Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece alınan bilirkişi raporunda takibe konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği, davanın imzaya itiraz davası olduğunu ve bu davada faktoring mevzuatına uygun işlem yapılıp yapılmadığının denetlenemeyeceğini, Mahkemece fatura ve sözleşme istenseydi sunacaklarını, ancak kendilerinden talep edilmediğini beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dosyası ve icra dosyası ile UYAP kayıtları incelendiğinde; takibe dayanak belgenin ve tüm borçlulara gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatalarının dosya içerisinde bulunmadığı, UYAP'ta da kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemenizce, davaya konu İstanbul 14.İcra Müdürlüğü'nün 2019/19513 esas sayılı dosyasından takibe dayanak senet örneğinin ve takip borçlularına gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatalarının okunaklı suretleri eklenerek dosyanın Dairemize gönderilmesi için Mahkemenize geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
İİK'nun 33/1. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilere re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya İcra Mahkemesi'nde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçluya icra emri 21.06.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, borcun icra takibinden önce ödendiğine ilişkin itiraz 05.08.2013 tarihinde yapılarak icranın geri bırakılması talep edilmiştir. Buna göre, icra emri tebliğine göre yedi günlük itiraz süresinden sonra takip konusu alacağın takip tarihinden önceki bir tarihte ödendiği iddiasında bulunulmuştur. Mahkemece ödeme iddiasının yasal süre içinde yapılmadığı nazara alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Dairesi'nin 2019/9649 E sayılı dosyasından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte davacı borçluya ödeme emrinin 26/07/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğ zarfından daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının anılan kararın tebliğ edildiğini düşündüğünü, oysa ki yeni bir takip başlatılmış olduğunu ve ödeme emri tebliğ zarfında ödeme emri gönderilmemesi, bunun yerine daha önce başlatılan icra takibine itiraz üzerine verilen karar belgesi çıkması nedeniyle davacının takibe itiraz edemediğini, bu şekilde yanıltıcı olarak gönderilen ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığını beyan etmiş, ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.01.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile aylık kira bedelinin 20.000TL olduğu ve kira bedellinin her yıl TEFE TÜFE oranında artırılacağı düzenlenmiştir. Davacı alacaklı bu kira sözleşmesine dayanarak 22.04.2019 tarihinde tahliye talepli olarak başlattığı icra takibinde, 2019 Yılı Nisan ayı kira bedeli 31.600TL ve %10 gecikme cezası ve 4,68TL faiz olmak üzere toplam 35.455,48TL'nin tahsilini istemiştir....
olarak mağdur olmamaları ve ileride telafisi güç zararlara sebebiyet verilmemesi adına icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini, haksız ve kötü niyetli olan davalı tarafın %20 icra tazminatına ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibin iflas yoluna çevrildiğini, davalının takibe itiraz etmediğini ileri sürerek İİK.’nun 173. maddesi uyarınca davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iflas ödeme emrinin davalıya Tebligat Kanunu hükümlerine uygun tebliğ edilmediği, iflas ödeme emri tebliğ edilmeden iflas davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalı aleyhine haciz yoluyla takibe geçmiş, ödeme emri şirket yetkilisine tebliğ edilmiştir. Takip şekli iflasa çevrildikten sonra iflas ödeme emri daha önce tebliğ edilen adrese gönderilmiş, adresten taşındığı gerekçesiyle tebliğ edilememiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte, ihtar tebligatının usulsüz olması nedeni ile ihtardan haberdar olup itiraz edemedikleri, takipte ödeme emri yerine icra emri gönderilmesinin usulsüz olduğu iddiası ile takibin iptali istenmiştir. Mahkemece, icra emri tebliğinden itibaren yasal sürede başvurulmadığı, ihtara itiraz da olunmadığı, İİK 150/ı maddesine göre icra emri gönderilmesinde de usulsüzlük bulunmadığından istemin reddine karar verildiği görülmüştür....
Davacı, kiracı ve kefil hakkında 04.03.2011 tarihinde tahliye talepli başlattığı icra takibi ile 2011 Ocak-Nisan aylar arası aylık 700 TL'den toplam 2.800 TL kira 8.93 TL fazin tahsilini istemiştir. Ödeme emri davalı kiracıya ve kefile tebligat kanunun 21 maddesine göre 21.04.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Daha sonra davacı alacaklı 14.12.2011 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçesinde “dosya borçlularına gönderilen tebligat bila dönmüştür. Mernis adresi olarak tesbit edilen adreslerine T.K.nun 21. maddesi uyarınca yeniden ödeme emri gönderilmesini” talep etmesi üzerine çıkarılan ödeme emri davalı borçlu kiracıya 06.01.2012, kefile ise 23.12.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine davalı borçlular vekili 11.01.2012 tarihinde verdigi itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir....
İcra Dairesi'nin E.2020/1026 sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılarak örnek 6 nolu icra emri gönderildiğini, söz konusu icra emrinin yasanın açık hükümlerine aykırı olması sebebiyle takibin ve buna bağlı olarak icra emrinin iptali gerektiğini, müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmasının hatalı olduğunu, zira takibe ilişkin ipoteğin üst sınır ipoteği niteliğine haiz olduğunu, kesin bir borç ikrarını havi olmadığını, müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatılarak icra emri yerine ödeme emri gönderilmesi gerektiğini, davalı banka lehine tesis edilmiş bulunan ipoteklerin davalı banka nezdinde açılacak kredi hesabının teminatını teşkil etmek üzere tesis edilmiş teminat (üst sınır) ipoteği niteliğine haiz olduğunu, ipotek akit tablosunun da kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarına havi olmadığını, alacaklı tarafından başlatılan takibe ilişkin icra emrinde takip konusu taşınmazlar üzerindeki...
Hukuk Dairesi'nin 15/03/2016 tarih ve 2016/31332 E. 2016/7597 K. sayılı ilamı gereğince İİK'nın 58 ve İİK'nın 61. maddelerine göre takibe itiraz edilmesi şikayet yoluyla ödeme emrinin iptaline engel olmayacağı, takip belgeye dayandığı halde ödeme emri tebliğ evrakında şerhin bulunmadığı ve aksinin davalı alacaklı tarafça ispat edilimediği görülmekle icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emri tebligatının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, davacı tarafa yeniden tebliğ yapılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermiştir....