"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, istisna (eser) sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve hak sahipliğinin belirlenmesi istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu kararı ve Yargıtay Yasası’nın 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 15. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 27.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yaşamlarını yitiren sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Davanın kabulü ile, Davacının sigortalılık başlangıcının 01/05/1980 olduğunun, 01/07/2015 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığının tespitine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının 01.05.1980 tarihinde 18 yaşını doldurmadığını, yaşı ve yapılan iş dikkate alındığında ehliyetinin olup olmadığının araştırılmadığını, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava sigortalılık başlangıcının tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkindir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 108.maddesinin 1....
Yine, gelir ve aylıkların birleşmesi ile ilgili olarak 506 sayılı Yasanın 92. maddesinin 2. fıkrası “Malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine, bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir. Malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanmadan önce iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından bağlanan ve sermayeye çevrilen gelirler ile yaşlılık sigortasından yapılacak toptan ödemelerde bu fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının oğlunun 11.06.2003 tarihinde iş kazası sonucu öldüğü olayın iş kazası olduğunun davalı Kurumca kabul edildiği, davacının ölen oğlundan iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmasına ilişkin 04.08.2008 tarihli talebinin davalı Kurumca reddedildiği anlaşılmaktadır. Sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde sigortalının iş kazası sonucu ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanacağı, bildirilmiş 506 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde " geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına" ibareleri 29.7.2003 tarihli 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile değiştirilerek " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasa'ya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere bunlardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına" ibareleri getirilmiştir....
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde sigortalının iş kazası sonucu ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanacağı, bildirilmiş 506 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde " geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına" ibareleri 29.7.2003 tarihli 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile değiştirilerek " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasa'ya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere bunlardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına" ibareleri getirilmiştir....
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Hukuk Genel Kurulu ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında 506 Sayılı Kanunun 63’üncü maddesine göre tüm sigorta kollarından prim ödenerek çalışan sigortalının gerçek iradesine üstünlük tanınması gerektiği, tüm sigorta kolları prim oranının sosyal güvenlik destek primi oranlarından yüksek olması karşısında Kurumun sigortalının isteğini dikkate alarak, alınan primleri sosyal güvenlik destek primi olarak kabul edip mahsup işlemi yapması ve böylece yaşlılık aylığı almakta iken gerçekleşen çalışmaya geçerlilik tanıması gerektiği ve bunun sosyal güvenlik ilkelerine uygun olacağı üzerinde durulmuştur. Davaya konu somut olayda, davacı 30.11.2001 tarihinde işveren ... nezdindeki işten ayrıldığını bildirerek tahsis talebinde bulunmuş ve 01.01.2002 tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlanmıştır....
olan 01.07.2013 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Sigortalının 506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesinin (B) bendine göre aylığa hak kazanma koşulları 18 yaş uygulamasına bakılmaksızın 20/3/1986 tarihli girişine göre 20 yıl, 42 yaş, 5075 gün olarak tespit edilmiştir. Sigortalı tahsis talebinde bulunduğu zaman bu şartlardan 20 yıllık sigortalılık süresi şartının yerine gelip gelmediğinin tespitinde sigortalının 18 yaşını doldurduğu 10/1/1987 tarihi sigortalılık başlangıç tarihi olarak dikkate alınacak ve 20 yıllık sigortalılık süre şartı bu tarihe göre belirlenecektir....