Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafın dava dilekçesi ve yargılama sırasında yaptığı açıklamalara göre istem, hatalı yapılan nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesidir. Buna göre mahkemece; 1-Davacının kaydının istem gibi düzeltilmesi durumunda, gerçek babası olduğu iddia edilen ... ile kayden babası olarak görünen ölü ...’nin mirasçılarının da hukukunu ilgilendireceği gözetilerek bunların tespiti ile yöntemince davaya katılmalarının sağlanması gerektiğinin dikkate alınmaması, 2-Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....

    İşte tapulama tutanağının edinme sebebi bölümünde ... çocuğu olarak belirtilen ancak tespit malikleri bölümünde ... oğlu ... ... olarak yazılan malikin baba adının gerçekte "İlyas" olduğu gerekçesiyle bu şekilde düzeltilmesi istenmektedir. Ancak mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Öncelikle tespite dayanak yapılan tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirilmeli, tüm ilçe nüfus kayıtlarında ... oğlu ... ... isimli kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dosyada mevcut nüfus kayıtlarına göre de ... ...'in diğer tapu malikleri ile bağlantısı kurulamamaktadır. ... ..., tapu maliki ...'in oğlu olduğunu, ... ...'in de dayısı olup, baba isminin İlyas olduğunu söylemiştir. Bu beyanlar kayıtlarla uygunluk göstermemektedir. Tapuda isim düzeltme davalarında mülkiyet nakline neden olunmadan tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus bilgilerine uydurulması gerekir....

      ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’in paydaşı olduğu 744 ada 1, 2 ve 3, 741 ada 1 ve 2, 173 ada 21, 3101 ada 1 ve 1A, 3102 ada 1, 2142 ada 8 ile 93, 187, 823, 822, 699, 530, 528, 786, 785, 784, 788, 787, 240, 931 ve 792 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında malik isminin sehven ‘’ ... ‘’ veya ‘’ ... ‘’ olarak yazıldığını, nüfus kayıtları uyarınca mirasbırakanlarının isminin ‘’ ... ‘’ olduğunu ileri sürerek nüfus kayıtları ile tapu kayıtlarının uyumlu hale getirilmesini ve adı geçen taşınmazların tapu kayıtlarında malik isminin ‘’ ... ‘’ şeklinde düzeltilmesini istemişlerdir. Davalı, mülkiyet nakline sebep olunmaması için gerekli araştırmanın yapılmasını ve davanın reddini savunmuştur....

        Davacı tarafından mirasçılardan... n ölü oldukları mirasçı olarak eş ya da alt soylarının bulunmadığı öne sürülmekte ise de nüfus kayıtlarının incelenmesinden Bedros oğlu ... ın kayden sağ olarak göründüğü,... ve ... ın kaydının kapalı olduğu ancak neden kapalı olduğunun Nüfus Müdürlüğün'den sorulmadığı için bilinemediği, ...... ın ise Bakanlar kurulu kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verildiği için 2001 yılında vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı düzenlenmiştir....

          İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre; davacı murisi olan anne ve babasının kendi çocukları olmadığı halde, yanlış beyanda bulunmaları nedeniyle mahkemece verilen kararı sonucunda davalıyı kendi çocukları imiş gibi nüfusa kaydettirdiklerini ileri sürerek, nüfus kayıtlarındaki bu yanlışlığın giderilmesini talep etmiş olduğundan dava baştan itibaren yanlış oluşturulan kaydın düzeltilmesi niteliğinde nüfus kayıt düzeltim davasıdır. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı, nüfusta anne baba olarak görünen davacıların gerçekte anne baba olmadıkları ve bu nedenle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 2.10.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim ve soyadı düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu 765, 1084, 182, 710 parsel sayılı taşınmazların kaydında murisinin “...” yazılan isminin “...”, “...” yazılan soyadının “...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece ismi düzeltilmesi istenilen muris Hatice Bilgiçli’nin kadastro tespit tarihi olan 1955 tarihinden önce 1923 tarihinde öldüğü gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

            Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ....vatandaşı olan ... ile .... kayıtlarındaki...) isimli kişinin aynı kişi olduklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ... isimli şahıs tarafından açılmış olup, dosya içerisindeki nüfus müdürlüğü yazısından; bu kişinin kaydının uzun zamandır işlem görmediği, ölü veya sağ olup olmadığı teyit edilemediğinden hakkında ölüm araştırması yapılmadığı anlaşılmıştır. Davayı açan ... isimli şahsın üzerinde bu isimle taşıdığı kimlik mevcutsa adı geçenden istenilerek onaylı örneğinin dosyaya eklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              e kararın teliğine ilişkin tebliğat parçasına göre, tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereğince yapıldığı ancak komşusunun isminin yazılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda ...'e yapılan tebligat usulsüzdür. Bundan ayrı davalı ...'e hükmün tebliğine ilişkin tebligat mazbatasına verilen bilgiye göre ölü olduğu yazılı olduğu halde 7201 sayılı TK.nun 35. maddesine göre yapılan tebligat geçersizdir. Bu nedenle hükmün 7201 sayılı TK.nun hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde davacı ... ile ölü olduğu bildirilen davalı ...'ün temin edilecek veraset belgesine veya nüfustan getirilecek ölümlü nüfus aile kayıt tablosuna göre, sağ olan tüm mirasçılarına tebliğine, temyiz süresinin beklenilmesine, ondan sonra geri çevirmek üzere dosyanın yerel mahkemeye İADESİNE, 14.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                TMK'nın 29. maddesinde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde de doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olaya gelince; davacı muris ...'ın mirasçılarından olduğunu, ...'ın vefat ettiğini, geriye kızı ...'i bıraktığını, murisin kızı 01.07.1839 doğumlu ...'nın 1883 doğumlu oğlu ...'in kızı 1905 doğumlu ...'ın davacının annesi olduğunu belirterek mirasçılık belgesi verilmesini istemiş, delil olarak da nüfus kayıtlarına, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/285 Esas, 1973/14 Karar sayılı dosyasına, cilt no 29, sayfa no 10 ve sıra no 134'te kayıtlı tapu kaydı ile tanık beyanlarına dayanmıştır. Nüfus kayıtları ve veraset ilamlarından davacının annesi ...'...

                  UYAP Entegrasyonu