Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, önalım hakkının kullanılmasından kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının hukukî dayanağı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 732. maddedir. Bu maddeye göre paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler. Önalım hakkı müşterek mülkiyette pay satın alana karşı kullanılır, dava da onun aleyhine açılır. Satış tapuya tescil ile vaki olacağından tapu ile payı kim iktisap etmiş ise ona karşı önalım hakkı kullanılacaktır. Önalım hakkının kullanılmasında Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 732, 733 ve 734 maddelerine göre önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....

Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. B.K'nun 225/2. maddesi "herkesin iştirak edebildiği ihtiyari ve aleni müzayedelerde satımın, satıcının ihalesi ile münakit olur" hükümünü içermektedir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının önalım hakkını 2 yıllık yasal süre bitmeden 2 ay önce kullandığını, davalının aldığı hisseleri diğer hissedarlara kiraladığını, davacının davalının davaya konu hisseleri satın aldığından haberdar olduğunu, taşınmazın diğer hissedar Talip Kılavuz tarafından kullanıldığını ve davacının kullanımında olmadığını, bu sebeple davacının önalım hakkını kullanmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davalının taşınmazı kocasının kardeşinden satın aldığını, ortada gerçek bir satış bulunmadığını, her ne kadar sözleşmede bir bedel bulunsa da davalının görümcesinin bu taşınmazı davalıya bedelsiz verdiğini, bağışladığını, bedelsiz devirlerde ve paydaşın payını karı kocaya veya akrabaya devrettiğinde önalım hakkının kullanılmasının söz konusu olmadığını, davanın reddini savunmuştur....

    Davacının murisi..... 30.06.2012 tarihinde vefat ettiği için, onun sahip olduğu önalım davası açma hakkı, miras hukuku kuralları gereği, mirasçılarına intikal etmiştir. Davacı da yasal mirasçı olduğu için, kendisine intikal eden bu hakkını kullanarak, önalım davası açmıştır. Dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında da görüleceği üzere, ..... payının intikal işlemleri 05.10.2012 tarihinde gerçekleşmiş ve elbirliği halindeki mülkiyet paylı mülkiyete dönüştürülerek tapuya tescil işlemi tamamlanmıştır. Bu nedenle davacı ...'in dava konusu taşınmazda paydaş malik murisi babası ....30.06.2012 tarihinde vefat etmiş olup, davalı ...'nin 23.05.2012 tarihinde satın almış olduğu pay yönünden davacının murisinin önalım hakkına dayalı şahsi hakkı davacı ...'e intikal etmiş olmakla davalı ...'ye karşı önalım davası açma hakkı olduğu halde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....

      Mahkemece, TMK'nin 732. maddesi uyarınca önalım hakkının payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulmasının yeterli olmadığı, satışın mülkiyetin ... kütüğüne tescil edilmesiyle geçerlilik ve aleniyet kazanacağı, dava konusu taşınmazdaki 967/2400 hissesi 1.325.000,00TL bedelle 17.05.2016 tarihli ihale ile davalıya satılmış ve tapuya tescil 29.11.2016 tarihinde gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle 20.06.2017 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin, istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nin 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine dosya üzerinden 14.02.2018 tarihinde karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... Petrol-Karo İnş. Malz. San ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle ... iptali ve tescil istemine ilişkindir....

        (AYM, E.1988/7, K.1988/27, 27.09.1988) Önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle davacıyı, amaç dışında zenginleştirecek ve alıcı davalıyı da fakirleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiç bir zaman davalının zararına olmamalıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2.maddesinde "adına payın tesciline karar verilmeden önce" ibaresi bulunmakta olup önalım davalarında paranın nereye ve ne zaman yatırılacağı hakimin takdirine bırakılmıştır. Mahkemeler ise çoğunlukla önalım bedelini nemalandırmaksızın mahkeme veznesine yatırılmasına karar vermektedir. Bunun yerine resmi bir bankanın mevduata uyguladığı en yüksek getiri sağlayacak şekilde vadeli hesaba yatırılmasına karar verilerek paranın değer kaybetmesinin önüne geçilmiş olacaktır....

        e satıldığını, bunun için 2010/354 Esas sayılı dosyada ... aleyhine önalım davası açtıklarını, ancak ...'in satın aldığı hissenin büyük bir bölümünü taşınmazın paydaşı olan ...'a satış yoluyla devrettiğini, ileri sürmekle tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., önalım hakkının sadece paydaşın payını 3. kişilere satması sonucu doğduğunu, paydaşa yapılan satımlara karşı bu hakkın kullanılmasının mümkün olmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ...'ye karşı açılan 2010/354 Esas sayılı dava, eldeki dava ile birleştirilmiş, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü taraf vekilleri temyiz etmişlerdir. Paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı bir taşınmazın paydaşlarından birinin payının tamamını ya da bir kısmını üçüncü bir şahsa satması halinde satıcı dışında kalan diğer paydaşların ayrı ayrı dava açmalarında kanuni bir engel yoktur. Bütün paydaşların birlikte dava açması mümkündür....

          Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı....

          Zira, önalım hakkı, davalının alım tarihinde doğmuştur....

          Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı....

          UYAP Entegrasyonu