Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Beldesinde çalıştığını, bu nedenlerle davacının davalıya ödemekle yükümlü olduğu aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının iptaline, bunun söz konusu olmadığı durumda nafakanın aylık 100,00 TL'ye indirilmesini, yine müşterek çocuk Kurtuluş için hükmedilen 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kazancında düşüş olmadığını, davalının çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı için hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye indirilmesine, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 175,00 TL iştirak nafakasının aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının indirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....

    Dava, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların Mardin Aile Mahkemesi'nin 2016/309 E 2016/323 K sayılı kararı ile TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, 16/05/2012 doğumlu müşterek çocuk Kutay Gürbak'ın velâyetinin annesine verildiği, protokol ile çocuk lehine aylık 500,00 TL iştirak nafakası ödenmesi hususunda tarafların mutabakata vardıkları ve dava tarihi itibariyle nafaka miktarının 880,00 TL olduğu, davacının sigortacı olduğu, aylık 4.800,00 TL geliri bulunduğu, davalının ise yüzbaşı olduğu ve aylık 13.506,00 TL kazandığı anlaşılmıştır....

    Ereğli Aile Mahkemesi'nin 2016/233 E. -2017/572 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk lehine aylık 500 TL iştirak nafakasına ve nafakanın her yıl Ekim ayında enflasyon oranında artırlmasına ayrıca müşterek çocuğun eğitim giderlerinin ( yemek ücreti, servis ücreti, kitap ve kırtasiye giderleri, okul kıyafetleri vb. ihtiyaçlarının ) her sene eğitim öğretim başında taraflarca 1/2 oranında karşılanacağının hüküm altına alındığı, kararın 31/10/2017 tarihinde kesinleştiği , iş bu davanın 29/09/2021 tarihinde açıldığı; davacı kadının dava dilekçesinde anlaşmalı boşanma davasında erkeğin taahhüt ettiği çocuğun okul masraflarını karşılamadığını , hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek nafakanın 1.500 TL'ye çıkartılmasını talep ettiği, aylık 500 TL iştirak nafakasına mahkemece enflasyon oranında artırım oranı uygulandığı için her yıl ekim ayında artış ile 2021 ekim ayında iştirak nafakasının 920 TL'ye çıktığı...

    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin açtığı davada mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, taraflarca düzenlenen ve mahkemece onaylanan 20.04.2015 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 3. maddesinde davacı erkeğin çocuklar için 1.000,00 TL nafaka ödemesinin kararlaştırıldığı, 03.07.2015 tarihli duruşmada da davacı erkeğin protokolü aynen kabul ettiğini beyan ettiği; mahkemece "müşterek çocuklar için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmasının maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmış olup, mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2021 NUMARASI : 2021/44 ESAS 2021/22 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 26/08/2000 tarihinde 2001 doğumlu Gülsine İleri isimli müşterek çocuklarının bulunduğunu, çeşitli sebepler ile evliliklerini yürütemediklerini, bu sebepler ile sundukları protokol doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı erkek cevap vermemiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2021 NUMARASI : 2021/44 ESAS 2021/22 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 26/08/2000 tarihinde 2001 doğumlu Gülsine İleri isimli müşterek çocuklarının bulunduğunu, çeşitli sebepler ile evliliklerini yürütemediklerini, bu sebepler ile sundukları protokol doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı erkek cevap vermemiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma gerçekleştikten çok kısa bir süre sonra açılan davanın iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkilinin evlenmeden önce de çalıştığını, evlilik sebebiyle işine ara verdiğini, boşanmadan sonra tekrardan çalışmaya başlayacağının da davacı tarafça bilindiğini, buna rağmen anlaşmalı boşanma gerçekleştikten sonra bu şekilde dava açılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, davacının hali hazırda çok iyi bir seviyede gelir elde ettiğini, müvekkilinin ise müşterek çocuğun bakımını üstlendiğini, mevcut gelir durumuyla geçinmesinin zor olduğunu belirterek nafakanın kaldırılması-azaltılması adı altında açılan eldeki mevcut davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ : İlk derece mahkemesi '' -Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, -Davacının yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin KABULÜ İLE ; Davalı yararına Van 1....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma gerçekleştikten çok kısa bir süre sonra açılan davanın iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkilinin evlenmeden önce de çalıştığını, evlilik sebebiyle işine ara verdiğini, boşanmadan sonra tekrardan çalışmaya başlayacağının da davacı tarafça bilindiğini, buna rağmen anlaşmalı boşanma gerçekleştikten sonra bu şekilde dava açılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, davacının hali hazırda çok iyi bir seviyede gelir elde ettiğini, müvekkilinin ise müşterek çocuğun bakımını üstlendiğini, mevcut gelir durumuyla geçinmesinin zor olduğunu belirterek nafakanın kaldırılması-azaltılması adı altında açılan eldeki mevcut davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ : İlk derece mahkemesi '' -Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, -Davacının yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin KABULÜ İLE ; Davalı yararına Van 1....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin anlaşmalı boşanma protokolünün kendisi ve çocukları aleyhine hüküm içerdiğini idrak edemeden mahkemenin sonuçlandığını, çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası talep ettiklerini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

      Aile Mahkemesinin 2016/746 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı T1 tarafından T3 aleyhine iştirak nafakasının kaldırılmasına/ indirilmesine yönelik dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda 19.04.2018 tarihli karar ile davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren iaşe ve eğitim masrafları için kullanılmak üzere aylık 15.000,00 TL'ye indirilmesine, nafaka miktarının her yıl Nisan ayında TÜİK tarafından açılanacak ÜFE oranında artırılmasına, iştirak nafakası iaşe ve eğitim masraflarına karşı belirlendiğinden davacı vekilinin çocuğun eğitim masraflarının davacı tarafça direkt kuruma ödenmesine ilişkin talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığında şeklinde karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüştür. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 10....

      UYAP Entegrasyonu