Mahkemece sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca denkleştirici adalet ilkelerine göre, uzman bilirkişi tarafından taşınmaz malikine ödenen 7.500 TL’nin bedelin, ifanın imkansız hale geldiği tarih belirlenerek bu tarihe göre ulaşacağı alım gücü; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs) ortalamaları alınmak suretiyle belirlenmesi ve bu yöntemle belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, rayiç değer esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, gereçsiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder. Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder. Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir....
tarihinde ulaştığı reel değer denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaplamada 49.214.14 TL olduğu hesap edildiğin, ancak hesaplamalar neticesinde ulaşılan meblağın fahiş olduğunu, kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zamanaşımı def’i itirazları ve haricen satış sözleşmesinin şekil bakımından usulsüz olduğunu, haricen satış sözleşmesinin noterlikçe onaylanma şeklinde değil, iki tanık huzurundan noter tarafından düzenlenme şeklinde yapılmasını gerektiğini, açıklanan nedenlerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur....
den daha fazla olamayacağı da nazara alınarak), ifanın imkânsız hale geldiği tarih itibarı ile ulaşacağı bedelin; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, TÜFE, ÜFE, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs.) ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden açıklayıcı, taraf ve yargı denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmesi ve bu yolla belirlenecek miktara hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunun değerlendirilerek, hasıl olacak sonucuna göre hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. TMK'nın 705, BK'nın 213 (TBK'nın 237), Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60.maddeleri gereğince ve HGK'nun 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 E, 2000/1704 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; taşınmazın devrine ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça geçersizdir. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder....
GEREKÇE : Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi ve devre mülk sözleşmesinin iptali isteminden ibarettir....
İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi'nce yapılan yargılamanın ilk celsesinde davacı asile dava talebi açıklattırılmış ve yapılan açıklamada; satış sözleşmesine konu aracın teslimi ile ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tarafına iadesi talebinde bulunmuştur. Davalılara usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermedikleri ve davayı takip etmedikleri anlaşılmıştır. İstanbul 1.Tüketici Mahkemesi'nin 2019/133 Esas-580 Karar sayılı kararı ile; davalıların 6502 sayılı Kanun'un 3 ve 73.maddesi gereğince satıcı ve sağlayıcı olmadığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle, davanın görev nedeniyle reddine dair karar verilmiştir. Verilen karar tarafların süresinde istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeniyle kesinleşerek İstanbul 21.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/273 Esas sayılı dosyası olarak tevzi olunmuştur....
Dava, miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel tazmini isteğine ilişkindir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Geçersiz satışa konu olan bedelin tahsiline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacılar vekili, vekil edenlerinin dava konusu taşınmazda miras payının devri sözleşmeleri ile hisse satın aldıklarını, taşınmazın değerinin tespit edilerek vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiş ise de; geçersiz sözleşme nedeniyle sözleşmede belirlenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gereklidir. 10.07.1940 tarih 1939/2 Esas ve 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından...
Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Ülkemizde yaşanan enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı göz ardı edilmemelidir. Davacıların harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir....