Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, üst hakkının terkini ve üst hakkı bedelinin tahsili ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın teslimi istemine ilişkindir. Mahkemece üst hakkının terkinine, bedel ödenmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ancak muhdesatların teslimi istemi hakkında bir karar verilmemiştir. Davacının bu yöndeki temyiz isteminin kabulü ile bu istem hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. Diğer taraftan, davacı vekili temyiz dilekçesinde üst hakkının ... Büyükşehir Belediyesine devredildiğini bildirmiş olmakla, bu konuda da araştırma yapılarak, davalı tarafın pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

    Kanununda irtifak türleri; taşınmaz lehine irtifak hakları, intifa hakkı, oturma hakkı, üst hakkı, kaynak hakkı ve diğer irtifaklar olarak belirlemiştir. Kanunundaki diğer irtifaklar kavramı ve seçilen türdeki irtifakın içeriğini belirlemede geniş bir sözleşme serbestisinin öngörülmesi nedeniyle irtifak haklarının sınırlı sayıda olmadığı anlaşılmaktadır. İrtifakın konusu, içeriği tescil ile ortaya çıkan durumdur. Ancak, tapu kaydına sınırlı kayıt nedeniyle içeriğin tam saptanamaması halinde irtifak sözleşmesi ve tarafların sözleşmedeki amaçları ve nihayet çekişmesiz kullanıla gelen durum ile içerik saptanarak tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenir(Oğuzman/Seliçi/Oktay-Özdemir, s.628). İrtifak hakkına ilişkin bu açıklamalar davacının tesisini istediği irtifak hakkının niteliğini belirlemek açısından önemlidir. Davacı özel okul yapmak ve taşınmazı 49 yıl süre ile kullanmak amacıyla irtifak hakkı tesisini istemektedir....

      İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı tarafından yapılan başvurunun kanuna uygun olduğu, Genel Tebliğ hükmü gerekçe gösterilerek üst yargı merciinde yargılaması devam etmesi nedeniyle kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilemeyeceğinden bahisle reddine dair dava konusu işlemde hukuki uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle işlemin iptaline karar verilmiştir....

        Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptali ile takibin 9.220,50 TL asıl alacak, 272,06 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, konut sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen alacak talebine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, konut sigorta sözleşmesi gereğince sigortalı konutun üst kattındaki daireden sızan sular nedeni ile sigortalı konutta meydana gelen zararı sigortalısına ödediğini ileri sürerek zarar sorumlusundan alacak isteminde bulunmuştur. Davacı ..., bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir....

          Gelir Vergisi Kanunu'nun vergi tevkifatını düzenleyen 94. maddesinde açıkça sayılmayan dava konusu üst hakkı üzerinden vergi tevkifatı yapılmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle tahakkuk eden vergi kaldırılarak iadesine hükmedilmiştir....

            DAVA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen ve tapuya tescil edilen üst hakkı sözleşmesinin uyarlanarak üst hakkı bedelinin dava sonuçlanıncaya kadar 01/01/2023 tarihinden itibaren 196.741,70 TL üzerinden bu tutarın TÜİK tarafından ocak ayında açıklanan 2022 aralık verilerine göre bir önceki yılın tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranında artış yapılarak belirlenmesi ve izleyen dönemlerde üst hakkı bedelinin bir önceki yılın TÜFE ortalaması oranında arttırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....

            Üst hakkı olarak tanımlanan bu hakkın, bağımsız ve sürekli nitelikte ise hak sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne “taşınmaz” olarak kaydı Türk Medeni Kanununun 826. maddesinin 3. fıkrası hükmü uyarınca mümkündür. En az otuz yıl için kurulan üst hakları sürekli nitelikte kabul edilir. Üst hakkını bağımsız kabul edebilmek için de başkasına devrinin taraflarca kısıtlanmamış olması gerekir Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları, sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur....

              İdare Mahkemesinin 2006/2105 sayılı dosyasında yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğini, yürütmenin durdurulmasından sonra davalıya yapılan tahsisin iptal edildiğini, irtifak hakkı tesisine ilişkin resmi senedin 16. maddesinin “...üst hakkı tesis edilen taşınmaz üzerinde yapılan tesise ait Turizm Yatırım veya Turizm İşletme belgesinin iptal edilmesi halinde üst hakkı iptal edilecektir...” hükmü karşısında irtifak hakkının terkini koşullarının oluştuğunu ileri sürerek terkin isteğinde bulunmuştur....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ibraz edilen başvuru dilekçesi ile özetle; davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi alanında bulunduğunu, uyuşmazlığın üst hakkı kullanım bedelinin tahsiline ilişkin olduğunu ve görevsizlik kararının hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER : 6100 sayılı HMK, TBK ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; kira ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Ünye 2....

                AŞ lehine üst hakkı tesis edildiğini, davalıların 15/08/1996 tarihli sözleşmenin 4/b maddesi kapsamında hesaplanan 2012 yılı kira alacağının ödemediklerini belirterek 73.750 USD alacağın 15/8/1996 tarihli sözleşmenin 4/b md gereğince 2012 yılı için ödenmesi gerekli tarihlerden itibaren işlemiş ve işleyecek en yüksek USD ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, alacağın dayanağının geçersiz sayılan üst hakkı (kullanım hakkı devri) sözleşmesine bağlı işgal tazminatı (ecrimisil) istekli olduğu, taraflarının ticari şirket oldukları da gözönüne alındığında davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar......... A.Ş ile ...... İnş. San. Tic. ..........

                  UYAP Entegrasyonu