Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

den 3250 TL daha alarak yerinden ayrıldığı, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, katılana ait isimli yerinin defter, belge ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılarak, suç tarihlerinde yerinde sanığın kasadan aldığı iddia edilen miktar kadar tahsilat yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise bu meblağın yerine ait banka hesabına yatırılıp yatırılmadığının tespiti ve sanığın uhdesinde tuttuğu iddia edilen miktar kadar kasa açığı bulunup bulunmadığının tespiti, yine hükümden sonra katılan vekilinin sanık hakkında şikayetten vazgeçtiğinin anlaşılması karşında, vazgeçmenin nedeninin belirlenmesi sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması, Kabule göre de, 5237 sayılı TCK'nın 155/2 maddesinde hapis cezası ile birlikte adli para cezası öngörülmüş olduğu halde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmemesi, Bozmayı gerektirmiş...

    nu hasım göstererek sürekli göremezlik oranının tespiti ve maluliyetinin kazası ile illiyetinin tespiti için dava açması için önel verilmesi,% 0 maluliyetin tespiti durumunda bile davacının uğradığı kazası sonucu operasyon geçirecek şekilde yaralandığı, hayatın olağan akışı gereği bundan dolayı elem ve ızdırap duyduğu kabul edilerek uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi' gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu, bozmaya uyan mahkemece, davacı vekilinin verilen kesin sürede bozma ilamında belirtilen şekilde dava açmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.3.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar....

      Davacı vekili dava dilekçesinde tedavi ve bakımı ile ilgili döneminin belirlenmesi ile kalıcı maluliyet zararı ve geçici görmezlik süresi ve zararının tespiti ile belirlenen zararların tazminini talep etmiştir. Mahkemece alınan ...Üniversitesi .... Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 06/11/2015 tarihli raporda ,Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne göre davacının %5,1 oranında maluliyeti, tedavilerinin devam ettiği dönemde iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 malul sayılacağı tespit edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda geçici ve sürekli göremezlik zararı hesaplanmış, sürekli göremezlik zararı içerisinde bakıcı gideri de hesaplanmıştır. Sürekli göremezlikte bakıcı gideri hesaplanacaksa bunun Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu'nca tespiti gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin bölümü alanı, 09/02/2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21/01/2013 gün ve 2013/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu karar, hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin olup hizmet tespiti davasının Mahkemece tefrik edilmesine karar verildiği ve böylece temyiz incelemesinin işçilik alacakları ile sınırlı olduğu anlaşılmakla belirgin şekilde Dairemizin bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özet olarak; mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile öncelikle açılan davanın 6 günü içerisinde açılmamış olması halinde süre yönünden reddini talep etmiş, esas yönünden de diğer davalı T6 davacı T1 A.Ş'ye ait işyerinde TİS Kanunun 42.maddesi uyarınca yetkili olduğunun tespiti için 23/01/2020 tarihinde başvurduğunu, Bakanlığın yetki tespit sistemi üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan verilere göre başvuru tarihi itibari ile söz konusu işyerlerinde 178 işçinin çalıştığını, bunlardan 82 işçinin diğer davalı T6 üye olduğunu tespit ettiğini, buna göre 04/02/2020 tarihli 58736034- 103.02- E.337867 sayılı yetki tespiti yazısını taraflara gönderdiğini, yetki tespiti yazısının 10/02/2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, yetki tespiti başvurusunda bulunan davalı T6 ( 04 ) numaralı ''Petrol Kimya Lastik ve İlaç '' kolunda kurulu bulunduğunu, dolayısıyla yetki tespiti raporu düzenlenirken yetki tespit başvuru tarihinde SGK kayıtlarında T1...

          Kurumca işkazası nedeniyle vefat eden sigortalının haksahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorun olarak giderilmelidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup işbu tazminat davasında ise kurum taraf değildir. Bu kapsamda eksik incelemeyle karar verildiği ortadadır....

            Kurumun kazası tahkikatının ve giderek zararlandırıcı olayın kazası olarak tespitinin açılan tazminat davalarına doğrudan etkisi bulunmaktadır. Şöyle ki İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olduğundan mükerrer tahsile neden olunmasının önüne geçebilmek için kazası sigorta kolundan Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tespiti ile bunun hesaplanan tazminattan tenzili gerektiği gibi,tek başına manevi tazminat davası açılması durumunda dahi mahkemenin görevine ilişkin neticeleri bulunmasından dolayı(olay kazası değilse yargılama mahkemelerinde yapılamayacağından) Kurumun kazası tahkikatı ve giderek olayın kazası olarak tespit olunması önem arz etmektedir. Somut olayda ise SGK Başkanlığınca davaya konu zararlandırıcı olay nedeniyle inceleme başlatıldığı fakat Kurumun 13.10.2004 tarihindeki zararlandırıcı olayı kazası olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır....

              Kurumca sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı olduğu şekilde istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) ile ... İş Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla), 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesi gerekçe gösterilerek işin davalı Kurumun merkezinin ... ilinde, davalı şirketin merkezinin ... ilinde olduğu ve davacı işçinin işini yaptığı son işyeri adresinin ise ... ili olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmiş olup dosya ...'a gönderilmiştir. ... İş Mahkemesi ise, 5521 sayılı Kanunun 7. maddesinde hizmet tespiti davalarında ...'...

                  İş Mahkemesinin 2016/426 E. (2010/256 E.) sayılı dosyası ile işveren aleyhine tazminat davası açıldığını, anılan davada davacının sürekli göremezlik derecesinin %19.3 olarak belirlendiğini, Kuruma sürekli göremezlik derecesinin yeniden tespiti için başvurduklarını ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek davacının sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesini ve sürekli göremezlik geliri bağlanması gerektiğinin tespiti gerektiğinin beyanı ile davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP 1.Davalı Kurum vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; dava açılmadan önce Kuruma başvuru şartının yerine getirilmediğini, Kurum sigortalısının 18/02/2010 tarihinde geçirdiği kazası ile ilgili olarak Kurum sağlık kurulu raporu ile meslekte kazanma gücü kayıp oranının % 6.2 olarak kabul edildiğini ve sürekli göremezlik oranı %10'un altında olduğundan gelir bağlanmadığı belirtilmiştir. 2. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; ... 1....

                    UYAP Entegrasyonu