HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Asıl dava, iştirak nafakasının azaltılması ve artış oranının indirilmesi; birleşen dava ise iştirak nafakasının arttırılması istemlerine ilişkindir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/09/2021 NUMARASI : 2021/458 ESAS - 2021/1095 KARAR DAVA KONUSU : İştirak Nafakasının Azaltılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, taraflarca istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davacının iştirak nafakasının yeniden düzenlenmesi ve azaltılması isteğine ilişkin davasının reddine" karar verilmiştir. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı çocuk için maddi yükümlülüklerin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının azaltılması davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul 2....
Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davalı kadının ve velayet hakkı davalı annede bulunan ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde iştirak nafakalarının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında bir hata bulunmadığı belirlenmiştir. Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin ise nafakanın 1 yıllık tutarının 17.830 TL nin altında kalması nedeniyle kararın kesin olması nedeni ile yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. Sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM : 1- Kayseri 7....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde nafakanın azaltılması yoluna gidilmeyecektir. Somut olayda boşanma kararının kesinleşmesinden sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında nafaka alacaklarının ihtiyaçlarında olağanüstü bir değişim gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemenin davanın reddine yönelik kararı doğru olup, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihi olan 30/01/2013'den başlamak üzere; davacı kadın için, aylık 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 250,00 TL'ye çıkartılmasına; tarafların müşterek çocuğu Melek Sıla Özkan için aylık 100,00 TL olan iştirak nafakasının ise, 200,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre; iradın arttırılması veya azaltılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Mahkemece, dosya kapsamına göre; davacının, 12/04/2013 tarihinde yeniden bir başkası ile evlendiği, yeni evliliğinden de bir çocuğunun olduğu, bu nedenele giderlerinin arttığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek küçük çocuk İrem lehine takdir edilen 750,00 TL iştirak nafakasının 450,00 TL'ye, Görkem lehine takdir edilen aylık 500,00 TL iştirak nafakasının 400,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar dava tarihinden yaklaşık 7 ay kadar önce 10.10.2012 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmışlar; bu dava sırasında imzalanan protokolde davacı taraf, müşterek çocuklara iştirak nafakası ödemeyi kabul etmiştir. Şimdi ise, bu dava ile ödeme güçlüğü içinde bulunduğunu ileri sürerek nafakanın indirilmesini talep etmektedir....
için aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle yoksulluk nafakasının 700,00 TL'ye, iştirak nafakasının 500 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde,davanın reddini istemiştir. Mahkemece ;davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 425 TL'ye yükseltilmesine ,müşterek çocuk ... için aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden 375 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir....
İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının arttırım talebinin reddi hatalı görülerek, önceki nafakanın Yıllık Üfe artış oranının altında kaldığından Üfe artış oranına göre tespit edilen 370,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline, bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına karar vermek gerekmiş ve davacının bu yöndeki istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarı ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine uygundur. Bu nedenle davacının istinaf talebinin iştirak nafakası yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....