Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında akdedilen sözleşme geçerli olup bu sözleşmeden doğan alacağın ne tür bir alacak olacağı yani masa alacağımı, iflas alacağımı yoksa normal bir alacakmı olduğunun belirlenmesi gerekir. Bir alacağın masa alacağımı yoksa iflas alacağımı olduğunun bu nedenle tespiti önemlidir. Masa alacağı iflasın açılmasından sonra tasfiyenin sağlıklı olarak gerçekleştirilmesi amacıyla yapılmış olan borçlanmalar olup bu borcun alacaklıları yönünden masa alacağı meydana gelir. Burada dikkat edilmesi gereken husus iflasın açılmasından sonra yapılan faaliyetlerin tasfiyenin devamı için öngörülen işlerden olup olmadığının sağlıklı olarak belirlenmesidir. Eğer alacaklılar iflasın açılmasından sonra faaliyetlerinin devamını masanın yararına görmüş ve tasfiyenin bundan olumlu etkileneceği kanaati ile bu izni tesis etmiş ise iflasın açılmasından sonra bu yolda yapılan faaliyetler dolayısıyla ortaya çıkacak olan alacağın masa alacağı olacağından şüphe duyulamaz....

    -KARAR- Dava, davacı yanca davalı bankaya yatırılan mevduattan doğan alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre İcra ve İflas Kanunu'nun 195 ve 196 ncı maddeleri uyarınca iflas tarihi itibariyle davacının asıl alacağı ile bunun faizinin hesaplanması suretiyle tesbit edilen 40.264,32 TL.nin iflas masasından alınarak davacıya ödenmesine; yapılan kısmi ödemenin infazda dikkate alınmasına ve iflas tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm davalı iflas idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacı 02.07.2003 tarihinde, 03.08.2003 vadeli hesap açtırmıştır. Bu durumda davacı alacağının hesaplanmasında bu vadeye kadar, bankaca uygulanan oranda faizin; vade ile iflas tarihi arasında da yasal faizin uygulanması sureti ile İcra ve İflas Kanunu'nun 195 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca iflas tarihindeki alacağın belirlenmesi gerekir....

      Masa alacakları, iflasın açılmasından iflasın tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar iflas masasının (masa adına iflas idaresi veya iflas dairesinin) yaptığı borçlar olarak kabul edilmektedir. Somut olayda iddia konusu alacak, müflis şirketin iflasından önce yapılan tasfiye memurluğu ücretine ilişkindir. Sözkonusu alacak, müflisin iflasının açılmasından sonra yaptığı borç olmadığından, masa alacağı değildir....

        A.Ş. arasında imzalanan temliknameye göre doğmuş ve doğacak alacakların temlik edildiği ve davalı şirkete temliknamenin bildirildiği, davalının 3.kişiye yaptığı ödemenin temlik borcundan kurtarmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalıya alacağın temlik edildiği yolunda kendisine bildirim yapıldığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Alacağı temlik eden ... A.Ş. 28.12.2006 tarihinde iflas etmiştir. Davalı yanca iflas masasına yapıldığı beyan edilen 108.563.92 GBP’nin davacıya masa tarafından iade edildiği öne sürülmüştür. Bu durumda mahkemece dava dışı ......

          . - KARAR - Davacı vekili, müvekkili ile müflis şirket arasında akdolunan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan nakit ve gayri nakit alacaklarının iflas masasına kaydı için yaptıkları başvuru sonucu alacaklarının kısmen kabulüne karar verildiğini ileri sürerek, kabul edilmeyen toplam ....168.620,... TL'lik alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müflis şirketin ticari defter ve kayıtları esas alınarak alacağın kısmen kabulüne karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen ....08.2009 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; taraflar arasında akdolunan genel kredi sözleşmeleri ve protokoller ile kefalet sözleşmelerinden dolayı davacı bankanın, iflas tarihi itibariyle müflisten ....409.617,......

            -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı müflis borçlunun iflas idaresince düzenlenen sıra cetveline davalının alacağının muvazaalı alacak olmasına rağmen kayıt edildiğini ileri sürerek, davalının sıra cetveline kaydedilen 100.000,00 TL alacağının sıra cetvelinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin alacağının muvazaalı olmadığını, davacının kendi alacağı için iflas masasına yapmış olduğu başvurunun reddedildiğini, bu red kararına karşı açmış olduğu davanın halen derdest olduğundan sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesine istemiştir....

              Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle: İflas idaresi tarafından davacının varlık ve miktarı kesin olarak ispat edilemeyen alacak taleplerinin reddedildiğini, iflas masasına kayıt kabulü istenen alacağın davacı tarafından kesin olarak ispatının gerektiğini, bu haliyle alacağın mevcudiyetinin belirsiz olduğunu, dava konusu alacağa ilişkin müflis şirket defterlerinde herhangi bir kaydın yer almadığını, tüm bu hususların gözetilmesi sonucunda dava konusu alacağın iflas masasına kaydedilemeyeceğinin ortaya çıktığını, yine davacının dava konusu alacağı bakımından müflis şirket ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, bu nedenlerle yasaya aykırı davacı talebinin süre yününden reddine ve her halükarda esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizin 31/10/2017 tarihli ara kararıyla ......

                Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, iflas müdürlüğünden gönderilen yazı cevabı ve ekleri ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede iflas idaresi, basit tasfiyede ise iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Davacı alacağını genel hükümlere göre ispat etmek yükümlülüğü altındadır. İş bu dava İİK 235.madde uyarınca açılmış alacağın iflas masasına alacak kaydı talebi olduğu dikkate alınarak; Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2021 tarih ve .... Esas sayılı kararı ile ... İstanbul Ticaret Sicil Numarasında ve ... vergi numarasında kayıtlı ' ... Mh. ... Cd. .... Sitesi B blok, No:... Esenler / İstanbul' adresinde faaliyet gösteren müflis ......

                  Asliye Hukuk Mahkemesince, Müflis şirket hakkında iflas kararının ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile verildiğinden iflastan sonra açılacak olan bu davaların iflas kararını veren ... Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... .... Asliye Ticaret Mahkemesince ise, dava konusu alacağın iflas alacağı ve masa borcu değil, iflas tarihinden sonra doğan genel nitelikli alacak olduğu, davanın 6102 sayılı TTK maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı anlaşıldığından bu davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda, genel mahkemelerce tespit edilecektir....

                    Mahkemesince ise dava konusu alacağın iflas alacağı ve masa borcu değil, iflas tarihinden sonra doğan genel nitelikli alacak olduğu, davanın 6102 sayılı TTK maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı anlaşıldığından bu davanın Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda, genel mahkemelerce tespit edilecektir. İİK'da masa borçları için İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından, bu mahkemenin HMK'nın 2. maddesine göre asliye hukuk mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Davacı vekili, dava dışı işçinin, iş akdinin haksız feshi üzerine üst işveren olarak ödenmek zorunda kalınan tazminatın rücuan tahsili amacıyla dava açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu