WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı üçüncü kişinin İİK'nın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğundan bahisle İİK'nın 89/4 maddesi gereğince davalının tazminata mahkum edilmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İcra İflas Kanununun 338, 89/1, 89/4. maddesi. 3. Değerlendirme İİK'nın 89 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında dayalı olarak açılan tazminat davasında, tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK'nın 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur. 2004 sayılı İİK’nın 89. maddesinin 4. fıkrasında yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır ve haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihindeki gerçeğe aykırı beyana konu alacak miktarı tazminatın konusudur....

    Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamelerine karşı açılan işbu menfi tespit davasının yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; davanın İİK 89. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir Karara karşı davacılar vekili, davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu, bu durumu gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde defaatle belirtmelerine ve huzurdaki davayı hiçbir zaman 3. şahsın açtığı menfi tespit davası olarak nitelendirmemelerine rağmen mahkemece üçüncü şahsın açmış olduğu menfi tespit davası olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

    Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamelerine karşı açılan işbu menfi tespit davasının yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; davanın İİK 89. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir Karara karşı davacılar vekili, davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu, bu durumu gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde defaatle belirtmelerine ve huzurdaki davayı hiçbir zaman 3. şahsın açtığı menfi tespit davası olarak nitelendirmemelerine rağmen mahkemece üçüncü şahsın açmış olduğu menfi tespit davası olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

      Dava; İİK'nun 89/3-son maddesi uyarınca üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasıdır. İİK'nun 89 maddesi uyarınca "Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi)....

        Somut olayda haciz ihbarnamesinin üçüncü kişi kooperatife 04/03/2011 tarihinde tebliğ edildiği, davaya konu tazminat alacağının borçlunun üçüncü kişi kooperatiften 2005 yılında ihraç edilmesi nedeniyle kendisine iadesi gereken ortaklık payından kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, üçüncü kişinin borçlunun kooperatife olan aidat borcunun kendi alacağı ile takas edildiğini ileri sürdüğü, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak 2005 ve sonrası defter ve kayıtlar incelenerek borçlunun kooperatiften 12.454.-TL ortaklık payına ilişkin alacağının bulunduğunun belirtildiği, mahkemece rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 12.454.-TL tazminatın üçüncü kişi kooperatiften alınarak alacaklıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır....

          İİK'nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi .... .... nın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nin 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini .... .... mahkemesinde ispat ederek, üçüncü kişinin İİK'nin 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nin 28.03.2012 tarih ve 2011/12-849-242 sayılı kararı). Üçüncü kişinin haciz yazısına karşı mevduat hesabı üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nin 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, .... .... müdürünün istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nin 96-97 maddelerinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir. Somut olayda, borçlu şirketin hesaplarında bulunan paraların haczi için davalı 3. kişi .... .... ya haciz yazısı gönderildiği, 3. kişi .... .......

            Bu ihbarname ile İcra ve İflas Kanununun 89 uncu maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkraları hükümleri de üçüncü kişiye bildirilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, Yasanın emredici kurallarına aykırılıktan kaynaklanan şikayet niteliğinde olup; bu şikayet, "bir hakkın yerine getirilmemesi" ile ilgili olduğundan, İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir. 28/10/2016 tarihli 03/11/2016 tebliğ tarihli birinci haciz ihbarnamesindeki haciz miktarının 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç), 13/12/2016 tebliğ tarihli tarihli ikinci haciz ihbarnamesindeki miktarın 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç) ve 07/02/2017 tebliğ tarihli üçüncü haciz ihbarnamesindeki miktarın ise 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç) olduğu anlaşılmaktadır....

            İcra Dairesinin 2020/13586 Esas sayılı icra dosyasında şikayet eden üçüncü kişi yönünden ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin, tebliği öğrenme tarihi olan 09/08/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, Şikayet eden üçüncü kişiye gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline, İcra takip dosyasında, şikayet eden üçüncü kişinin dosyaya borçlu olarak eklenmesi yönündeki 27/07/2021 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı - borçlu vekilince takip dosyasından çıkartılan 89/1- 2- ve 3. haciz ihbarnamelerinin usul ve yasaya uygun olduğunu, ilk çıkartılan 89/1. Haciz ihbarnamesinin bila ikmal dönmesi üzerine, davacının mernis adresine 89/1- 2 ve 3. Haciz ihbarnamelerinin TK 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476) 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK'nın 353/(1)-a.3. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, İİK'nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememiz kararı kaldırılmıştır. Belirtilen kaldırma ilamı gereğince İİK 89/3 maddesine dayalı açılan menfi tespit davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....

              O halde, mahkemece, İİK'nun 89/3 maddesi uyarınca;şikayetçi 3. kişinin sorumlu olduğu temerrüt faizinin, menfi tespit davasında verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanmak üzere yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi gerekir ise de, taleple bağlılık ilkesi gereği, şikayetçi vekilinin talebiyle bağlı kalınarak, menfi tespit davasının karar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizinin hesaplanması yönünde bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılarak denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor tanzimi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetçi 3. kişinin 89/3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15. günde temerrüde düştüğü kabul edilerek, bu tarihten itibaren hesaplanan faiz miktarından sorumlu olduğu yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi ...'...

                UYAP Entegrasyonu