Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, taraflar arasındaki devre mülk satışına ilişkin olarak adi yazılı şekilde düzenlenen sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tarafların karşılıklı olarak verdiklerini geri alma haklarına sahip oldukları, sebepsiz zenginleşme halinde geçersiz sözleşme kapsamında yapılan ödemelerin denkleştirici adalet ilkesi esas alınmak suretiyle talep edilebileceği, davacının 10.000,00 TL ödediği, davacıya tatil hakkı kullandırılmadığı, bu nedenle ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile talep edebileceği, ödeme tarihinden itibaren ayrıca faizin istenemeyeceği, denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan 40.047,19 TL ve sözleşmenin iptali talep edilebileceği anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne, taraflar arasında akdedilen 4991 sözleşme numaralı Devremülk Sözleşmesinin...
Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Taraflar arasında yapılmış olan harici satış sözleşmesine rağmen, davacı 2004 yılında kadastro geçtiği sırada taşınmazın satın alınan kısmının kendi adına yazılmadığını öğrenmiş ve bunun üzerine harici satış sözleşmesini dayanak yaparak, Kadastro mahkemesinde ... sayılı dosyaya müdahil olmuş , davanın reddine karar verilmiş ve karar Yargıtay incelemesi neticesinde 27.09.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
GEREKÇE : Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi ve devre mülk sözleşmesinin iptali isteminden ibarettir....
Dava, harici satım sözleşmesine dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tahsiline ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK'nun 706, TBK'nun 237. (BK.'nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır....
O halde ilk derece mahkemesince, davacı tarafın davaya konu icra takibinde, takip tarihine kadar işlemiş faiz de talep ettiği dikkate alınarak, bu talebin yukarıda açıkladığı üzere alacağın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ulaşacağı değer olarak talep edildiği kabul edilip, yine yukarıda açıklandığı şekilde denkleştirici adalet ilkesine göre, satış tarihi olan 30.05.2018 tarihinden ifanın imkansız hale geldiği takip tarihi olan 23.09.2020 tarihine kadar ulaşacağı değer hesaplanıp, satış bedeli olarak ödenen 140.000,00 TL ile denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplanan değer arasındaki fark işlemiş faiz alacağını geçemeyecek şekilde (davacı dava dilekçesinde denkleştirici adalet ilkesine rağmen sadece ödediği parayı işleyecek yasal faiziyle birlikte talep ettiğini açıkladığından) bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde varsayımlara dayalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Tüm bu açıklamara göre; davacılar murisi ile davalı arasında hukuken geçerli bir satış sözleşmesi bulunmadığından mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup, böyle bir durumda, taraflar ancak birbirlerine verdiklerini denkleştirici adalet ilkesine göre geri alabilirler. Somut olayda; davalının da imzasını taşıyan harici satış sözleşmesinde satış bedelinin açık bir şekilde 20.000,00 TL olduğu hususu yazmaktadır....
Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır." şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir. Yine, Yargıtay 13....
Her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler. 10.07.1940 tarih ve 2/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez. Mahkemece, bağlayıcı nitelik taşıyan Tevhidi İçtihat Kararına rağmen, satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değerden davacının elde ettiği ürün gelirinin indirilmesi suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir. 3- Davacının faiz talebinin bulunduğu anlaşılmakla, taşınmazın davalıya iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir....
Denkleştirici adalet ilkesi ise haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Buna göre davacı tarafından bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Dava konusu harici sözleşmenin tapulu taşınmaz hakkında yapılması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmıştır....
Davacı vekili; taraflar arasında akdolunan 10.04.2012 tanzim tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca, ... ili ...ilçesinde bulunan ve tapu siciline 128 Ada, 5 Pafta, 13 Parsel olarak kayıtlı bulunan ana gayrimenkul üzerinde inşa edilecek A Blok, K.2, N.40'ta bulunan bağımsız bölümün davalı ... şirketi tarafından sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde teslimi ve tapu tescili konusunda anlaşıldığını, müteahhit Makrom şirketi tarafından sözleşme konusu ana gayrimenkulün yapımına başlanıldığını, devamında bir takım sebeplerle birçok kez inşaatın yapımının durduğunu belirterek A Blok, 2. katta bulunan D.40 no'lu taşınmazın davacı adına tescilinin yapılmasına, sözleşmeye dayalı olarak 30.03.2012 tarihinde ödenen 500,00 TL ile 10.04.2012 tarihinde ödenen 72.500,00 TL olmak suretiyle toplamda 73.000,00 TL denkleştirici adalet uyarınca yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, ... ili, ... ilçesi 128 ada, 5 parsel A blok 40 nolu dairenin üzerinde...