Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. Öte yandan İİK'nun 134/7. maddesi uyarınca; borçluya (varsa vekiline) satış ilanı tebliğ edilmemiş ya da usulsüz tebliğ edilmiş ise, borçlu satışı öğrendiği tarihten itibaren yedi günlük sürede ihalenin feshini isteyebilir. Bu durumda, mahkemece borçlunun ihaleyi öğrendiğini beyan ettiği 08.6.2015 tarihinin aksi ispat edilemediğine göre, İİK'nun 134/7. maddesinde öngörülen ihaleden itibaren bir sene içerisinde yapılan 11.6.2015 tarihli şikayetin süresinde olduğunun kabülü gerekir....
Davalı T7 21/02/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde; ihalenin feshi talebinin kabul edilse dahi ihalenin feshinin sebebinin kendisinin olmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kendisinden alınmamasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine, davacı tarafından feshi istenen ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına mahkumiyetine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının müvekkil lehine ortadan kaldırılmasını, usulsüz olan ihalenin feshine,%10 para cezasının iptaline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, ihalenin feshi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, davacı tarafından feshi istenen ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına mahkumiyetine, dair karar verilmiştir. Bursa 11....
Muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı.... haber verildi.” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak; muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden ...’nun imzası alınmadığı gibi, imzadan imtina ettiği hususu da tebligat mazbatasında tesbit edilmediğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
A.Ş açısından da iş bu davada borçluya yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürdüklerini, kaldı ki; Tebligat Kanunu ve bu Kanun'un uygulanması için çıkarılan tüzüğün hükümlerinin tamamen şekli olduğunu, ve titizlikle uygulanması gerektiğini, dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin hakim tarafından doğrudan ve kendiliğinden denetlenmesi gerektiğini, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğunu, müvekkili şirketlerin taşınmazda hissesi bulunan maliklere yapılamayan/usulsüz yapılan tebligatları da şikayet etme hakkına sahip olup satış ilanının ilgililere tebliğ edilmemesi/usulsüz tebliğ edilmesinin de ihalenin feshi sebebi olduğunu, İİK'nun 134.maddesine göre ihale sırasında yapılan hatalı işlemlerin de ihalenin feshi sebebi olup dosyadaki açık arttırma tutanakları incelendiğinde satılan malın ne olduğunun yazılmamış olup bu hususun da...
A.Ş açısından da iş bu davada borçluya yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürdüklerini, kaldı ki; Tebligat Kanunu ve bu Kanun'un uygulanması için çıkarılan tüzüğün hükümlerinin tamamen şekli olduğunu, ve titizlikle uygulanması gerektiğini, dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin hakim tarafından doğrudan ve kendiliğinden denetlenmesi gerektiğini, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğunu, müvekkili şirketlerin taşınmazda hissesi bulunan maliklere yapılamayan/usulsüz yapılan tebligatları da şikayet etme hakkına sahip olup satış ilanının ilgililere tebliğ edilmemesi/usulsüz tebliğ edilmesinin de ihalenin feshi sebebi olduğunu, İİK'nun 134.maddesine göre ihale sırasında yapılan hatalı işlemlerin de ihalenin feshi sebebi olup dosyadaki açık arttırma tutanakları incelendiğinde satılan malın ne olduğunun yazılmamış olup bu hususun da...
İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., 7201 sayılı Tebligat Kanunu md.23, 3., Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik md. 35/1. 4., 2004 sayılı İİK md.127 3. Değerlendirme Somut olayda şikayete konu satış ilanı tebliğ mazbatasında her ne kadar posta memurunun tebligatın yapılmasına ilişkin şerhinin altında bir tarih yazılı değil ise de; tebligatın üzerindeki kaşelerde tarihin yer aldığı ve yine dosyada mevcut PTT bilgilerine göre kaşedeki tarihe uygun olarak tebligatın tesliminin yapıldığı görülmekle satış ilanı tebligatının bu yönden usulsüz sayılması aşırı şekilcilik olup bu sebebe dayalı olarak ihalenin feshi yerinde olmadığından sair istinaf sebepleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. VI....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ olmadığını, İvrindi İcra Müdürlüğü'nün 2018/238 tal. sayılı dosyasına vekalet sunulmuş olup 02.10.2020 tarihinde yapılacak olan 2. satış ilanı taraflarına tebliğ edilmediğini, bu bağlamda sadece müvekkili şirkete yapılan satış ilanının usulsüz olduğunu, satış ilanının usulsüz tebligat sonucunda yapılması ve akabinde usulsüz tebligata rağmen satışın yapılması ihalenin feshi için geçerli ve hukuki nedenler olduğunu, satışa hazırlık aşamasında kıymet takdir raporu hazırlanırken emsal parsellerin araştırılmadığını, müvekkili şirketin maliki olduğu taşınmaza takdir edilen değer oldukça düşük hesaplandığını, taşınmazların önemli niteliklerinin yazılmaması yahut yanlış yazılmasının da ihalenin feshi için geçerli ve hukuki nedenler olduğunu, yerel gazetede ilan yapılmaması borçlunun menfaatine aykırı olduğunu, kıymet takdir raporunun hazırlandığı süre ile satış süresi arasındaki süre göz önüne alındığında müvekkilinin...
GEREKÇE : Şikayetçi hissedar sair iddiaları ile birlikte satış ilanının usule uygun tebliğ edilmediğini, yapılan tebligatların da usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek 16/01/2019 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat kanunu'nun 11. Ve tebligat kanunu'nun Uygulanmasına dair Yönetmeliğin 18. Maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda davacının vekili aracılığı ile ihalenin yapıldığı icra takip dosyasına ilişkin olarak daha önce 30/03/2017 tarihli ihalenin feshi istemiyle Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinin 11/07/2017 tarih ve 2017/ 198 esas, 2017/360 Karar sayılı dava dosyasındaki ihalenin feshi davası açıldığı, anılan mahkemenin kararının takip dosyasında mevcut olduğu, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir....
İlgililer ve dosya alacaklılarına usulüne uygun tebligat yapılmadığı, satış ilanı ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği, iddia edilmiş ise de, satış ilanı, kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine aittir. İhalenin feshini isteyen şikayetçinin, kendisi ve vekili dışındaki diğer ilgililere satış ilanı ve kıymet takdirinin tebliğ edilmediği veya usulsüz tebliğ edildiği hususunu, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürmesi mümkün olmadığı gibi, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Somut olayda; şikayet dilekçesinde, ayrıca ve açıkça satış ilanı ve kıymet takdirinin şikayetçi veya vekiline usulsüz tebliğ edildiği iddia edilmediğinden bu istinaf sebebi de yerinde değildir....
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2020/7983 Esas, 2020/10518 Karar sayılı ilamı) Ancak; kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı , sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine aittir. Bu durumda usulsüz tebligat kime yapılmışsa o kişinin başvuru hakkı olduğundan, davacının diğer ilgililere yapılan kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin iddiaları yerinde değildir. Davacı ancak kendisi hakkındaki usulsüz tebligat iddialarını ileri sürebileceğinden, üçüncü kişilere yönelik usulsüz tebligat iddialarının dinlenmesi mümkün olmayıp, bu yöndeki iddiası yerinde görülmemiştir. (Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4....