Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunun 19 ve devamı maddelerine göre, anılan Yasanın 19. maddesinin 1. fıkrasında “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli göremezlik gelirine hak kazanır....

    Somut olayda, davacı 19.4.2004-12.5.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığı halde Kuruma eksik bildirildiğini belirterek sigortalı çalışmalarının tespitini istemekte, davalı işveren ise davacının çalışmalarının imzasını da içeren ücret tediye bordroları, sigortalı işe giriş bildirgeleri, sözleşmeleri ve istifa dilekçelerine uygun olarak Kuruma bildirildiğini iddia etmektedir. Davacı, bu belgelerde yer alan imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmesine karşın mahkemece imza incelemesi yapılmadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasanın 6.maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 7/1-a bendine göre işe alınmalarıyla birlikte kendiliğinden “sigortalı” olanlar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümleri sigortalının işe alındığı tarihten başlar. Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamaz....

      Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; dava konusu kazasında; kazasının gerçekleştiği kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, yukarıda sıralanan maddi ve hukuki olgular ışığında yeniden yapılacak incelemeyle; mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığı, yönlerinin yargısal denetime elverir biçimde irdelenip, çelişkiden uzak rapor alınması gereği üzerinde durulmaksızın, kusur aidiyeti konusunda eksik ve yetersiz incelemeye dayalı kusur raporu esas alınmak suretiyle sonuca varılması isabetsiz bulunmuştur. 2-Teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı ya da hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden ayrı ayrı yada sadece birinden istemek hakkına sahiptir....

        Davalı, tahsisen tescil işleminin dayanağı olan hak sahipliği belgesinin halen geçerliliğini sürdürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalının hak sahipliğinin iptal edilmesine ilişkin İskan Komisyon Kararının İdare Mahkemesince iptaline karar verildiği, tescilin dayanağının halen ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından; hak sahipliği belgesinin iptaline ilişkin komisyon kararının Bölge İdare Mahkemesi 2....

          Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....

            Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....

              Kabule göre de; teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı ya da hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini, bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden ayrı ayrı ya da sadece birinden istemek hakkına sahip olup, tazmin sorumlularının her biri, vefatları halinde de mirasçıları, Kuruma karşı zararın tamamından müteselsilen, fakat birbirlerine karşı kendi ya da murislerinin kusurları oranında sorumlu olmaları karşısında kurum zararı, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğinin gözetilmemesi, isabetsizdir. O halde, davacı Kurum ve davalılardan ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan ...'a iadesine, 12.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAYIT DÜZELTİM İSTEMLİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 107 ada 5, 101 ada 849 ve 169 ada 7 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ...'na ait olduğunu ancak tapu kayıtlarında murislerinin soyisminin... olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kaydının nüfus kaydına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının babası ...'in soyadının ... olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

                  Eldeki davada, dava konusu kazası nedeniyle alınan 24.03.2015 tarihli kusur raporunda işveren ... %70, şirket mesul müdürü ... %10 ve ölen sigortalı .........%20 kusurlu bulunmuş, 13.07.2015 tarihli kusur raporunda ise tüzel kişi işveren %80, ölen sigortalı .......... %20 kusurlu bulunmuş, ceza davasında da şirket mesul müdürü ... ve ölen sigortalı ........ asli kusurlu bulunmuş, işveren ... kusursuz bulunmuştur. Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur....

                    yer aldığı belirtilerek, davalı aile reisi ve eşinin hak sahibi yapılmadan kargir ev ve hisseli bahçeye sahip olması nedeniyle Bayındırlık ve İskanlığının teftiş heyeti hak sahipliğinin iptali edilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, 5543 sayılı İskan Kanunun 3/ç bendinde; “Göçebe” kimlere denildiği tanımlanmış, Yeni İskan Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 7....

                    UYAP Entegrasyonu