Mahkemece verilecek kararların birbirini etkileyeceği ve delillerin doğru değerlendirilmesi için her iki dosyanın birleştirilmesinden sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği düşünülmeden davaların ayrı ayrı sürdürülüp sonuçlandırılmaya çalışılması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yaşı küçük sanık hakkındaki davanın, yetişkin sanık ... hakkında açılan dava ile birleştirilmesinden sonra, duruşma açık yerine kapalı yapılmış ve hüküm de kapalı duruşmada tefhim edilmiş ise de, hükmü sadece karar tarihinde 18 yaşından küçük sanığın temyiz etmesi karşısında, bozma nedeni yapılmayarak ve 5275 sayılı Kanunun 106/4. maddesi uyarınca, suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük sanık hakkında hükmedilen adli para cezalarının, ödenmemesi halinde bu cezalar hapse çevrilemeyeceğinden, tebliğnamenin (2) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede, Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ... sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde...
un inşaatı sanığın tamamladığını belirtmesi ve mahkemece ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşılması karşısında; yapılacak soruşturmanın sonucu beklenip, kamu davası açılması halinde hukuki ve fiili irtibat nedeniyle bu dava ile birleştirilmesinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Bozma sonrası yapılacak yargılamada imar kirliliğine neden olma eyleminin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşılması halindeyse hükümden sonra 18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16...
ın fotoğraflı teşhis işleminde kendisini ve katılanı yaralayan kişi olarak sanığı belirtmesi ve yine 29.12.2015 tarihli celsede sanığın kendisini yaralayan kişi olduğunu belirtmesi karşısında; katılan ile sanık ve tanık ... arasında yüzleştirme ya da fotoğraflı teşhis işlemi yaptırılarak ve mahkemece tanık olarak dinlenen ... hakkında suç duyurusunda bulunularak, kamu davası açılması halinde dosyaların birleştirilmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ile ve tanık ... hakkında suç duyurusunda bulunulmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenden dolayı 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 03.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
mühendisi bilirkişinin raporundan, suça konu yerin infaz sonucu oluşturulan 317 nolu parselin Kasapçayırı Özel Ormanı olarak ayrılan 37200 m2 lik saha için de ve Yeni Uyum Yapı Kooperatifi içinde 1992 de izinsiz olarak yapılıp Sarıyer Sulh Ceza Mahkemesinin 1992/674 E. 1999/938 K. sayılı kararına göre Kasapçayırı Özel Ormanı içinde kalan ve müsaderesine karar verilen 14 adet blok apartmanın bulunduğu yerde olduğunun anlaşılmasına; davanın dayanağını oluşturan ve zabıt mümziilerinin de yeminli beyanlarıyla doğrulanan suç tutanağında da sahada çalışan kişilerden işin Yeni Uyum Kooperatifi tarafından yaptırıldığının öğrenilmesine, sanığın otobüsün geçtiği özel orman ve diğer kısımlarda temizlik ve bakım işi yaptırdıklarını beyan ettiğinin yazılı bulunmasına göre diğer kooperatif yönetim kurulu yetkililerinin de dinlenilip yol kenarındaki bordür onarım ve yenileme çalışmasının kim veya kimler tarafından yapıldığının tesbit edilip bu kişiler hakkında dava açtırılmasından ve bu dosya ile birleştirilmesinden...
Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/191 Esas, 2005/170 Karar sayılı dosyasının 26.04.2004 tarihli celsesinde, maktulün eşi Nuran Güzel'in davaya müdahil olarak katılmasına karar verildiği, anılan dosyanın temyize konu mahkeme dosyası ile birleştirilmesinden sonra kendisi veya vekili Av.Yavuz Beyaztaş'ın duruşmalara çağrılmadığı gibi verilen beraat kararının da katılana veya vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmakla; katılanın ve/veya vekilinin kanun yollarına başvurma hakkının bulunduğu gözetilerek hükmün bildirilmesinin gerektiği, ancak temyiz haklarını kullanabilmesi için hükmün tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmadığı anlaşıldığından, hükmün tebliğ edildiğini gösteren bilgi ve belgeler var ise dosyasına eklenmesi, aksi halde, anılan tebligat noksanlıklarının giderilerek alınacak tebligat parçaları ile verildiği takdirde ayrıntılı temyiz dilekçeleri eklendikten ve temyiz vaki olursa bu hususta ek tebliğname düzenlendikten...
Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250 ile yetkili) 2008/45 esas sayılı dava dosyasının getirtilip incelenerek, karara çıkmış ise bu dosya içerisine ... veya onaylı suretlerinin konulması, derdest ise birleştirilmesinden sonra maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması bakımından tüm delillerin birlikte ele alınıp değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 08.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/247 esas sayılı dosyasının eldeki dava dosyasıyla, birleştirilmesinden sonra, mahkemece 05.03.2014 tarihli karar ile yargılamanın daha iyi yürütülmesi amacıyla dosyaların tefrik edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece dava konusu taşınmazın mülkiyetine ilişkin olan bu davanın akıbeti araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkümiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Kafeterya olan işyerinin Orhan Aydın tarafından işletildiği sırada 22/11/2006 tarihinde ruhsatsız olması nedeni ile mühürlendiği ve işyeri sahibi yerine Abdurrahman Baş tarafından tutanağın imzalandığının anlaşılması karşısında, Orhan Aydın ve Abdurrahman Baş’ın CMK'nın 48. maddesindeki hakları da hatırlatılarak tanık sıfatı ile dinlenilmesi ve bu kişiler hakkında yasal işleme gerek görülmesi halinde bu evrakın sonucunun beklenmesi, kamu davası açılması halinde gerektiğinde birleştirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Hükümden önce 08/02/2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK'nın 231/5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Sanığın 31.12.2012 tarihinde işlediği eylemlerin yargılamaya konu edilmesine karşın, 07.01.2013 tarihinde işlediği iddia edilen eylemden dolayı dava açılmamış olması ve her iki eylem arasında geçen süre dikkate alındığında yerleşik uygulamalara göre zincirleme suçun oluşacağının anlaşılması karşısında; öncelikle 07.01.2013 tarihli eylemle ilgili olarak dava açılması sağlanıp her iki davanın birleştirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, her iki eylemin zincirleme suçu oluşturduğu gözetilmeden bir taraftan 31.12.2012 tarihli eylemle ilgili olarak mahkumiyet kararı verilirken, diğer taraftan 07.01.2013 tarihli eylemle ilgili olarak suç duyurusunda bulunulması, 2-Kabule göre de; a-31.12.2012 tarihinde işlenen hırsızlık eyleminin tamamlandığı...