Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmü olduğunu, haksız ve kötüniyetli ihalenin feshi talebinin reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında LPG tüp bayiliği hususunda anlaşma yapıldığını, davalının sözleşmeden sonra işyerini başka bir adrese taşıdığı, daha sonra da noter ihtarı ile akdi fesh ettiğini, müvekkilinin fesh ihtarına cevap verdiğini, davalı işyerinde yaptırılan tespitte ise davalının işyerini başka bir firmanın tüp bayiliğini yapan dava dışı şahsa devrettiği ve müvekkilinin abonelerine satış yaptığının tespit edildiğini, davalının bu eylemi nedeni ile müvekkilinin zarara uğradığını belirterek cezai şart, kâr mahrumiyeti ve tüp bedelleri miktarından doğan müvekkil alacağının faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin çekilmez hal alması nedeni ile akdin haklı olarak fesh edildiğini, müvekkilinin başka bir firmanın bayiliğini üstlenmediğini, davacının taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    Borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

    Dayanılan 20.6.2004 tarihli sözleşmelerin 3.maddelerinde "kiraların o yılın aralık ayına kadar ödenmemesi halinde kira mukavelesi otomatıkman fesh edilir. " yazılıdır. Sözleşmenin bu hükmü davalı kiralayan lehine konulmuş bir hükümdür. Davalı sözleşmeyi fesh etmediği, davacı kiracının da kiralananları teslim etmediği sürece sözleşmelerin ayakta durduğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca tarafların delilleri toplanıp, inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmiş bulunması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 13.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasında iş sözleşmesinin kim tarafından ne sebeple fesh edildiği hususunda uyuşmazlık vardır. Davacı, dava dilekçesinde 07.02.2010 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığını ve bu tarihte iş sözleşmesinin haksız olarak fesh edildiğini belirtmiştir. Dosya kapsamından davacının bu tarih itibariyle emeklilik sebebiyle davalı işyerinden çıkışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece tanık beyanlarına itibar edilerek emeklilikten sonrada 10.05.2011 tarihine kadar çalışmaya devam ettiği ve bu tarihte davalı tarafından iş sözleşmesinin haksız fesh edildiği belirtilerek, hizmet süresi yönünden davacının iddası ile bağlı kalarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yalnızca tanık beyanlarına itibar edilerek davacının emeklilikten sonrada çalışmaya devam ettiği ve iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız fesh edildiğinin kabul edilmesi hatalıdır....

        Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple fesh edilip edilmediği, davacının fazla mesai ve genel tatil ücret alacağının olup olmadığı noktasında uyuşmazlık vardır. Somut olayda davacı, 17.06.2011 tarihli fesih bildiriminde fazla mesai ücretlerinin ödenmediği, ücretinden kıyafet ücreti kesintisinin yapıldığından bahisle iş sözleşmesini fesh ettiğini belirtmiş, davalı taraf ise 28.06.2011 tarihli fesih bildiriminde devamsızlık olgusuna dayanmıştır. Mahkemece davacının fesih bildiriminin davalının devamsızlığa dayalı feshinden önce olduğu belirtilerek davacının feshinden sonraki devamsızlık tutanaklarına itibar edilemeyeceği belirtilerek iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple fesh edildiği kabul edilmiştir....

          İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir. İhaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekir. Mahkemece, şikayete konu fesat iddiası konusunda şikayetçinin bildirdiği tanıklar ile gerektiğinde ihale tutanağı mümzileri de dinlenilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Örneğin, borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun şekilde icra mahkemesinde kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin tahmini bedelden yüksek bulunması tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddede düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

              Mahkemece konutun sözleşmede öngörülen sürede teslim edilmemesi nedeniyle teslim için öngörülen tarih ile sözleşmenin fesh edildiği tarih arası geçen dönem için kira tazminatına hükmedilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere 5.12.2006 tarihli sözleşmenin davacı tarafça fesh edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Akti fesh eden taraf BK. 106-108 maddeleri gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçınılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Mahkemece, hükmedilen konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda hükmedilebilir....

                Mahkemece konutun sözleşmede öngörülen sürede teslim edilmemesi nedeniyle teslim için öngörülen tarih ile sözleşmenin fesh edildiği tarih arası geçen dönem için kira tazminatına hükmedilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere 23.8.2007 tarihli sözleşmenin davacı tarafça fesh edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Akti fesh eden taraf BK. 106-108 maddeleri gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçınılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Mahkemece, hükmedilen konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda hükmedilebilir....

                  UYAP Entegrasyonu