Davacı sigortaladığı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle ödediği tazminatın kendisine iade edilmesi gerektiğini savunmuş ise de Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere sigortacının sorumluluğunun kalkması için kazanın münhasıran(salt) alkolün etkisi altında oluşması gerekir. Bu tür iddialar da ispat külfeti sigortacıdadır. Sigortacı sigortaladığı araç sürücüsünün kazayı münhasıran alkolün etkisi ile yaptığını kanıtlamalıdır. Alınan heyet raporunda da belirtildiği üzere kazanın salt alkolün etkisi altında oluşmadığı bildirilmiştir. Kazanın oluş şekli ile münhasıran alkolün etkisi ile kazanın olduğunu söylemek mümkün olmadığı raporda belirlendiği, davacı sorumluluk koşullarının ortadan kalktığını kanıtlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İspatlanamayan davanın REDDİNE" şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır....
belirlenmesi, bu konuda uzman bilirkişi ziraat mühendisinden gerekçeli denetime açık rapor alınması gerekmektedir....
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda, Sigortalı Tahsin Güngör'ün davalı işveren TTK nın sigortalı çalışanı olduğu, 07/12/2013 tarihinde iş kazası geçirdiği ve geçirmiş olduğu iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik derecesinin % 35 olduğu ve sigortalının iş kazası sürekli iş göremezlik haline girmesi nedeni ile davacı kurumca sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı, geçici iş göremezlik ödemesi ödendiği ve tedavi masrafı yapıldığı hususlarında uyuşmazlığın bulunmadığı, Çözülmesi gereken uyuşmazlığın sigortalı Tahsin Gürgör'ün iş kazasına uğraması sonucu sürekli iş göremezlik durumuna girmesinde davalı işverenin kusurunun bulunup bulunmadığı, meydana gelen zararın hangi miktarından sorumlu olduğunun tespiti hususuna ilişkin olduğu anlaşıldı....
İcra Dairesinden getirtilerek incelenmesi, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, aldatıcılık niteliğinin bulunduğunun kabul edilmesi durumunda; a) Emlakçı ...’ün, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; suça konu belge kendisine gösterilerek, belgenin kim tarafından ve ne şekilde düzenlendiğinin, belgedeki kefil imzasının kim tarafından atıldığının sorulması; gerekirse bu tanık ile ...’nın yüzleştirilmesi, b) Belgedeki kefil adına atılı imzanın ...’ya sanığa, katılana veya ...’e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1)Milli Eğitim Müdürlüğüne ibraz edilen suç konusu belgelerin noter onaylı belgeler mi yoksa onların renkli fotokopileri mi olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, renkli fotokopiler olduğunun belirlenmesi halinde noter onaylı belgelerin asıllarının ele geçmemesi nedeniyle sanığa yüklenen suçu işlediğinin sabit olmayacağının dikkate alınması gerektiğinin gözetilmemesi, 2)Belgelerin noter onaylı belge asılları olduğunun tespiti halinde; ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve bu durumun belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma niteliğinin varlığını göstermeyeceği, suça konu motorlu araç tescil belgeleri...
Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; taraf teşkilinin sağlanmasının ardından taşınmazın niteliğinin ve zilyetlik süresinin belirlenmesi için orman araştırması ile hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılarak yasal ilanlar da tamamlandıktan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Kabul şekline göre de; tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliği yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulamazlar. Davanın mahiyeti gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekir. Yukarıda açıklanan nedenle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kanunla Değişik 60 ncı maddesine göre görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 29.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
nın bu kazanın oluşumunun karayolu üzerinde ve hareket halinde bir araç ile olmaması nedeniyle olayın Trafik Kazası olmadığı, dolayısıyla kazanın irdelenmesinde kazanın kusur oranları ile ilgili iş güvenliği uzmanlarının görüşü alınması gerektiği bildirilmiştir. GEREKÇE :Dava, haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir. Davaya konu olay davacı ...'nın 09/09/2017 günü ... İlçesi ... Mahallesi ... numara önündeki tarlada babası ...'nın ... plakada bağlı bulunan patoz makinesi ile iş yaparken saçını kaptırarak yaralanması sonucu meydana gelmiştir. Bu kapsamda davalının sorumluluğunun tartışılması için yaralanmanın 2918 sayılı KTK 2. Maddesi kapsamında kazanın kara yolu sayılan yerlerden olup olmadığı yani bağlantısı olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince"SGK dan getirtilen davacıya ait hizmet dökümünde davacının 04/01/2016- 23/01/2018 tarihleri arasında davalı şirkette çalışmasının bulunduğu işten ayrılış sebebinin kod 34 iş yerinin devri işin ve işyerinin niteliğinin değişmesi olarak bildirildiği iş akdinin feshedildiği tarih itibariyle işyerinde 686 işçinin çalıştığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Dava fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 aylık süre içerisinde arabulucuya başvurulmak suretiyle süresinde açılmış davacının kıdemi yönünden hizmet süresi değerlendirildiğinde iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceği yaptığı iş nedeniyle müşteri hizmetler temsilcisi olarak çalıştığı işveren vekili olduğuna işe alma ve işten çıkarma yetkisinin bulunduğuna dair herhangi bir iddia ve delilin bulunmadığı anlaşılmıştır....
İş Mahkemesi SAYISI : 2020/962 E., 2021/230 K. Taraflar arasındaki rücuan tazminat istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair karar verilmiştir. Kararın davacı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.DAVA Davacı Kurum vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait iş yerinde çalışan Kurum sigortalısı ...'...