Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 157 ada 89 sayılı parselde bulunan 5 numaralı bağımsız bölümdeki 1/2 payı üzerine 28.02.2013 tarihinde haciz konulduğu, aynı tarihte adı geçen borçlunun taşınmazdaki hacizli payını üçüncü kişi ...'ye satış suretiyle temlik ettiği, akabinde taşınmazın diğer 1/2 paylık kısmının maliki olan alacaklının üçüncü kişiye karşı ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde önalım davası açtığı, yargılama sonucunda mahkemenin 07.01.2014 tarih ve 2013/175-2014/5 sayılı ilamı ile üçüncü kişinin taşınmazdaki 1/2 payının iptaline ve alacaklı adına tesciline hükmolunduğu, ayrıca, alacaklı tarafından mahkeme veznesine depo edilen 10.340,00 TL tutarındaki önalım bedelinin üçüncü kişiye ödenmesine karar verildiği, bilahare, sözü edilen bedel üzerine alacaklının talebiyle 13.01.2014 tarihinde haciz konulduğu ve şikayetçi üçüncü kişinin anılan haciz işleminin kaldırılması isteğiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....

    Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve bu kararda tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de bulunmadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Somut olayda, İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2015/7709 Esas sayılı icra dosyasında borçlulardan Hayrullah Şenkaya üzerine kayıtlı "Bahçelievler Kocasinan Mah....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, üçüncü kişi ..., Belediye Hal Şube Müdürlüğü'nde bulunan teminatın haczedilemeyeceğini, bu nedenle haczin kaldırılmasını istemiş, mahkemece, şikayetin kabulü ile İİK.nun 89/1. maddesine göre konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takibin tarafı olmayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....

      Davacının şikayeti yönünden yapılan yargılamada: Şikayetçi üçüncü kişinin istemi, icra dosyasında alacaklı tarafından satış talebinde bulunulmadığı ve satış avansı yatırılmadığı için hacizli teknede ki haczin düştüğü, İstanbul Anadolu 15. İcra hukuk mahkemesinin 15.06.2017 tarih, 2016/752 esas, 2017/672 karar sayılı ilamı ile hacizli mala ilişkin istihkak iddialarının kabulüne karar verilerek mahkemece haczin kaldırılmasına karar verildiği ve verilen bu kararın tüm icra dairelerini bağlayacak olması nedeniyle haczin kaldırılması talebine ilişkindir. Şikayetçi icra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişi olup, tarafı bulunmadığı icra takibindeki iddiaları ileri sürerek icra mahkemesinden şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını isteyemez....

      Mahkemece toplanan delillere göre: “alacaklının, dava tarihinden sonra icra müdürlüğüne yaptığı başvuru ile dava konusu araç üzerindeki haczin kaldırıldığı, böylece davanın konusuz kaldığı” gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.İİK'nun 97/15. maddase kapsamında tazminata hükmedilebilmesi için aranan yasal koşullar oluşmadığından, davacı üçüncü kişi vekilinin buna yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı icra dosyasında istihkaka iddiasında bulunmadan doğrudan dava açma yolunu seçmiştir.Alacaklı vekili, davadan haberdar olduktan sonra ve hüküm tarihinden önce haczin kaldırılması talebinde bulunmakla birlikte yargılama aşamasında davanın reddi gerektiğini savunmuş,istihkak iddiasına itiraz etmedikleri yönünde bir beyanda bulunmamıştır....

        Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişinin, ihtiyati hacze konu taşınmaz hakkında açmış olduğu sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshi davasının kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptaline ve şikayetçi adına tesciline karar verildiği görülmektedir. Dolayısıyla, şikayetçinin, mahcuz taşınmazın kendisine ait olduğundan bahisle haczin kaldırılmasını talep etmesinde hukuki yararı olduğundan, her zaman şikayet hakkı vardır. Ancak, haciz tarihi olan 07/10/2008 tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olduğu tapu kaydından anlaşıldığından ve mahkeme kararında haczin kaldırılması yönünde bir hüküm de olmadığından, şikayetçi, icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını talep edemez. O halde, mahkemece, istemin yukarıda yazılı gerekçeyle reddi gerekirken, şikayetçinin takip dosyasında taraf olmadığından bahisle talebin reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir....

          Davalı (üçüncü kişi) vekili, haczin borçluların yokluğunda, davalı borçlunun eşi ve yeğeninin huzurunda yapıldığını, istihkak iddiasının reddi isteminin somut delillere dayanmadığını, haczin yapıldığı adreste borçluya tebligat yapılmadığını, üçüncü kişinin verdiği bileziklerden doğan alacağına karşılık iş yerini devraldığını, bu sırada dükkanda 7.689,36.-YTL’lik mal bulunduğunu, yapılan haciz nedeni ile üçüncü kişinin sağlığını yitirdiğini ve ekonomik durumunun bozulduğunu,dükkanı kapatmak zorunda kaldığını belirterek, davanın reddi ile istihkak iddiasının kabulüne ve haczin kaldırılması ile tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (borçlular), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları gibi cevap da vermemişlerdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, üçüncü kişinin borcu nedeniyle konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle durumun değerlendirilmesi görevi 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 14. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişi, mahkemeden taşınmazı üzerine konan haczin kaldırılmasını da talep ettiğine göre, anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması, HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır. O halde mahkemece, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması istemi incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı (alacaklı) vekili, davayı kabul etmediklerini, şifahi başvuru üzerine 11.04.2011’de araç kaydındaki haczin kaldırılmasını sağladıklarını, ancak İcra Müdürlüğü’nün 04.05.2011 tarihli talepleri üzerine sehven araç kaydına yeniden haciz konulmasına neden olduğunu, üçüncü kişinin davanın açılmasında hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu