Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/142 Esas ve 2010/230 Karar sayılı ilamı ile davacı ... lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk ...lehine aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle, yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye; iştirak nafakasının 300 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde; talep edilen nafakaların fahiş olduğunu, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasınının artırılması istemine ilişkindir. Davacı vekilinin, müşterek çocuk...için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
Mahkemece; davacının üniversite öğrencisi olduğu, eğitimine devam ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile aylık 300TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 328.maddesi gereğince, anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır....
(TMK. md. 182) Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. TMK'nun 328. maddesine göre de, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisinden yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Bu nedenle küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Somut olayda takibe dayanak nafakanın artırılması davasına ilişkin İzmir 5.Aile Mahkemesi'nin 25/04/2005 tarih, . Esas ....
Yapılan yargılama sonucunda mahkemece, çocuk için boşanma sırasında takdir edilen aylık 300 TL iştirak nafakasının aylık 600 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş ise de, değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı itibariyle artan ihtiyaçları, nafakanın niteliği dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
Somut olayda; eğitimine devam eden ve kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun olan davacı Yiğit Efe'nin üst soyu olan davalı babasından yardım nafakası isteyebileceğinin kabulü gerekir. Yardım nafakasının miktarı takdir edilirken bunu ödemekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerekir. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçimine katkı olacak miktarda, davalının da geliri ile orantılı olarak Medeni Kanunun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; davacının öğrenci olduğu, dava dışı annesi ile yaşadığı, geliri olmadığı, davalının ise düzenli geliri olduğu, üniversite öğrencisi olan diğer çocuğu için de yardım nafakası ödediği anlaşılmaktadır....
Davalı-karşı davacı taraf, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını olmadığı takdirde yoksulluk ve iştirak nafakasının azaltılmasını talep etmiştir....
Davada; 2009 yılından itibaren aylık 400,00 TL olarak ödenen iştirak nafakasının 1.000,00 TL'ye çıkarılması talep edilmiş; mahkemece nafakanın aylık 600,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir . Dosya içeriğinden; davacının 17.11.1992 doğumlu olup, eldeki artırım davasını vekili aracılığı ile 13.02.2012 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Her nekadar mahkemece talep; iştirak nafakasının artırılması istemi olarak değerlendirilmiş ise de; dava niteliği itibari ile yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK'nın 364/1 maddesi gereğince; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, 200,00 TL iştirak nafakasının reşit olması nedeniyle kesildiğini, eğitimine devam edebilmesi için davalı babasından 500,00 TL yardım nafakası talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 225,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, verilen bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, iştirak nafakasının sona ermesi, yoksulluk ve tazminat miktarları yönünden; davalı koca tarafından ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuk yararına takdir olunan iştirak nafakasının reşit olmakla kendiliğinden sora ereceğinin (TMK md. 182/2) bu tarih sonrasında şartların bulunması halinde Türk Medeni Kanununun 364. maddesi uyarınca yardım nafakası istenebileceğinin davacı kadının maddi tazminat talebinin Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesinden kaynaklandığının anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün...
Somut olayda, davacının iştirak nafakasının artırımı yönündeki talebi TMK. 328/2 ve 364/1. maddesi kapsamında yardım nafakası talebini içermektedir. Mahkemece; davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktarda yardım nafakasına hükmolunması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....