Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maluliyet Daire Başkanlığı raporuna göre davacının sürekli göremezlik oranın % 9.1 olduğunun belirtildiği, ..Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın kazası olduğunun tespit edildiği, 21.06.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 60, davacı işçinin % 40 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....

    Maluliyet Daire Başkanlığı raporuna göre davacının sürekli göremezlik oranın % 20 olduğunun belirtildiği, ... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın kazası olduğunun tespit edildiği, 14.04.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 80, davacı işçinin % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....

      Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, tazminat davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. Dosya kapsamından, bu davada kusur raporu alınmadığı, tazminat dosyasında var olan kusur oranının hükme esas alındığı, olay nedeni ile açılan tazminat davasında dosyamız davalısı müteveffa ...’ün davalı olmadığı ve alınan bilirkişi raporunda bu davalı hakkında herhangi bir kusur irdelemesinin yapılmadığı anlaşılmıştır....

        Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayımızda mahkemece hükme esas alınan 19.12.2011 tarihli 3 kişilik kusur raporu ile 16.05.2011 tarihli güvenliği uzmanı Prof.Dr.... tarafından düzenlenen kusur raporu arasında çelişki olduğu halde mahkemece anılan raporlardaki kusur dağılımları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca varılması isabetsiz olmuştur. Yapılması gereken bu iki rapor arasındaki kusur oranları bakımından oluşan çelişkinin giderilmesi için yine güvenliği uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden davaya konu kazasında ilgililerin kusur oranları bakımından yeniden rapor almak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir....

          İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında sigortalıda oluşan meslekte kazanma gücü kaybı oranı, hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından ve maluliyet oranında indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde de maluliyet oranı mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Bu nedenle maluliyet oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. Somut olayda, 16.06.2011 tarihli zararlandırıcı olayın Kurumca kazası kabul edildiği, 16.05.2013, YSK'nın 20.12.2013 tarihli kararlarında davacının sürekli göremezlik oranının % 0 olduğunun ve kontrol muayenesinin gerekmediğinin belirtildiği, B Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nün 23.09.2014 tarihli kararında 1984 doğumlu M.. A..'...

            Geçici İş göremezlik Maddi Tazminat Talebi Bakımından; Davacı vekili dava dilekçesinde geçici göremezlik maddi tazminat talebinde bulunduğu, ------ nolu maluliyet raporunda davacının iyileşme ( göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği tespit edildiği, ---- yazısından davacıya ------ tarihleri arasında ------ geçici göremezlik tazminatının ödendiği, mezkur maluliyet raporu esas alınarak hazırlanan ---- tarihli aktüerya bilirkişi raporunda ise geçici göremezlik maddi tazminatının --- düşüldükten sonra ) ---- hesaplandığı, davacı vekili geçici göremezli tazminat talebini ---- çıkarak belirsiz alacağını belirli hale getirdiği, ------ tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esasa alınabilecek mahiyette olduğu anlaşılmakla davacının bilirkişi marifetiyle hesaplanan geçici gözemezlik tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

              Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işyerinde çalışan davacının 04.08.1996 tarihinde geçirdiği kazası sonucu yaralanarak % 41,20 oranında sürekli gücü kaybına uğradığı, kazası olayında davacı % 30 , işveren şirketin % 70 oranında kusurlu oldukları, olay nedeni ile işveren tarafından 24.12.1997 tarihli ibraname başlıklı belge ile davacı 04.08.1996 tarihinde meydana gelen kazası nedeni ile üç parmağı preste koparak yaralandığını, 6 ay yerine gelmediğini, bu süre içinde ücretli izinli sayılarak ücretlerinin ödendiğini, kazası nedeni ile oluşan maluliyetinden dolayı veren şirket tarafından 1.000.000.000..TL yi nakden tazminat olarak ödendiğini bu nedenle işverenin vaki kazasından doğan tazminat ve diğer haklarından dolayı bila kabil rücu ibra ettiği yazılı olduğu, ödenen miktarın maddi tazminat mı yoksa manevi tazminat mı olduğu açıkca belirtilmediği, mahkemece yapılan ödemenin maddi tazminat kabul edilerek indirildiği anlaşılmaktadır....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/3110 KARAR NO : 2023/378 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 02/11/2021 NUMARASI : 2016/343 ESAS - 2021/262 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat İstemli) KARAR : LÜLEBURGAZ İŞ MAHKEMESİ'nin 02/11/2021 tarihli 2016/343 Esas - 2021/262 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın dairemize tevzi edildiği anlaşılmakla, dosya ve ekleri incelendi. G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: I-DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 21/04/2016 tarihinde davalı yerinde işçi olarak aylık asgari ücret ile çalışmaya başladığını, 10/05/2016 tarihinde kazası geçirdiğini, maddi ve manevi tazminat alacaklarının hüküm altına alınmasını kısmi alacak davası ile talep etmiştir....

                ------Karar sayılı ilamında--------sayılı içtihadı gereği efor tazminatının hesaplanması gerektiğinden bahisle mahkememizce verilen karar kaldırılmış ise de; efor tazminatının sürekli göremezlik zararından kaynaklı tazminat isteminin 18 yaşından küçük olanlar için karşılığı olduğu, somut olayda davacının sürekli göremezlik oranının 0 olduğu, bu kapsamda sürekli göremezlik zararından ve efor kaybından kaynaklı tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılarak maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın maddi tazminat istemi yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir....

                  İş akdinin feshedildiği 03/12/2009 tarihinden sonra 31/12/2009 tarihinde işsizlik ödeneği almak için başvuruda bulunmuş yapılan başvuru "işçinin kusuru" gerekçesi ile reddedilmiş, Davacı taraf da; maddi tazminat taleplerinin temelini davacının hırsızlık isnadıyla işten çıkarılması sebebiyle uzun süre bulamaması ve maaş alacağından yoksun kalmasının oluşturduğunu, bu süreç içersinde davacının İş Kur'dan işsizlik maaşı alamamasının da maddi tazminat isteminin dayanaklarından biri olduğunu savunmuş olmakla, İş Kanunu'nun. 17.maddesinde bildirimli fesih düzenlenmiş olup, 4. Fıkrasında "bildirim şartlarına uymayan taraf bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorunmadır" denilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu