Dairemizin yukarıda özetlenen kaldırma kararında ayrıntılı şekilde tespit ve izah edildiği üzere, satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü iddiasıyla açılan bu ihalenin feshi şikayetinin covid tedbirleri göz önüne alındığında 1 yıllık süre içerisinde açılmış olduğu, bildirilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanı ile ispat edilemeyeceğinden, aksi yönde yazılı delil de mevcut olmadığından, yedi günlük süre şartının da gerçekleşmiş olduğu, satış ilanı tebliğinin de usulsüz olduğu anlaşıldığına göre, davanın süresi içerisinde ikame edildiği, ihalelerin muhammen bedellerin altında bir bedelle gerçekleştiğinden zarar unsurunun da bulunduğu, satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğünün tek başına ihalenin feshi sebebi olduğu, ihale tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde ihalenin feshi davası açılmaması üzerine taşınmazların davalı adına tescil edildiği, davalı tarafından da üçüncü kişiye satıldığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı ileri sürülmüş ise de, bu durumun ihalenin feshi şikayetinin esastan...
Kaldı ki borçlu icra mahkemesine başvurusunda yalnızca kıymet takdir raporunun tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmüş, ihaleye konu taşınırın değerinin düşük olduğu ve kıymet takdirine itiraz ettiğine dair bir beyanda da bulunmamıştır. Bir an için kıymet takdir raporunun tebliğinin gerektiği düşünülse bile, salt kıymet takdiri raporunun tebliğ işleminin usulsüz olması ihalenin feshini gerektirmez. Bunun için şikayetçinin kıymet takdirini öğrendiği tarihten itibaren yasal sürede itiraz etmesi ya da ihalenin feshi isteminde kıymet takdirine itirazını bildirmesi gerekir. Böyle bir durumda icra mahkemesince kıymet takdirine itiraz incelenip, yerinde görülmesi halinde ihalenin feshine aksi halde istemin reddine karar verilecektir....
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen şikayetçinin, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez. Şikayetçi borçlunun 18.01.2021 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; şikayetçinin kendisine yapılan satış ilanı tebliğ usulsüzlüğünün ayrıca ve açıkça fesih nedeni olarak ileri sürülmediği, borçlulardan...ya satış ilanının usulsüz olarak tebliğ edildiğinin iddia edildiği anlaşılmaktadır....
da usulüne uygun yapılmadığını, İlgililer ve dosya alacaklılarının tümüne usulüne uygun tebligat yapılmadığını, satış ilanının borçlulara usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve dosya alacaklılarının tümüne de tebliğ edilemediğini, Ayrıca taraflarına yapılan herhangi bir tebliğ de bulunmadığını dosyanın karışık olması nedeni ile yapılmış olsa dahi usulsüz olduğunu, şikayete konu kıymet takdiri raporu ise tebligat yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre bir işlem yapılmadan tebliğ edilmeye çalışıldığı için usulüne uygun olmadığını, borçluya kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğunu, bir başka deyişle kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, süresiz şikayete tabi olan usulsüz tebligat nedeniyle ve kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının ihalenin feshini gerektirdiğini, yukarıdaki açıklamamıza ek olarak şikayetçi borçlu müvekkilimize gönderilen 03.10.2019 tebliğ tarihli kıymet takdiri...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, müvekkiline gönderilen tebligatlar, Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğüne aykırı bir şekilde yapıldığından, usulsüz olduğunu, her ne kadar müvekkili ve eşine tebligatın yapıldığı iddia edildiyse de, müvekkiline ve eşine hiçbir şekilde tebligat yapılmadığını, komşuya yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, müvekkilinin haberi olmadan yapılan bu işlemler nedeniyle adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, yapılan usulsüz tebligat neticesinde müvekkilinin satış işlemlerine başlandığından bilgisi ve haberi olmadığını, satışa konu aracın piyasa değerinin çok altında ihaleye girdiğini, ihale bedelinin %50'nin altında olduğunu, İİK'nın 115. maddesine aykırı davranıldığını, satışın ikinci ihale gününe bırakılması, ikinci ihale gününde taşınırın %50'sini karşılayan ve en çok teklifi veren kişiye ihale edilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihalenin feshine karar...
Şikayetçi borçlu vekilinin, sair fesih iddiaları ile birlikte satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, 12/04/2019 tarihli taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddi ile % 10 para cezasına hükmedildiği, borçlu vekili tarafından ilk derece mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, istinafında da satış ilanının usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İİK'nın 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri açıkça gösterilmemiş, ancak ihalenin Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler, satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedeniyle feshedilebileceğine değinilmiştir....
Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı adına e-tebligat adresi bulunmadığından davacıya e-tebligat yapılmasının mümkün olmadığını, TK 35'e göre yapılan tebligatların geçerli olduğunu, satış tarihi alındıktan sonra ihale tarihinden önce yapılan protokollerde satış tarihlerinin yer aldığını, satış ilanının tebliğ edilmediğine yönelik itirazların yersiz olduğunu, T1 yapılan tebligatın usulsüz olduğu iddiasının yerinde olmadığını, 06/05/2021 tarihinde elektronik yolla vekili adına tebliğ yapıldığını, davacının kendisi dışındaki diğer borçlu ya da ilgililere tebligat yapılmamasının veya usulsüz yapıldığı iddiasının ileri sürülemeyeceğini, kıymet takdirine itiraz davasında borçlunun vekille temsil ettirildiğini, vekille temsil edilmediği yönündeki iddiasının yerinde olmadığını, yapılan ihalenin usulüne uygun yapıldığını, davacının iddiasının ihalenin feshi davasının konusu olmadığını belirterek, davanın reddine ve %10 para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir...
Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. O halde, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6....
Hemen belirtmek gerekir ki, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bu hususun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Bu durumda, hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı araştırmalıdır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.1982 tarih ve 1979/10-1377 E., 1982/337 K. sayılı kararında tebliğ belgesindeki kayıtların aksinin her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması da, Hukuk Genel Kurulu'nun anılan kararında öngörülen ve yukarıda değinilen ilkeye uygun biçimde devam etmektedir. Öte yandan, İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise; başlı başına ihalenin feshi sebebidir....
Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince Mahalle-Köy azası ... tebliğ edilip adresin kapısına 2 nolu örnek yapıştırılarak imzadan imtina eden komşusu ve köy azası ... haber verildi.” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak; muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....