WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece konutun sözleşmede öngörülen sürede teslim edilmemesi nedeniyle teslim için öngörülen tarih ile sözleşmenin fesh edildiği tarih arası geçen dönem için kira tazminatına hükmedilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere 10.5.2007 tarihli sözleşmenin davacı tarafça fesh edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Akti fesh eden taraf BK. 106-108 maddeleri gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçınılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Mahkemece, hükmedilen konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda hükmedilebilir....

    - KARAR - Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı arsa sahipleri arasında 14.06.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkilinin proje çalışmasına başladığını, kadastro başvurusu yaptığını, gerekli projeleri çizdirip ilgili belediyeye başvurduğunu, mimari projenin onaylandığını, statik, elektrik ve asansör projesinin hazırlanıp belediyeye sunulduğunu ve ruhsatın imzalanmasını beklerken, davalı arsa sahiplerinin kötüniyetli olarak müvekkiline ihtarname keşide edip, sözleşmeyi fesh edeceklerini bildirdiklerini, kötüniyetli olarak müvekkilini vekaletten azlettiğini ve sözleşmenin fesh edildiğini müvekkilinin karşı ihtarname ile cevap verdiğini, tek taraflı feshin mümkün olmadığını müvekkilinden kaynaklanan gecikmenin söz konusu olmadığını ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmenin devam edip etmediği hususunun tespitine; mahkemece sözleşmenin ihtarla fesh edildiğinin kabulü halinde haksız feshin tespitine müvekkilinin...

      - KARAR - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 08.09.2009 tarihinde “Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını sözleşmenin iki yıl süreli olduğunu, müvekkilinin yüklendiği edimi en iyi şekilde yerine getirmek üzere bir çok malzeme satın aldığını ve gerekli sayıda personeli işe alıp bunları eğittiğini, edemini yerine getirmeye başladığını, ancak davalının sözleşme süresi dolmadan sebepsiz olarak sözleşmeyi fesh ettiğini müvekkiline bildirdiğini, davalının keyfi olarak sözleşmeyi fesh etmesinin sözleşme ve MK'nın 2. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere 20.000,00 TL'nin reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir....

        Davalı idare tarafından davacı iş ortaklığına ihale edilen işin ifasının devamı sırasında Kamu İhale Kurulu'nun 26/06/2013 tarih ve 2013/MK-194 sayılı kararı üzerine sözleşmesinin davalı kurum tarafından fesh edildiği görülmektedir. Davanın konusunu ise, davacı yüklenicinin; sözleşmenin iş sahibi tarafından haksız olarak feshi iddiasına dayalı mahrum kalınan kar kaybı talebi oluşturmaktadır. Ankara 15. İdare Mahkemesi'nin 16/09/2013 tarih 2013/419 Esas 2013/1149 Karar sayılı kararı dayanak yapan Kamu İhale Kurulu'nun 26/06/2013 tarih ve 2013/MK-194 sayılı kararı doğrultusunda davalı idarece; davacının sözleşmesi fesh edilmiştir. İdare mahkemesi davası, dava dışı 3. kişi konumunda bulunan iş ortaklığının Kamu İhale Kurumu kararına itirazı ve talebinin reddi üzerine açıldığından sözleşmenin feshinde davacının kusurunun bulunduğundan bahsetmek mümkün değildir. Sözleşme mahkeme kararına dayalı olarak fesh edildiğinden edimin yerine getirilmesi imkansız hale gelmiştir....

        in Karşı Oy Yazısı: İhalenin feshini isteyebilecek olanlar, İİK’nın 134. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmış olup bu kişilerden başkasının ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. İhalenin feshini isteyecek kişilerin Kanunda sınırlı olarak sayılmasının sebebi, ihalenin feshinin kötüniyetle talep edilmesini engellemektir. İhalenin feshini isteyebilecek kişiler arasında pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenler de sayılmıştır. İİK'nın 24.11.2021 tarih 7343 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 4. fıkrasına göre “satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken ilgili kişilerin muhtemel zararlarına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır.”...

          Borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

          Örneğin, borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun şekilde icra mahkemesinde kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin tahmini bedelden yüksek bulunması tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddede düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

            İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir. İhaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekir. Mahkemece, şikayete konu fesat iddiası konusunda şikayetçinin bildirdiği tanıklar ile gerektiğinde ihale tutanağı mümzileri de dinlenilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Karşı Oy Yazısı: İhalenin feshini isteyebilecek olanlar, İİK’nın 134. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmış olup bu kişilerden başkasının ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. İhalenin feshini isteyecek kişilerin Kanunda sınırlı olarak sayılmasının sebebi, ihalenin feshinin kötü niyetle talep edilmesini engellemektir. İhalenin feshini isteyebilecek kişiler arasında pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenler de sayılmıştır. İİK’nın 24.11.2021 tarih 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 4. fıkrasına göre “satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken ilgili kişilerin muhtemel zararlarına karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır.”...

                Bu nedenle satış ilanının borçlu vekiline tebliğ edilmemiş olması ihalenin feshini gerektirmeyeceğinden ve ihalenin feshini gerektirecek başkacada bir neden bulunmadığından, Mahkemece ihalenin feshi istemin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin ve alıcı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda ( 2 ). maddede yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu