Prime esas kazanç tespiti davası kamu düzeninden olduğuna göre kural olarak işçilik alacakları davasında saptanan ücret, prime esas kazanç tespiti davasında kesin delil niteliğinde kabul edilemez. Ancak bu işçi ile işveren arasında kesinleşmiş ve tahsil edildiğinde anılan ücret, fazla mesai, tatil ücret alacakları gibi alacaklarda sigorta primi kesintisi yapılarak kuruma ödeneceğinden, bir anlamda prime esas kazanç dolaylı olarak belirlenmiş olacaktır. Dolayısı ile unsur etkisi yaratarak kuvvetli(ciddi) delil niteliğinde kabul edilmesi kaçınılmazdır. İşçilik alacakları davasında tespit edilen ücretin, prime esas kazanç tutarı olarak kabulü gerekir(Y. HGK. 16.07.2020 tarih ve 2016/10-2141 Esas, 2020/585 Karar). Nitekim Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru üzerine verdiği kararda: “Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere hizmet tespiti davalarıyla işçilik alacakları davaları birbirini etkileyebilecek bağlantılı davalardır....
Gerekçe Davacı tarafça aynı dava dilekçesinde iş kazasından kaynaklı istemler ve işçilik alacakları talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince iş kazasından kaynaklı talepler tefrik edilerek işçi alacakları yönünden yargılama sürdürülmüş ve nihayetinde " davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, işçilik alacaklarına yönelik Mahkemece yapılan yargılama sırasında tanıklar da dinlendikten sonra davacı tarafça yatırılan gider ücreti kullanılarak dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Ancak bilirkişi tarafından iş kazasına yönelik rapor düzenlenmiş eldeki davaya konu işçilik alacakları hesaplanmamıştır. Bunun üzerine Mahkemece, dosyada gider avansı kalmadığı gerekçesiyle davacı tarafa 13/10/2017 tarihli 11. celsede süre verilmiş, ödeme yapılmaması üzerine 27/12/2017 tarihli 12. celsede yeniden 2 haftalık süre verilmiştir....
Hukuk Dairesince onanarak kesinleşen işçilik alacakları davasında, davacı 01.05.2001–18.06.2009 tarihleri arası çalıştığını beyanla talepte bulunmuş, mahkemece 02.05.2001–30.06.2007 tarihleri arasında kısmen, 01.07.2009’dan itibaren 18.06.2009’a kadar tam süreli çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. İşçinin açmış olduğu işçilik alacakları davaları her ne kadar hizmet tespiti davasında bağlayıcı değil ise de güçlü delil olarak kabul edilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Toplanan deliller ve işçilik alacakları davasındaki kabule göre; davacının 02.05.2001–30.06.2007 tarihleri arasındaki çalışmasının tam zamanlı değil ayın 3/5’i olan ayda 18 gün kısmi çalışmaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İş Mahkemesinin 2011/630 Esas sayılı dosyasında işçilik alacakları talepli dava açmış olduğu, davalının işçilik alacakları davası ile bu dava aynı olaydan kaynaklanmakta olduğundan alınan kusur raporlarının diğeri için kesin hüküm oluşturacağı, bu nedenle işçilik alacakları davasındaki kusur oranının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, kesinleşen işçilik alacağı dosyasında davalının %75 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Şu halde, Mahkemece, davacının talep ettiği 16.000,00 TL zararının %75'i olan 12.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu miktardan yasal dayanağı olmayan bir biçimde 1/3 takdiri indirim yapılarak 8.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın talep halinde davacıya iadesine, 31.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, hizmet tespiti ve iş hukukundan kaynaklanan işçilik alacakları istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve ihbar olunan Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının kabulüne, kararın ortadan kaldırılmasına, işçilik alacakları yönünden davanın kabulüne, hizmet tespiti talebinin geri alınması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, ihbar olunan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Belirtmek gerekir ki sigortalı aynı zamanda bireysel iş hukuku kapsamında işveren aleyhine işçilik alacakları davası açmış ve bu davada işçilik alacaklarına esas hizmet süresi belirlenmiş ise bu hizmet tespiti davasında unsur etkisi yaratacak şekilde bir kuvvetli delil niteliğinde kabul edilecektir. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru üzerine verdiği kararda: “Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere hizmet tespiti davalarıyla işçilik alacakları davaları birbirini etkileyebilecek bağlantılı davalardır. Nitekim Yargıtaya göre işçilik alacakları davasında -açılmış ise- kural olarak hizmet tespiti davasının sonucu beklenmelidir. Yine Yargıtay kararlarında her iki davanın birbirlerini etkilemesi mümkün ise de davaların niteliği gereği farklı sonuçlara varılabileceğinin kabul edildiği görülmektedir....
Yargıtay'ın son dönem içtihatlarında sözleşme hükümlerinde yüklenici tarafından ödenen işçilik alacaklarının idarenin ödeyeceğine dair özel hüküm bulunması halinde bu sözleşme hükmü esas alınır. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmaması halinde işçilik alacaklarından yüklenici firmalar sorumlu tutulmalıdır. İdarenin ödenen işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Yine idarenin müteselsilen sorumluluğu gereği ödediği işçilik alacaklarının sorumluluğu da yine yüklenici firmalardadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler incelenmiş, davacı idarenin işçilik alacaklarından sorumlu olduğuna dair bir madde tespit edilememiştir. Bu halde davacının ödenen işçilik alacakları nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Dava konusu rücuya tabi işçilik alacakları incelenmiş, davacı idare tarafından dava dışı işçilerin iş akitlerinin sona erdirilmesi nedeniyle kıdem tazminatı ve diğer alacakları ödenmiştir....
Takip toplamında belirlenen işçilik alacakları düşüldüğünde yapılan ödemeden kalan bakiye 4.077,35 TL'nin toplam alacağın faiz ve fer'ileri ile yargılama gideri olduğu anlaşılmıştır. Yukarıdaki tabloda belirtildiği üzere davalının toplamdaki sorumluluk oranı %100 olduğuna göre davalı şirket faiz ve feri'lerden de bu oranda sorumlu olacaktır. Buna göre; Hesap Formülü : Ödenen tutar -İşçilik Alacakları Toplamı = Bakiye Alacak Davalıya İsabet Eden Yargılama Gideri Tutarı Ödeme : 5.924,66 TL İşçilik alacakları toplamı : 1.847,31 TL Bakiye : 4.077,35TL Sorumluluk Oranı : %100 Davalıya İsabat eden yargılama gideri , faiz ve ferilerin toplamı : 4.077,35TL olduğu, İşçilik alacaklarına ilişkin davalının sorumluluğunun kapsamı konusunda takdir ve değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere; Rücu Miktarı | Rücu Miktarı Davalı (%50) (%100) ...Ltd. Şti. 0,00'TL 0,00TL ... Grup Ltd. Şti. 2.962,33 TL 5.924,66 TL" rapor edilmiştir....
Bu durumda 01.03.2011-17.10.2011 dönemine ilişkin olan işçilik alacakları yönünden faizin başlangıç tarihi dava ve ıslah tarihi olmalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda 01.03.2011-17.10.2011 dönemine ilişkin olan işçilik alacakları yönünden faizin başlangıç tarihi dava ve ıslah tarihi olmalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....