İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece; dava, fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir. ihtiyati hacze konu alacak tek taraflı olarak düzenlenen faturadan kaynaklandığı, alacağın varlığı çekişmeli olup uyuşmazlık konusu yargılamaya muhtaç olduğu, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı, dava dilekçesinde ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir talep edildiği, HMK'nın 389. maddesinde ancak "uyuşmazlık konusu" mallar hakkında ihtiyati tedbir kararının verilebileceğinin düzenlendiği, davacının tedbir konulmasını istediği unsurların yargılama konusu olmadığı, yasa ve usulde yeri bulunmayan doktrinde de genellikle kabul görmeyen ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir adıyla tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığı, ihtiyati tedbir ya da ihtiyati haciz konusundaki istemin somut şekilde dile getirildikten...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17.03.2014 tarihli kararında ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiş, 14.04.2014 tarihli kararında ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz kararlarının tatbikini de kapsadığı belirtilmiş ve 30.04.2014 tarihli kararda davacı şirket üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasının tedbir yoluyla önlenmesine dair ara karar tesis edilmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/102 Esas sayılı ve 30.04.2014 tarihli tedbir kararı, ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair değil, verilen ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasına ilişkindir. Dolayısıyla, anılan tedbir kararının borçlu Ç. İç ve Dış San. A.Ş. hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği sonucunu doğurmayacağı nazara alınıp borçlu hakkındaki talep değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı yorum ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davanın konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilmesi mümkün bulunmaktadır.Konusu para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ancak ihtiyati haciz kararı verilebilir.Somut uyuşmazlıktaki gibi davacının terditli talebi olan konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Bu kapsamda davalıların menkul ve gayrımenkul malvarlığına yönelik ihtiyati tedbire ilişkin talep yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; taraflar arasındaki ihtilafın iş makineleri satışından kaynaklandığı, ancak iş makinelerinin davalılardan sonra pek çok kez el değiştirerek halen üçüncü şahıslar adına kayıtlı bulunduğu gerek iş makineleri gerekse davalıların malvarlığına ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararda isabetsizlik görülmemiştir....
Mahkemece, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabul edilerek, ihtiyati tedbir kararı verilmesine rağmen davacı tarafın esas hakkında dava açtığına dair evrakın ibraz edilmediği gerekçesiyle davalının tedbire itirazının kabulüne ve ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalktığının tesbitine karar verilmiş, karar ihtiyati tedbir talep eden şirket tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamında bulunan belgelerden, ihtiyati tedbir talep eden şirketin talebi üzerine ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/57 D.İş sayılı dosyasında 13.12.2012 tarihinde 25.000 TL teminat karşılığında tedbir kararı verildiği, teminatın 24.12.2012 tarihinde yatırıldığı, davalının itirazı üzerine 16.1.2013 tarihinde de ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalktığının tesbitine karar verildiği anlaşılmış ise de, temyiz dilekçesine eklenen belgelerden davacı (ihtiyati tedbir talep eden)nın tarihinde 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/582 esas numarasında kayıtlı davayı açtığıda anlaşılmaktadır....
Davacı, davalının keşidecisi olduğu çekin son hamili olduğunu, çeki vadesinde tahsili için muhatap bankaya ibrazı için başvurduğunda, davalının davacısı olduğu menfi tespit davasında çek üzerine ihtiyadi tedbir kararı konduğunu öğrendiğini, çekin kendisinden alınarak banka tarafından kendisine çek bedelinin ödenmediğini, davalının talebi üzerine çek üzerine koyulan ihtiyati tedbir kararı nedeni ile çekin tahsili amacı ile bankaya ibraz edildiği tarihten itibaren ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak tahsil edildiği tarihe kadar geçen sürede paranın davalı hesabında kalmasından dolayı faiz miktarına ilişkin davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı, ihtiyati tedbir kararının davacının talebi üzerine kaldırıldığını, kendi kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dava konusu tasarımın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararı, tasarım sahibinin tasarımını kullanmasına engel olmadığından ve yalnızca kayıt üzerinde gerçekleştiğinden, HMK'nın 392/1. maddesi uyarınca somut olayda teminat alınmasına gerek görülmemiştir. İhtiyati tedbir isteyen tarafça, ayrıca karşı taraf adına tescilli tasarımın kullanılmasının ve üçüncü kişilere ileri sürülmesinin önlenmesi yönünde de ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir....
Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava kurum işleminin iptali talebi olup, dava konusu işlemle davalı Kurum tarafından muhtemel icra takip işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiştir. İstinafa konu ihtiyati tedbir talebi davanın esasına ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gözetilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; 09/05/2023 tarihli ara kararın kaldırılarak dava konusu aile konutun tamamını kapsayacak şekilde ve hisse payından bağımsız olarak Turhal İcra Müdürlüğünün 2020/344 Talimat numaralı dosyadaki satış işlemlerinin durdurulması yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi, bu talebin kabul görmemesi halinde takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 341/1. fıkrasında, ilk dereceli mahkemelerden verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir....
GEREKÇE : Öncelikle belirtmek gerekir ki;Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde TMK 184/6 ncı md.gereğince gizlilik kararı verilmesi talebinde de bulunmuştur.Oysa bu husus ile ilgili dava dilekçesinde de talebi mevcut olup istinaf başvurusuna konu edilen 26.01.2022 tarihli ara karar sadece ihtiyati tedbir talebine yöneliktir.Anılan ara kararda gizlilik talebine ilişkin herhangi bir karar bulunmadığı gibi belirtilen talep HMK 389 ncu md.kapsamında da bulunmadığından istinaf başvuru dilekçesinin netice bölümünün ilk paragrafındaki gizlilik kararı verilmesi ile ilgili talebin istinafen incelenmesi mümkün olmamıştır. HMK 389 ncu maddesi kapsamında yapılan ihtiyati tedbir talebi yönünden; 6100 sayılı HMK'nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389....
Hukuk Dairesi'nin 2022/1595 Esas, 2022/1313 Karar ve 19/07/2022 tarihli kararı ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 2022/1129 Esas, 2022/1051 Karar ve 03/06/2022 tarihli kararı da aynı doğrultudadır. Sonuç itibariyle, davacının talebi doğrultusunda tedbir kararı verilmesi durumunda davanın esasını çözer nitelikte bir tedbir olacağı, davanın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gibi, dosya kapsamı itibariyle de yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesine dair tam bir vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE" şeklinde karar verilmiştir....