Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan değerlendirmede; Asıl dosyada davacı tarafından kıymet takdirine itiraz ile birlikte 10/01/2020 tarihinde yapılan ihalenin feshinin talep edildiği, birleşen Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/151 Esas sayılı dava dosyasında ise, 10/01/2020 ve 20/02/2020 tarihlerinde yapılan ihalelerin feshi istemi ile 08/03/2021 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmıştır....

Eldeki davada ise davacının kıymet takdirinin olması gerekenden az tespit edilmiş olduğu iddiasının ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürüldüğü, mahkemece, kıymet takdirine itiraz davasının kesin olarak reddine karar verilmiş olması nedeniyle bu durumun ihalenin feshi sebebi yapılamayacağı gerekçesiyle bu hususta keşif yapılmak suretiyle bir araştırma yoluna gidilmediği, oysa ki yukarıdaki tespitlerden de anlaşılacağı üzere davacının kıymet takdirine itiraz davasında süresi içerisinde rapora karşı itirazının bulunduğu, bu haliyle mahkemece usule uygun şekilde taşınmaz başında keşif yapılıp, icra müdürlüğünün keşif tarihi itibariyle taşınmazın değerinin belirlenmesi hususunda bilirkişi raporu alınmak suretiyle kıymet takdirine dair itirazların irdelenmesi gerekirken aksi yönde yargılama yapılarak karar verildiği görülmüştür....

Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. İİK'nun 128/a-1. maddesi son cümlesinde ise; ''Şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir...” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükmün uygulanabilmesi için borçlunun yatırması gereken miktarın mahkemece belirlenmiş olması gereklidir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Davacının dava dilekçesindeki tüm iddialar aşağıda değerlendirilmiştir, 1- Kıymet Takdirine itiraz ; Davacı tarafından icra dairesinin aldırdığı bilirkişi raporuna itiraz edilmesi ile İstanbul Anadolu 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/745 Esas - 2022/53 Karar sayılı ile kıymet takdiri kesin olarak belirlenmiştir. Kıymet takdirine süresi içerisinde itiraz eden davacı ihalenin feshinde de kıymet takdirine itiraz etmesi halinde ihalenin feshinde tekrar kıymet takdiri yapılır. Bulunan değer muhammen bedelden yüksek çıkması halinde ihale feshi sonucu doğar. Somut olayda muhammen bedel 83.900.000,00 TL olarak tespit edilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/996 E.-1029 K. sayılı dosyası üzerinden, takibin iptali için şikayette bulunduğu, mahkemenin 01/10/2014 tarihli anılan kararının takip dosyası içinde olduğu, yine aynı vekilin borçlu adına, ....İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/1252 E – 2015/448 K. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdirine itiraz ettiği, mahkemenin buna ilişkin 05/06/2014 tarihli kararının da dosya arasında bulunduğu, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, ihalenin feshi isteminin de aynı vekil aracılığı ile yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının takibe ve kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararlarının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz....

      İİK’nın 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiş, sadece, ihalenin Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı, satış ilanı tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1) İhaleye fesat karıştırılmış olması 2) Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3) İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4) Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilmektedir....

      Taşınmazı ihale ile satın alan davacı taşınmazın mülkiyetini ihalenin kesinleşmesi halinde ihale tarihinde kazanmış olur. İhale tarihinden itibaren taşınmazı haksız kullanan ve kullandıran dan ecrimisil isteyebilir. Davalı ihalenin feshi davasının reddi kararı ile taşınmazın boşaltıldığını beyan etmiş ise de taşınmazı ihale ile alan davacıya teslim ettiğini ispat edememiştir....

        İhaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekir....

        Şikayet eden diğer borçluya yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürmüşse de ihalenin feshini isteyen borçlu kendisi dışındaki diğer ilgililere yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğünü ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremez. Bu doğrultuda tebligat usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceği, ihalenin feshini isteyen şikayetçi borçlunun kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ileri süremeyeceği anlaşıldığından şikayetçi borçlunun bu yöndeki ihalenin feshi sebebi yerinde görülmemiştir....

        Davacılar vekili istinaf sebebi olarak süresinde kıymet takdirine itirazda bulunulduğu ancak kıymet takdirine itiraz dosyasında yeterli gider avansı yatırıldığı halde yatırılmadığı gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği nedenine dayalı olarak istinaf talebinde bulunmuştur. İhalenin feshi talebi fesih nedenleri ile birlikte ihaleden veya satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuş ise şikayet müddeti ıttıla tarihinden itibaren başlamak üzere 7 gün içerisinde talep edilmesi gerekir. İhale tarihinden itibaren 7 gün içerisinde bu nedene dayalı olarak ihalenin feshi talebinde bulunulmadığı gibi ,bu neden sonradan öğrenilmiş de değildir. Her ne kadar ihalesinin feshi davası yargılamasında 18.01.2020 tarihli dilekçe ile ıslah yolu ile bu nedene dayalı olarak ihalenin feshi talep edilmiş ise de Yargıtay 12....

        UYAP Entegrasyonu