ELEKTRİK ENERJİSİ HIRSIZLIĞIGEREKÇENİN YASAL OLMASIHAPİS CEZASININ ERTELENMESİMÜHÜR BOZMAK 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 51 ] 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 142 ] 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 203 ] 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 324 ] 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 325 ] "İçtihat Metni" Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK.nun 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı"kasıtlı bir suçtan mahkum olmama" koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede; Dosya içeriğine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Bu nedenle, davacı şirketin ödeme emrine konu böyle bir borcu olmadığından, dava konusu ödeme emrinin iptali gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacının Danıştay 10.Dairesinin 1988/1755 sayılı kararının düzeltilmesi yolundaki isteminin kabulüne Vergi mahkemesi kararının bozulmasına, dava konusu ödeme emrinin yukarıda yazılı gerekçeyle iptaline karar verildi....
Davacı, davalıya İş Kanunu'nun 108. maddesine dayanılarak aynı Kanun'un 107. maddesi uyarınca idari para cezası verildiğini, davalının .. yaptığı itirazın reddedilerek idari para cezasının kesinleştiğini, kesinleşen idari para cezasının tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, takibe konu idari para cezasının Kabahatler Kanunu uyarınca iptali isteminin reddedilerek kesinleştiği gerekçesiyle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar....
na gönderilmiş idari para cezası yazılarının muhatabın ölmüş olması nedeniyle iade edildiği, kurum tarafından müteveffaya 35. maddeye göre tebligat yapılıp idari para cezasının kesinleştirilmiş olması hukuka aykırıdır. Cezaların şahsiliği ilkesi ve davaya konu idari para cezası alacağının da muris hakkında kesinleşmemiş olduğu dikkate alındığında bahse konu idari para cezalarının davacı mirasçılardan talep edilebilmesi de yasa gereği mümkün değildir. Bu nedenlerle davaya konu 2013/087749 takip sayılı dosyadan, davacılar adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin iptali gereklidir....
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde "...İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal çerçeve gereğince, idari para cezasının iptali için idare mahkemesine başvurulması gerekmekte olup, bu konuda iş mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, idari para cezası ve ferilerinin iptali istemine ilişkin olarak eldeki davada, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK’nun 114’üncü maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması; usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenleridir....
ile anlaştığını, bu kişinin yanında kardeşi ...' ı da getirdiğini,bu kişinin iş yapımı sırasında bacağına beton düşmesi sonucu yaralandığını, Kurum Müfettişince bu olay ile ilgili rapor tutulduğunu ve olayın iş kazası olarak kabul edildiğini, müfettiş raporuna istinaden davalı Kurumca davacı aleyhine üç adet idari para cezaları kesildiğini, idari para cezalarına itiraz ettiklerini, itirazlarının reddedildiğini, davacı ile diğer işçiler arasında istisna akdi olduğunu, hizmet akdi olmadığını, kurum işleminin doğru olmadığını ileri sürerek, idari para cezalarına yaptıkları itirazların kabulüne,idari para cezalarına müsned Müfettiş raporunun aksi ıspat edildiğinden hükümsüz sayılmasına,davacının davalı Kuruma herhangi bir borcu olmadığının tesbitine, idari para cezalarının ortadan kaldırılmasına, Kurumca başlatılan takibin iptaline,faiz işletilmesinin tedbiren durdurulmasına,karar verilmesini istemiştir....
İdari para cezasına karşı fiilin işlendiği tarihteki yasal düzenlemeye göre süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde ilgili Mahkemeye dava açılmaması ya da ilgili Mahkemece itirazın reddine karar verilmesi hallerinde idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır....
Davacı, davalı hakkında 4857 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası uygulandığını, idari para cezasının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi sonucu takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, takibe konu idari para cezasının .... Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1218 Değişik İş numaralı kararı ile iptal edildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, uyuşmazlık konusu alacağın, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 107. maddesi gereğince verilen idari para cezasına ilişkin olması sebebiyle, uyuşmazlığa bakma görevinin 5521 sayılı Kanun uyarınca iş mahkemesine ait olduğu kabul edilerek, görevsizlik kararı verilmiştir....
Davacı vekili, davalı bankanın İş Kanunu’nun 30. maddesinde belirtilen engelli işçi çalıştırma zorunluluğuna uymaması nedeni ile aleyhine idari para cezası kesildiğini, davalı bankanın idari para cezasını ödemediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını ve davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından idari para cezası kesinleştikten sonra ödeme yapıldığı, eldeki itirazın iptali davasının ise ödeme tarihinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Anılan düzenleme uyarınca; Kurum tarafından düzenlenen idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebilir. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabilirler. İdari aşamada kesinleşen idari para cezaları ise Kurum alacağına dönüşür. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır. Bu kapsamda dava ödeme emrinin iptali davasıdır. Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, dosya kapsamından; davaya konu edilen, davacı şirket ..........ile şirket ortağı davacı ... adına düzenlendiği anlaşılan ve davacı şirketin 2014/2. ayı idari para cezası ve gecikme zammı borcunu içeren 2015/12653 takip nolu ödeme emrinin, 01.10.2015 tarihinde davacı ...'...