-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu hakkında 17.09.2013 tarihinde ihtiyati haciz kararı aldıklarını, şikayet dışı borçluya ait ... plaka sayılı araç üzerine 18.09.2013 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, ardından şikayet dışı borçlu hakkında ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10935 E. sayılı dosyasında takip başlattıklarını, ödeme emrinin 23.09.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, ... plaka sayılı aracın satışı neticesinde şikayet olunanın alacaklı olduğu ... 17....
nun 264. maddesindeki ihtiyati haczi yaptıran alacaklının yedi gün içerisinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğuna ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere; ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamaz. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez....
Alacaklının, yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde, ihtiyati haciz hükümsüz kalır (m.264,IV); icra takibi ise (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest kalmakta devam eder. Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir (m.68,I;m.68/a,I) veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı ikinci baskı sayfa 1067)....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/29367 E. sayılı takip dosyasında borçlulara ödeme emrinin 23.12.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin başlattığı takibin 1. sırada gösterilen takipten daha önce kesin hacze dönüştüğünü, sıra cetvelinde 1. ve 2. sırada belirtilen dosyaların hacizlerinin aynı gün yapıldığını, buna göre paranın garametan paylaştırılması gerektiğini, kaldı ki, müvekkilinin yapmış olduğu takipteki ihtiyati haczin diğer alacakların takiplerinin kesinleşmesinden önce kesin hacze dönüşmesi sebebiyle ilk haciz halini aldığını ve bu hacze ihtiyati haczi daha önce veya aynı gün olan alacaklıların iştiraklarının mümkün olmadığını da ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile müvekkili şirketin 1. sıraya alınmasına karar verilmesini, talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkili şirketin borçlu Ö..şirketi aleyhine İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/541 D....
taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini, daha önce yapılan ihtiyati haczin kaldırılması taleplerinin yerel mahkemece reddedildiğini, davalılarca bu kararına karşı istinaf yoluna başvurularak teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasını talep edildiğini, dosya istinaf incelemesinden dönmeden ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğini, fabrika niteliğindeki bir taşınmaz üzerindeki ihtiyati haczin 67.530,00 TL teminat karşılığına kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haczin kaldırılmasının müvekkil bankanın mağduriyetine neden olabileceğini, bu sebeple taraflarınca yapılan ihtiyati haczin kaldırılması kararına olan itirazlarının kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/9301 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ödeme emrinin 03/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtiyati haczin bu tarihten itibaren 10 günlük sürenin sonunda 14/07/2019 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2019/27379 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan genel haciz yoluyla takipte ödeme emrinin 04/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtiyati haczin bu tarihten itibaren 7 günlük sürenin sonunda 12/07/2019 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, bu durumda sıra cetvelinin İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün takip dosyasından yapılması gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili dava dışı borçlunun üçüncü kişideki parasının dağıtımı için düzenlenen sıra cetvelinde önceki tarihli ihtiyati hacizlerinin dikkate alınmadığını; davalı yanca girişilen takipte ödeme emrinin usulüne uygun biçimde tebliğ edilmemiş olması nedeniyle ihtiyati haczin garameye girmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince dağıtıma konu para üzerine konulan ilk kesin haczin davalının 12.02.2008 günlü haczi olduğunu, davacının ihtiyati haczinin önceki tarihli olmasına rağmen İcra ve İflas Kanunu’nun 268.maddesinin uygulanabilmesi için yasanın aradığı 100 üncü madde şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Maddesi uyarınca teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması hususunda yetkinin takipten önce ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye, takip başladıktan sonra ise icra mahkemesine ait olup, icra müdürlüğünün bu hususta yetkisinin bulunmadığı, borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olmasının ihtiyati haczin kaldırılması için başlı başına yeterli olmayıp, bu itirazın alacaklıya tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren de 7 gün içinde itirazın kaldırılması yoluna başvurulmamış veya itirazın iptali davası açılmamış olmasının gerektiği, süresi içinde itirazın kaldırılması yoluna başvurulmamış veya itirazın iptali davası açılmamış olması, yahut borcun tamamen ödenmek suretiyle alacaklının tatmin edilmesi halinde ise icra müdürlüğünce ihtiyati haczin kaldırılmasının mümkün olduğu, somut olayda, davalı borçlunun 07/10/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, bu itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, buna karşın davacı alacaklının 03/11/2017 tarihinde İstanbul 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının sadece tüketici mahkemesinden verilen ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararını uygulatabileceğini, ilamsız takip talebinde bulunamayacağını, yerel mahkemenin ödeme emri iptali taleplerini yanlış değerlendirdiğini, Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13867 Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibinin iptalini, ödeme emrinin iptalini, ve ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına, taşkın haciz şikayetleri ile ilgili icra mahkemelerine başvurmalarının kanun gereği olduğunu çünkü taşkın haciz şikayetinin ihtiyati haczin infazı ile ortaya çıktığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, Bursa 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/13867 Esas sayılı dosyasında takibin iptali, memur muamelesini şikayet, ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayet ve taşkın haciz istemlerine ilişkindir. Mahkemece, şikayetin reddine, dair karar verilmiştir....
Davalı T7 AŞ vekili; taşınmaz üzerinde bulunan hali hazırdaki ihtiyati haczin müvekkilinin de hukuki menfaatini zedelediğini, yargılamanın olası reddi halinde T10'ın süreçteki zararlarını müvekkilinden talep etme ihtimalinin gündemde olduğunu, kararın gerekçesinin hatalı olduğunu, ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığından ara kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir....