Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplanan delillere göre; “dava konusu 13.11.2008 günlü hacizde,daha önce yapılan 21.10.2008 günlü hacze konu mahcuzların hazır bulunduğu, haczin yapıldığı yerin takibe dayanak kredi sözleşmesinde bildirilen adres olduğu ve ilk haciz sırasında da borçlu ...’ın hazır bulunduğu, hacizde ele geçen kartvizitte borçlu ... ’in adının yazdığı,bu nedenlerle mülkiyet karinesinin alacaklı yararına bulunduğu ve ispat yükü kendisine düşen üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlayamadığı ”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş;hüküm,davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd.maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

    Davalı alacaklı vekili, davanın yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, borçlu ile üçüncü kişinin akraba olduğunu, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haczin, ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, borcun doğum tarihinde ayakkabı ticareti ile uğraşan borçlunun ticari faaliyetini terk ettiği, 03.03.2011’den itibaren üçüncü kişinin aynı yerde çalışmaya başladığı, borçlu ve davacı arasında akrabalık nedeni ile organik bağ bulunduğu, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Davalı (3.kişi) vekili, haczin yapıldığı yerin önceden kiracı...nın kullanımında iken 01.10.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile üçüncü kişinin kullanımına geçen perdeci dükkanı olduğunu,ödeme emrinin burada tebliğ edilmediğini, borçlu şirket adresi ile ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; “ödeme emrinin haczin yapıldığı yerde, borçlu şirket yetkilisi bulunan, aynı zamanda üçüncü kişinin babası olan ...imzasına tebliğ edildiği, istihkak iddiasını kanıtlamak üzere sunulan kira ödeme dekontunun da borçlu firmanın faks cihazından gönderildiği, arada organik bağ bulunduğunun ve mahcuzların borçluya ait olduğunun kanıtlandığı” gerekçesi ile davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı (üçüncü kişi) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesi uyarınca açtığı “istihkak iddiasının reddi” davası niteliğindedir....

        Talep, üçüncü kişinin haczin İİK’nın 99. maddesine göre yapılması talebine ilişkin şikayet başvurusudur. Geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, ... 32. İcra müdürlüğünün 2017/18345 E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emrinin 12.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, 15.11.2017 tarihinde dava konusu haczin yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 4.7.2018 tarih, 2017/916 Esas, 2018/699 karar sayılı kararı ile, ... 32. İcra müdürlüğünün 2017/18345 Sayılı takip dosyasında davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat tarihinin 27/11/2017 olarak düzeltilmesine karar verilmiş olup anılan karar 12.10.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda,geçerli bir haczin varlığından söz edilemez....

          Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Bu durumda, haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Şikayetçinin dayanak yaptığı Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27/03/2019 tarih ve 2018/704 Esas 2019/235 Karar sayılı ilamında taşınmazın borçlu adına olan tapu kaydının iptali ile şikayetçi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 09/07/2019 tarihinde kesinleştiği ve bu kararda tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, taşınmaz üzerine konulan ihtiyati haczin 09/07/2019 tarihinde tapuya işlendiği, anılan tarihte taşınmazın borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından, icra memuru işleminde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

          Üçüncü kişi tarafından malların borçluya değil kendilerine ait olduğu yönünde makbuz, fatura, ticari defter gibi ispata yarar deliller sunulamadığından, karinenin aksinin ispat edilemediği anlaşıldığından üçüncü kişinin açtığı istihkak iddiasına dayalı haczin kaldırılması talepli davanın reddi, alacaklı tarafça açılan üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talepli davanın ise kabulü gerekmektedir. Mahkemece borçlunun, üçüncü kişi şirketin ortağı olduğu ve borçlunun şahsi borcu nedeniyle ortağı olduğu şirketin mallarının haczedilemeyeceği yönünde gerekçelendirme yapılmış ise de, bu sonuca varılabilmesi için öncelikle üçüncü kişi şirketin karinenin aksini (yani malların üçüncü kişi şirkete ait olduğunu) ispat etmesi gerekmektedir. Oysa ki yukarıda da tespit edildiği üzere bu yönde bir ispat söz konusu değildir. Bu haliyle mahkemece verilen karar isabetsiz olup, istinaf başvurusu yerindedir....

          Davalı (borçlu), iradesi fesada uğratılarak alınan geçersiz vekaletname uyarınca yapılan satışın geçersiz olduğunu, mahcuzun kendisine ait olduğunu, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmediğini belirtmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu... plaka sayılı aracın takip ve haciz tarihinden önce noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişinin satın aldığı, borçlu adına satışı yapan kişinin yetkili vekili olduğu,takip borçlusunun vekaletnamenin geçersizliği iddiası ile ilgili herhangi bir hukuki yola başvurmadığı “ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak“ davası niteliğindedir....

            Dosyanın tetkikinde, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olduğu, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Sicil Müdürlüğü'nün 29/01/2021 tarihli cevabi yazısına göre, davacının haciz adresinde 14/07/2020 tarihinden itibaren, borçlunun da yine haciz adresinde 17/07/2018 tarihinden itibarin faaliyet gösterdiklerine dair kayıtların mevcut olduğu görülmüş, davacı tarafça sunulan kira akdinin adi yazılı her zaman düzenlenebilecek nitelikte olması da göz önüne alındığında, haczin borçlu ve üçüncü kişinin birlikte elinde bulundurduğu mallar üzerinde uygulandığı sonucuna varılmış, buna göre mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, karinenin aksinin ispat külfetinin de davacı tarafta olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça ispat vasıtası olarak bir kısım faturalar ibraz edilmiş ise de, davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde bu faturaların iş yerinin müvekkiline ait olduğunun tespiti amacıyla sunulduğu beyan etmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2009/12849 sayılı dosyasında yapılan 3.12.2009 tarihli haczin İİK'nin 99. maddesine göre değil 96-97. maddesine göre yapılması gerektiğinin tespitine, bu talep kabul edilmez ise üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi ile borçlu şirketin üçüncü kişi lehine yaptığı satışın iptali ve bu menkul yönünden takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

              Davalı (alacaklı) vekili, haczin yapıldığı yer ile borçlunun eski iş yeri arasında 50 m. mesafe olması,birisinin kapandığı tarihte diğerinin eski makineler ve işçilerle kaldığı yerden faaliyete devam etmesi ve üçüncü kişinin yaşı ve ticari geçmişi nedeni ile bu kapasitede bir yeri nasıl açtığını kanıtlayamaması, ödeme emri tebligatının aynı zamanda davacı vekili olan borçlu avukatına yapılması, tanık ...’in de borçlunun taşındığı yer olarak haczin yapıldığı adresi bildirmesi karşısında iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu ve devir ile istihkak iddiasının danışıklı yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. ../......

                UYAP Entegrasyonu