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yerinde değildir. Bu durumda ihtiyati tedbir kararının devam etmesi gerekir. Açıklanan bu nedenle dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair 2012/388-E sayılı 08.05.2013 tarihli ek kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 07.10.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
SAVUNMA :Davalı Raşit vekili, 04/08/2022 itiraz dilekçesi ile ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ:Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/309 Esas sayılı derdest olan dava dosyasında 13/09/2022 tarihli ara kararla; "Talep, Tapu İptali ve Tescil davasında ara karar ile verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir. Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nun 389- 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. HMK’nun 394/5. maddesi uyarınca itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir....
Maddesine aykırı olduğunu, ancak dava konusunu ilgilendiren uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, bu kapsamda davacının salt iddialarına dayanan haksız davası ile talep ettiği ihtiyati tedbir isteminin kabul edilerek dava ve uyuşmazlık konusu dışında kalan müvekkiline ait taşınmaz mallar ile banka hesaplarına konulan tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle açılmış tazminat davası olup, Talep ise, tazminat davasında ihtiyati tedbir talebinin kabülü kararına itirazın reddine yönelik istinaf talebidir....
Madde gerekçesinde de belirtildiği gibi ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır. Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilecektir. Bu durumda ihtiyati haciz kararının kesinleşmesinden sonra ihtiyati haczin kaldırılması talebine ilişkin verilen kararlara yönelik istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir. Bu kapsamdaki kararlar ara kararı niteliğindedir ve esas hükümle birlikte istinafı kabildir....
DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan ) KARAR : İlk derece mahkemesince 05/04/2021 tarihli ara kararı ile dosya üzerinden davalıya ait üç adet araç ile menkul ve gayrimenkuller ile hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, davalının itirazı üzerine 13.04.2021 tarihinde araçlardan 34 XX 572 plakalı olan üzerindeki tedbirin kaldırılmasına, diğer iki araç üzerindeki tedbirin devamına karar verilmiş, davalı tarafça ara kararının usule ve hukuka aykırı olduğu, mahkemece HMK 394/4 maddesine aykırı şekilde taraflar dinlenmeden ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki itirazlarının 13.04.2021 tarihinde ilk derece mahkemesince reddedildiğini, tedbir konulan araçların dava konusu olmadığını ileri sürerek tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 341. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararının kabulüne ilişkin karar istinaf incelemesine tabidir....
DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan ) KARAR : İlk derece mahkemesince 27/04/2021 tarihli ara kararı ile dosya üzerinden davalıya ait bir adet araç ile menkul ve gayrimenkuller ile hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, davalının itirazı üzerine 24.09.2021 tarihinde yapılan duruşmada itirazın reddi ile tedbirin devamına karar verilmiş, davalı tarafça ara kararının usule ve hukuka aykırı olduğu, mahkemece HMK 390/2 ve 392 maddelerine aykırı şekilde ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki itirazlarının 24.09.2021 tarihinde ilk derece mahkemesince reddedildiğini, tedbir konulan aracın üzerindeki mülkiyet hakkının teminatsız şekilde kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 341. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararının kabulüne ilişkin karar istinaf incelemesine tabidir....
İhtiyati tedbir kararının kaldırılması istemli itiraz başvurusunun reddine dair ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak; Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği gibi teminatın yetersiz olduğunu beyanla tedbir kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Talep; ödeme emirlerinin iptali talepli açılan davada takiplerin dava sonuna kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemidir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir. (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714- Prof. Dr. Hakan Pekcantez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; "İstinaf dilekçelerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbire yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini" karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; " Davalı Kurumun istinaf başvurusunun reddine" karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Talep, Ankara 62. İş Mahkemesi’nin 13/07/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne dair ara kararı ve 18/08/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile"1- Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına yapmış olduğu itirazının reddine" ve 18/08/2022 tarihli ara karar ile "Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine" dair gerekçeli ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın "İhtiyati tedbirin şartları" başlıklı 389....
Kanun gerekçesinde de belirtildiği gibi ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir veya ihtiyati tedbir talebi kabul edilip kesinleştikten sonra yeniden ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinde bulunulabilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır. Sonuç olarak, 6100 sayılı HMK'nın 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığından durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi ve/veya kaldırılmasına ilişkin verilen ara kararlar ile ikinci veya sonraki ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin yeniden reddi kararları istinaf edilemez....