WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 104 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2765 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’in başvuru öncesi sigortalılık kaydı bulunduğunun tespiti ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 313 no’lu kararı ile 12.08.1992 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....

    ve dava dışı eş.....adına aynı bölge içinde sağlam konutları olduğu tespit edildiği için hak sahipliklerinin iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden,çekişme konusu 1543 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümün 12.01.2007 tarihinde davalı adına tahsis sureti ile tescil edildiği, dosyadaki 11.06.2003 tarihli Konut Teslim Tutanağına göre , dava konusu 5 nolu dairenin davalıya vekaleten.....teslim alındığı daha sonra 25.08.2011 tarihli Hak Sahipliği İnceleme Komisyon Kararı ile de davalının hak sahipliğinin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere ecrimisil, kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu mahrum kalınan gelir olan bir nevi haksız kullanım tazminatıdır. Somut olayda davalı, dava konusu konutu, yapılan tahsis uyarınca kullandığına göre tahsis işlemi iptal edilinceye kadar kötü niyetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. ./.....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu'nun 29.08.1998 tarih ve 18 no'lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2438 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına 28.12.2007 tarihinde tescil edildiğini, ne var ki davalı ...'nın başvuru öncesi sigortalılık kaydı bulunduğunun tespiti üzerine Mahalli İskanKomisyonu'nun 15.06.2011 tarih ve 17 no'lu kararı ile 29.08.1998 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....

        Mahkemece, hak sahipliğinin iptaline ilişkin komisyon kararının kesinleşen idare mahkemesi kararı ile iptal edildiği ve tescile dayanak olan hak sahipliği kararının ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.1 fıkrası uyarınca oy çokluğuyla esastan reddedilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j....

          Komisyonu'nun 29.06.1998 tarih ve 57 no'lu kararı ile tarımsal ... hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2756 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına 28.12.2007 tarihinde tescil edildiğini, ne var ki davalı ...'in başvuru öncesi sigortalılık kaydı bulunduğunun tespiti üzerine Mahalli ... Komisyonu'nun 15.06.2011 tarih ve 39 no'lu kararı ile 29.06.1998 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürüp tapunun iptali ile taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli ... Komisyonu'nun 15.06.2011 tarih ve 39 no'lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hak sahipliğinin iptaline ilişkin komisyon kararın kesinleşen idare mahkemesi kararı ile iptal edildiği ve tescile dayanak olan hak sahipliği kararının ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu ......

            İskan Komisyonu'nun 09.08.2002 tarih ve 167 no'lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2164 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...' in başvuru öncesi sigortalılık kaydı bulunduğunun tespiti üzerine ... İskan Komisyonu'nun 06.04.2012 tarih ve 265 no'lu kararı ile 09.08.2002 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, ... İskan Komisyonu'nun 06.04.2012 tarih ve 265 no'lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....

              DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 117 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalı ...’nin hak sahibi sayılmasına karar verilip 583 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 11 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce aile bireylerinin SSK kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2011/1696 Esas, 2012/2082 Karar sayılı ilamıyla reddedilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....

                Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....

                  Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....

                    un markayı 04/02/1985 senesinden beri tescilli hak ile kullanıldığını, 20 yıllık zilyet olduğunu ve markada tescilin yanı sıra tescilsiz kullanıma yönelikte hak sahibi olduğunu, markanın 30 yıllık tescilli marka olduğunu davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafın marka üzerinde miras bırakılma sebebi ile hak iddia ettiklerini, ayrıca markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinini talep ettiklerini, bu iki davanın birlikte görülmemesi gerektiğini, davacıların hak sahibi olduklarını ispatlayan hiçbir delilleri olmadığını, ... Limited Şirketi'nin 1995 senesinde kurulduğunu, ...'un %70, ...'un %30 hissedar olduğunu, bu durumun davacı tarafa anlatıldığını, davacıların murisi ...'un, ... markası ya da ... Ticaret Limited Şirketinde hak sahibi olmadığını, müvekkilinin markayı kullanarak tanınmış hale getirdiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu