İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların gösterecekleri deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir. Diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle borçlunun üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, nizasız, çekişmesiz, halihazırda istenilebilir bir başka deyişle muaccel bir alacağının bulunması zorunludur. Somut olayda mahkemece; davalı 3. kişi ... hakkında Ankara 9....
Davacı üçüncü kişinin iddiasını ispat edebilmesi için davalı alacaklının, takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerekir. (Yargıtay 4 Hukuk 2021/25823 Esas 2022/7928 Karar) Somut olayda takip alacaklısı olan davalı, ... İcra Dairesi'nin... Esas sayılı dosyasında borçlu gözüken ... 'nun davacının yanında sigortasız işçi olduğunu, ... 'nun davacıdan işçilik alacakları olduğunu beyan ederek alacak iddiasında bulunmuştur. Davalı ... 'nun davacı şirkette çalışmadığı Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 28.09.2022 tarihli cevabi yazısından anlaşılmaktadır.Dosyada yer alan 14.01.2023 tarihli bilirkişi raporunda davalıların davacıdan bir alacağının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.Tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Dava, İİK'nın 89. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....
İcra Dairesinin 2019/7534 Esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelemesinden, takip alacaklısının davalı, borçlusunun dava dışı Emre Erman olduğu, davacıya İİK'nın 89/3 maddesi kapsamında ihbar yapıldığı anlaşılmıştır. GEREKÇE:Dava, İİK'nın 89/3.maddesine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davalının, ... 2. İcra Dairesinin 2019/7534 Esas sayılı dosyasında dava dışı kişi aleyhine icra takibi başlattığı, anılan takibin kesinleştiği, üçüncü kişi konumundaki davacıya İİK'nın 89. maddesi uyarınca haciz ihbarları yapıldığı, davacının süresinde itiraz etmediği, 3. ihbar sonrasında işbu davayı açtığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Esasen, bu yönler dosya kapsamıyla da sabittir....
Somut olayda 3. kişi banka vekilinin itirazında, dökümü yapılan hesaplara rastlandığını hesap üzerine haciz miktarı ile sınırlı haciz işlendiğini, bankanın borçlu ile arasında kredi sözleşmesi olduğunu, hesaplar üzerinde bankanın rehin, takas, mahsup ve hapis haklarının bulunduğunu, bu haklardan sonra gelmek üzere haciz işlendiğinin bildirildiği, mahkemece aldırılan raporunda ise 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borçlunun, 3. kişi bankadaki hesaplarında 4.397.701.79 TL bulunduğunu, buna karşılık aynı tarihlerde borçlunun bankaya borçlarının da 554.813.988.92 TL olduğunu, itiraz tarihinde kredinin ödeme şekli taksitler halinde olduğundan muaccel olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır. İİK'nun 89/4. maddesine göre haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle üçüncü kişinin verdiği cevabın gerçeğe aykırı olduğunun, alacaklı tarafça ispat edilmesi halinde, üçüncü kişi haciz ihbarnamesinde belirtilen bedelle tazminata mahkum edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Büyükçekmece İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/02/2007NUMARASI : 2006/322-2007/50 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki üçüncü kişi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının icra mahkemesine başvurusu 3. kişinin 89/1 haciz ihbarına karşı yaptığı itirazının kaldırılması ve icra tazminatına mahkum edilmesine yöneliktir. Bu hali ile uyuşmazlık, borçlunun borcundan dolayı üçüncü kişiye çıkartılan 89 haciz ihbarnamesine karşı verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiasından kaynaklanmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, oluşa uygun hüküm vermeye yeter nitelik ve açıklıkta görülen 19/08/2019 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak, dava tarihi itibariyle davalı üçüncü kişinin dava dışı borçlu şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığı, davalı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun davacı takip alacaklısının ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun üçüncü kişi ...'nden olan alacağı için İİK.nun 89/1. maddesi gereğince gönderilen birinci haciz ihbarnamesi üzerine; üçüncü kişinin, borçlunun kendilerinde 15.000 TL alacağı olduğunu ve haczin 2. sıraya işlendiği yönünde cevap verdiği, icra müdürlüğünce gönderilen 20.05.2014 tarihli müzekkere ile haciz konulan meblağın dosyaya gönderilmesinin istendiği anlaşılmıştır....
Üçüncü kişideki alacağın haczi için İİK'nun 89.maddesine göre üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesine üçüncü kişinin süresinde itiraz etmesi halinde borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılmaz. Bu durumda, alacaklının İİK'nun 89/4 maddesine göre üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat etmesi gerekir....
İİK'nin 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz. İİK'nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nin 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nin 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nin 28.3.2012 tarihli ve 2011/12-849-242 sayılı kararı)....
Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476) 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK'nın 353/(1)-a.3 maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re'sen gözetilmelidir. Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK'nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK'nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....