Somut olayda, davacı işçilik ücretlerinin ödenmediğinden iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiği iddia edilerek kıdem tazminatı, ve işçilik ücret alacağı isteğinde bulunulmuştur. Mahkemece davacının çalıştığı hastane işyerinden işyeri kayıtları istenmiş davalı tarafından davacıya ait birkısım işyeri kayıtları gönderilmiştir. Karara esas alınan bilirkişi raporunda davacının gösterdiği tanık anlatımlarına göre hesaplama yapılmış ise de yapılan araştırma karar verilmeye yeterli değildir....
Mahkemece gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının son brüt ücreti 1.744,59 TL üzerinden işçilik alacakları hesaplanarak yeniden hüküm altına alınmalıdır.” şeklinde bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak işçilik alacaklarının aylık brüt 1.744,59 TL üzerinden hesaplanması hususunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporda işçilik alacaklarını brüt olarak hesapladıktan sonra nete dönüştürmüştür. Mahkemece bu net miktarlara göre hüküm kurulmuş ise de bilirkişi raporunda brüt hesaplamanın nete dönüştürülmesi denetime elverişli değildir. Mahkemece davalı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü gelir vergisi, sigorta primi, işsizlik sigortası ve damga vergisi gibi yasal kesintilerde dikkate alınarak denetime elverişli bir rapor alınarak işçilik alacakları hususunda yeniden bir karar verilmelidir....
Eldeki iş kazası davasında davacı bordroda görünenden daha fazla ücret aldığını iddia etmiş olup bu hususu taraflar arasında görülen işçilik alacağı davasında ispat etmiştir. Taraflar arasındaki iş sözleşmesindeki ücret ihtilafı işçilik alacağı dosyasında tartışılmış ve bu durum karara bağlanmıştır. İşçilik alacağı dosyası kesinleştiğinden, o dosyada tespit edilen ücret tespiti artık tarafları bağlar hale gelmiş ve taraflar açısından kesin delil oluşmuştur. Bu dosyada yeniden ücret konusunu tartışmak kesin hükmün ruhuna aykırılık teşkil eder nitelikte olup davacının hukuki güvenlik ilkesini zedeler niteliktedir. Hukukta her hukuki davranışın, işlemin yada eylemsizliğin bir sonucu bulunmaktadır. Bir uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesi haksız bir karar vermiş bile olsa aleyhine karar verilen taraf bunu istinaf yada temyiz etmemiş ise ilk derece mahkemesinin hüküm altına aldığı hususlar kendini bağlar hale gelmektedir....
gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10,00- TL fark yıllık ücretli izin alacağı, 10,00- TL zamlı ücret fark alacağı, 10,00- TL fark kıdem tazminatı alacağı, 10,00- TL fark ihbar tazminatı alacağı, 10,00- TL fazla çalışma ücreti alacağı, 10,00- TL hafta tatili ücreti alacağı, 10,00- TL UBGT ücreti alacağının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinde ihracat danışmanı olarak çalıştığı beyan edilen davacı adına davalı şirket tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum'a bildirilen çalışma bulunmadığı, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan “ sözleşme teslim tutanağı ” nda; teslim edilen sözleşmelerin Kobi Türkiye kadrosunda aktif görev almayan satıcılar tarafından kullanılacağının belirtildiği, davacının davalı şirket aleyhine açtığı işçilik alacağı davasında mahkemece davacının talep ettiği dönemde hizmet akti ve net 1.250,00 TL ücret ile çalıştığının kabul edilerek sonuca gidildiği, işçilik alacağı dosyasına delil olarak davacının iş gereği konakladığı otellerin faturalarının davalı şirket tarafından ödendiğine dair belgeler sunulduğu, işçilik alacağı dosyasına sunulan ve davalı şirketin işyeri olan Kobi Türkiye tarafından hazırlatılan “ İhracat Danışmanı Çalışma Talimatı ve Uygulamaları ” başlıklı bir kitapçık bulunduğu, yine işçilik alacağı dosyasında davacının...
Davacının davalılar yanında çalıştığı kesin hüküm ile sabit olduğuna göre mahkemece davacının kıdem tazminatı, izin ücreti, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacağına konu ödediği işçilik haklarından doğan bedelden, davalı şirketlerin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı, ihbar tazminatının tamamından ise iş akdini fesheden son alt işveren olan davalı şirketin sorumlu olacağı ve işçilik alacağı davası neticesinde davacının ödediği yargılama ve icra giderleri, faiz ve vekalet ücreti açısından da davalılar aleyhine hükmedilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının davalılara bu alacağını da rücu edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07.02.2007 tarihli kararı da bu yöndedir. ./.. Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, hizmet tespiti ve işçilik alacakları(ücret) istemine ilişkindir. Davacının hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacağı(ücret) davasını birlikte açtığı ortadadır....
Genel Müdürlü'ğü aralarındaki işçilik alacağı davası hakkında Ankara 5. İş Mahkemesinden verilen 29.4.2008 gün ve 390-162 sayılı hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde,"Yargıtay Kanunu"nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İncele konusu karar, işçilik alacağı ve 4857 sayılı İş Yasası'ndan kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkin olup, belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 9.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş aralarındaki işçilik alacağı davası hakkında Kartal 3. İş Mahkemesinden verilen 20.10.2008 gün ve 2-683 sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, işçilik alacağı talebine ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir....