DELİLLER : İddia, savunma, tapu kayıtları ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava Tapu Kaydında düzeltime ilişkindir. Davacı eldeki davada dava konusu taşınmazın kayıt maliki olan Mehmet oğlu Nuri Somyürek'in murisi olduğunu, baba adının Mevlüt, ölüm tarihinin ise 1960 olmasına rağmen tapu kayıtlarına hatalı geçtiğini ileri sürerek; taşınmazın Mehmet oğlu Nuri Somyürek olan kaydının Mevlüt oğlu Nuri Somyürek olarak düzeltilmesini, ayrıca ölüm tarihinin de 1960 olarak düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir. Kanun'un Geçici 6.maddesine göre 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz. 506 sayılı Kanun'un 60/G maddesine göre "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ölüm kaydının iptali ve ..... ile ...'ın aynı kişi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü ile diğer davalılar ...., .... ve ..... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davacı ...'ın babası .... hanesinde .... ad ve soyadı ile kayıtlı olduğunu, sağ olmasına rağmen bu kaydına ölüm şerhi düşüldüğünü, eşi hanesine ise ... ad ve soyadı ile kayıtlı olup iki kayıt arasında bağ bulunmadığını bildirerek davacının .... Köyü 51 hanede kayıtlı .... ile aynı kişi olduğunun tespiti, ....'ın ölüm kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ... nüfus kaydının iptaline .... olduğunun tespitine ve ....'...
, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir....
ın gerçek ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kütüğünde 01.03.1961 olarak kayıtlı ölüm tarihinin düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı yasaya muhalefet HÜKÜM : Ölüm nedeniyle davanın düşmesi ve müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık hakkındaki kamu davasında, T... Asliye Ceza Mahkemesince 2007/112 Esas ve 2008/161 karar sayılı 26.12.2008 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve suçta kullanılan araç, 2 adet atın ve kaçak sigaraların müsaderesine karar verilmesinden sonra dosya sanık ...'...
yılında vefat ettiğini ancak ölüm tarihinin kayıtlara 15/04/1970 olarak geçtiğini bu ölüm tarihinin gerçeği yansıtmadığını, doğru ölüm tarihinin 1966 olduğunu, bu durumun kayıtlarda yanlışlıklara sebebiyet verdiğini, dedesinin veraset ilamını almak için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurduğunda Hanife'nin, dedesinden boşandıktan sonra evlendiği T15'den olan Mevlüde, Nazmiye ve Maksude isimli çocukların dedesinin mirasçısı olarak gözüktüğünü, bu durumun yanlış olduğunu adı geçen isimlerin dedesiyle herhangi bir alakasının olmadığını ancak Hanif'nin ölüm tarihi dedesinin ölüm tarihinden sonra olduğu için Hanife'nin dedesinden boşandıktan sonra evlendiği kişiden olan çocukların dedesinin mirasçısı olarak gözüktüğünü, dedesi T14ın 13/03/1969 tarihinde vefat ettiğini, Hanife'nin ise 15/04/1966 tarihinde vefat ettiğini belirterek, Hanife'nin 15/04/1970 yılındaki ölüm kaydının iptali ile ölüm kaydının 14/04/1966 olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
O halde, nüfus idaresi hasım gönderilmek suretiyle açılan ölümün tespiti davasının dinlenmesine artık yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu şekilde ölümün tespiti davaları açıldığında sadece ölümün tespitine karar vermek yeterli olmamakta; ölüm tarihi mirasçılık haklarını etkileyeceği ve sicilde de ölüm tarihinin belirtilmesi gerektiğinden, ölüm tarihinin de mümkünse gün/ay/yıl, en azından yıl olarak da tespiti gerekmektedir. Diğer yandan; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi; nüfus kayıt düzeltim dava-larının Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru katılımıyla görüleceği ve karara bağlanacağını hükme bağlamıştır. Bunun sonucu olarak; nüfus kaydında düzeltme sağlamayı da amaçlayan ölümün tespiti davaları açıklandığı gibi, nüfus kayıt düzeltim davalarının bir türü olarak, Cumhuriyet savcısı ve nüfus memuru katılımıyla görülüp sonuçlandırılmalıdır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, murisleri ... olma 1888 doğumlu ... bütün araştırmalara rağmen nüfus kaydının bulunamadığını, tahminen 1962 yılında öldüğünün bilindiğini belirterek murisleri ... nüfusa kaydının yapılmasını istemesi üzerine mahkemece davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de; doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek HUMK.nun 7/1. maddesi gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine işin esasına girilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçe değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir. Kanun'un Geçici 6.maddesine göre 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz. 506 sayılı Kanun'un 60/G maddesine göre "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir."...