İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasında bulunan ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağı bulunduğu, alacağının tahsil edilmediği iddiası ile icra takibine girişildiği, icra takibine itiraz üzerine asıl alacak meblağına yönelik eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının sahibi lehine delil vasfı taşıyan ticari defterlerine göre; davalıdan 4.938,85 TL alacaklı olduğu, davalının sahibi lehine delil vasfı taşıyan defterlerine göre de davalının davacıya 4.938,85 TL borçlu olduğunun belirlendiği, taraf defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacının iş bu ticari ilişki neticesi davalıdan 4.938,85 TL alacaklı bulunduğu, likit olduğu anlaşılan icra takibine itirazında haksız bulunan davalı aleyhine icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Ankara 30. İcra müdürlüğünün ......
Somut olayda ise dava konusu dosyaya dayanak olan icra dosyası dışındaki 2005/215 sayılı icra dosyasına ödeme yapıldığından, bu ödemenin mahsup işleminin bu dosyada yapılması ve davacı yüklenicinin alacak miktarının buna göre hesaplanıp karar altına alınması zorunludur. 3-İİK’nın 67/II.maddesi uyarınca icra inkâr tazminatının karar altına alınabilmesi için davalı borçlunun icra takibine itirazında haksız olması gerekir. Bilirkişi raporuyla sonuca varılması, uyuşmazlığın çözümünün yargılama yapılmasını gerektirmesi hallerinde borçlunun icra takibine itirazında haksız olduğundan sözedilemez. Somut olayda da taraflar arasındaki uyuşmazlık bilirkişi raporuyla çözümlendiğinden, davacının yaptığı iş miktarı bu şekilde belirlendiğinden ve likit bir alacak sözkonusu olmadığından, davalı icra takibine itirazında haksız sayılamaz. Bu durumda mahkemece şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu istemin kabulüne karar verilmesi de hatalı olmuştur....
İcra Müdürlüğünde 2013/1088 Esas sayılı ilamsız icra takibine yapmış olduğu itirazın yersiz olduğunu, bilirkişi kurulu raporuna göre davacının asıl alacak miktarının 7.214,00 TL işlemiş faiziyle birlikte toplam 8.220,54 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının davalı aleyhine icra takibinde bulunurken icra takibine dayanak yaptığı belgelerin davalının vadesiz hesabından yapılan ödemelere ilişkin dekontlar olduğu ve davaya konu ödemelerin davalının vadesiz hesabından yapıldığı anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2019/5371 esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, icra takibine itiraz sonucunda icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, boşanma dava tarihinin 30/07/2018 olduğu, icra takip tarihinin 26/04/2019 olduğu, davacı kadın vekili tarafından 03/05/2019 tarihli arar kararının da dosyaya sunularak erkek aleyhine yeniden ödeme emri düzenlettirildiğini, boşanma davasının ara kararıyla TMK'169 maddesi uyarınca verilen tedbir nafakalarının icra takibine konu edilmesinde her hangi bir hukuka aykırılık olmadığı gibi talep edilen nafaka miktarlarının da yerinde olduğu, davalı erkeğin icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden erkek aleyhine icra inkar tazminatı verilmesinin de yerinde olduğu anlaşıldığından davalı erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
, huzurdaki davanın ikamesine de kötü niyetle sebebiyet verdiğini, bu itibarla da davanın aynen kabulü ile davalı şirketin icra takibine vaki itirazının iptaline, icra takibinin devamına, icra takibine konu edilen alacak faturaya dayalı likit olmakla ve davalı borçlu şirketin icra takibine yönelik itirazı haksız olmakla, icra takibine haksız yere itiraz eden davalı şirketin % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalı borçlu şirketin icra takibine konu edilen borcunu ödemediğini ibraz edilen e-mail yazışmaları ile kabul, beyan ve ikrar etmiş olmakla icra takibine kötü niyetle itiraz ettiğinden ve huzurdaki davanın ikamesine kötü niyete sebebiyet verdiğinden, HMK' unun 329.maddesi hükmü gereğince, AAÜT ile belirlenen tutarda / veya Mahkemece takdir edilecek tutarda vekalet ücretine ve 5.000....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde diğer davalının müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalılar davaya cevap vermemiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının davalıdan devraldığı manav dükkanına karşılık aralarında düzenledikleri 16/03/2012 tarihli ''sözleşme'' başlıklı belge ile teminat senedi olarak 5 adet 1000,00 TL bedelli senetler verdiği, davalının senetlerden iki tanesini icra takibine konu ettiği, söz konusu belgedeki imzanın davalı eli ürünü olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davalıya verilen senetlerin teminat niteliğinde olduğu, icra takibine konu edilemeyeceği, ancak davalının sözleşmenin aksine iki adet senedi takibe koymakta haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
-KARAR- Davacı vekili, davalının keşideci dava dışı şirketin ciro ettiği çekten dolayı davalının borçlu olduğunu, borcun ödenmediğini, girişilen icra takibine itirazda bulunduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin icra takibine konu çeki dava dışı … A.Ş’ye hatır çeki olarak verdiğini, bu şirketin çeki davacıya ciro ettiğini, zamanaşımına uğramış çekten dolayı davacıya ve cirantasına borçlu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Davacı vekili, davalının icra takibine konu malı aldığını kabul ettiğini, mahsuben yapılan bir çadır alışverişinin bulunmadığını,savunmada bahsi geçen ...’ün davacı şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığını şirketin yetkilisi olmadığını belirterek karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davanın kısmen kabulüne, icra takibine yapılan itirazın 2.712,80 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekilince temyiz edilmiştir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin murisi olan ...’ın 26.12.2005 tarihinde vefat ettiğini, davalı tarafından murisin borçlusu olduğu bono ile 18.1.2006 günü aleyhe icra takibine başladığını, ancak bonodaki imzanın murise ait olmağı gibi borcu da bulunmadığını belirterek, icra takibine konu 5.7.2002 tanzim, 20.6.2003 ödeme tarihli, 125.000.000.000.-TL tutarlı senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin bononun ciro yolu ile hamili olduğunu, iddianın ispatı gerektiğini bildirerek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir....