Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut davada, davacı üçüncü kişinin şikayet tarihi itibari ile taşınmazda hissedar olduğu anlaşılmakla şikayette aktif husumet sıfatı bulunmaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere icra müdürü haciz işlemini yaparken, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır. (HGK'nun 13/6/2001 tarih, 2001/12- 461 E. - 2001/516 K.) Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmazın, haciz tarihinden sonra üçüncü kişi tarafından iktisap edilmiş olması haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmaz. Bu durumda haczin kaldırılması istemi 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir....

Bozma sonrası yapılan yargılamada yerel mahkemece ticari işletme rehni sözleşmesi ekindeki demirbaş listesinde bulunan menkullerin hacze konu menkullerle aynı olup olmadığının tespiti açısından mahallinde keşif yapıldığı, dava konusu demirbaşların taşınmaz nezdinde bulunmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiği, karara karşı şikayetçi 3.kişinin temyiz yoluna başvurduğu görülmüştür. Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Buna göre, bir takipte haciz aşamasına geçilebilmesinin ve haczin geçerli olmasının ön koşulu da geçerli ve halen ayakta bir alacağın ve takibin bulunmasıdır....

    Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişinin, icranın geri bırakılması kararının verilmiş olması dışında, ayrıca, haciz konulan taşınmazların kendisine ait olduğu gerekçesiyle de hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; süresiz şikayet konusu olan bu taleplerden yalnızca birisi olan icranın geri bırakılması kararına ilişkin iddia hakkında karar verildiği, şikayetçinin, haciz tarihi itibariyle taşınmazların kendisine ait olduğuna ilişkin iddiasının değerlendirilmediği görülmüştür....

      K A R A R Davacı üçüncü kişi vekili, borçlu aleyhine yapılan takip nedeniyle ... 2. İcra Müdürlüğünün 2009/498 Talimat sayılı dosyasında haczedilen menkullerin üçüncü kişi şirkete ait olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı üçüncü kişinin haciz yapılan adresi dava dışı ...'dan devraldığı bu nedenle mülkiyet karinesinin davacı üçüncü kişi lehine olduğu, ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklının sunduğu delillerle karinenin aksini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir....

        Mahkemece toplanan delillere göre; “istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü,iş yeri devri gerçek olsa bile İİK’nun 44. maddesine uygun yapılmadığından ,devralan üçüncü kişinin işletmenin borçlarından BK’nun 179. maddesi uyarınca sorumlu olduğu” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96.vd.maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Hükmü temyiz eden davacı ... Matbaacılık Yayıncılık ve Eğitim Hizm. Ltd.Şti. vekilinin, temyizden feragate ilişkin vekaletnamesindeki yetkisi uyarınca 05.02.2009 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden vazgeçtiğini bildirdiği anlaşıldığından, davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle reddi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda değinilen feragat nedeniyle davacı ... Matbaacılık Yayıncılık ve Eğitim Hizm. Ltd.Şti....

          Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin üçüncü kişiye ait iş yerinde yapıldığı, burasının borçlu ile ilgisinin bulunmadığı, haczin İİK’nin 99. maddesine göre yapılmış sayılması gerektiği, ispat yükü altında olan alacaklının borçlunun içinde bulunduğu mali durum nedeni ile farklı şirketler kurarak bunlar üzerinden faaliyetine devam ettiği yönündeki savunmasını kanıtlayamadığı, teknik bilirkişi raporuna göre ise mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğunun tespit edildiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz, üçüncü kişi şirketin ticaret sicilde kayıtlı faaliyet adresinde yapılmıştır, ancak borçlu burada 2010 yılının 5. ayından itibaren sigortalı olarak çalışmaktadır. Davacı şirket ortağı ... borçlunun eniştesidir....

            Mahkemece toplanan delillere göre: “davacı üçüncü kişinin, haczin yapıldığı yerde 2006 yılından beri faaliyet gösterdiği, ticaret sicil kaydı ile elektrik, telefon, doğalgaz aboneliklerinin bu durumu doğruladığı, borçlunun ise farklı bir yerde faaliyet gösterdiği, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, ispat yükü altında olan alacaklının mülkiyet karinesinin aksini kanıtlayamadığı“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz, üçüncü kişi şirketin ticaret sicil kaydında geçen faaliyet adresinde yapılmıştır....

              Mahkemece, haciz sırasında üzerinde borçlu şirketin ünvan ve logosu bulunan iş makinası görüldüğü, çiftlik binası üzerinde halen borçlunun şirket ünvanı ve logolarının yazılı olduğu, davacının 26/02/2014’de faaliyete başladığı ve haczin yapıldığı taşınmazı borçludan 14/03/2014 tarihinde satın aldığı,borçlunun ve davacı üçüncü kişinin faaliyet konularının aynı olduğu, borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılan işlemin işletmenin devri niteliğinde olduğu, hacze konu hayvanların sağlıklı bir şekilde tespitinin ve sunulan faturalarla eşleştirmesinin yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı üçüncü kişi vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

                İlk derece mahkemesi; icra dosyasında taraf olmayan davacı üçüncü kişinin haczin kaldırılması talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarlamakla birlikte tapuda kayıtlı haczin terkin edilmesinde müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

                İcra Müdürlüğü’nün 2009/14298 sayılı Takip dosyasında 08.12.2009’da borçlu şirketin faaliyet adresinde haciz yapıldığını, satışın düşmesi için ek haciz uygulamak amacı ile aynı adrese 23.06.2010’da gittiklerinde bu kez üçüncü kişinin istihkak iddiası ile karşılaştıklarını, İİK’nnu 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu, ispat yükü altında olan davacının sunduğu vergi levhasının dahi haciz adresine uymadığını, istihkak iddiasının kanıtlanamadığını, ayrıca İİK’nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirilmemesi nedeni ile BK’nun 179. maddesi gereğince üçüncü kişinin de işletmenin borçlarından sorumlu olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (üçüncü kişi ve borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları gibi cevap da vermemişlerdir....

                  UYAP Entegrasyonu