İlk derece mahkemesince; " ..1- Takyidatsız tescile icbar davasının, dahili dava muhtırasının gereği yerine getirilmediği için davada HMK m:114/1- d'de dava şartı olarak belirtilen "tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları" dava şartının yokluğu nedeniyle, HMK m:115/2 gereği USULDEN REDDİNE, 2- Ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi davasının KABULÜ ile, 414.107,66- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Taraflar arasındaki ilişki ticari olmadığından, avans faizi isteminin REDDİNE " karar verilmiş, karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili; İstinafa cevap dilekçesinde İstinaf talebinin Reddini talep etmiştir. Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden tapu iptali tescil, mümkün değilse tazmin talebine ilişkindir....
Alınan hesap bilirkişisi raporuna göre, davacının harici satış nedeniyle davalı tarafa ödediği 300.000 TL dava tarihi itibariyle ulaştığı alım gücü değeri 509.322,59 TL olduğu tespit edilmiş olup, bu bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiği sonucuna varılarak tapu iptal ve tescile ilişkin talebin reddine, alacağı ilişkin talebin ise kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı taşınmazın güncel değerinin ödenmesini talep etmiş ve buna göre 650.000 TL üzerinden harç yatırmış ise de talebi, yukarıda belirtilen Yargıtay İBK kararları uyarınca taşınmazın güncel karşılığının istenemeyeceğinden, ayrıca davacının da dava dilekçesindeki terditli talebinin denkleştirici adalet ilkesine göre bedel iadesi olduğundan taleple bağlı kalınması gerektiğinden reddedilmiştir....
İlk derece mahkemesince; "..TMK 2.madde doğrultusuda değerlendirme yapıldığında taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini davacının gerçek zararı olduğunun kabulü gerekli ise de davacı vekilince rayiç bedelin istenmediği, böyle bir talebin bulunmadığı, tam ve kesin talebinin ödenen paranın denkleştirici adalet ilkesi gereğince hüküm altına alınmasına yönelik olduğu, bu nedenle ödenen paraların ödendiği tarihler itibariyle ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde ödeme yapılması gereği karşısında bilirkişiler kurulu tarafından ifanın imkansız hale geldiği 17.10.2014 tarihine kadar yapılan ödemelerin güncellenmiş değerinin 111.565,63 TL olduğu, bu tarihten sonra yapılan ödemelerin ise 16.368,00 TL olduğu ve denkleştirici adalet ilkesine bu son tutarın dahil edilemeyeceği, davacı vekili tarafından dava tarihine kadar tutarın denkleştirici adalet ilkesine tabi tutulmuş hali ile hesaplanan 267.819,88 TL üzerinden davasını ıslah ettiği ancak değinilen...
akdine göre 150 m2 arsanın 8.500 TL'ye davalı tarafından davacıya satıldığı ve tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın dava dışı Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, 12.04.2007 tarihinde ödenen 8.500 TL nın 09.05.2011 dava tarihindeki TÜFE'ye göre güncellemesi ile 11.594 TL olduğu açıklanmıştır.Geçerli bir sebebe dayanılmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerine kayan değerlerin iadesi “Denkleştirici Adalet” düşüncesine dayanmaktadır....
istirdatına karar verilmesini” talep etmekle davacı fazlaya ilişkin haklarını açtığı bu dava ile saklı tutmamıştır.Davacı dava dilekçesinde talebini bu şekilde hasrettikten sonra yargılama aşamasında bilirkişi raporu ile denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen meblağın daha fazla olduğunun saptanması nedeniyle talebini ıslah yolu ile de artıramaz....
GEREKÇE :Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi ve devre mülk sözleşmesinin iptali isteminden ibarettir....
Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. O halde mahkemece; dava konusu taşınmazlar için davacılar tarafından davalıya ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre ifanın imkansız hale geldiği tarihteki ulaşacağı alım gücünün, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle tespit edilmesi ve bu suretle tespit edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
adalet ilkesine göre ulaştığı değerden ya da arsa ve binanın emsallerine göre dava tarihindeki değerlerinden fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; yer için 12.500 TL, bina için 37.500 TL olmak üzere toplam 50.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Tüketici Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılmış olmakla HMK.nun 352/1. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonunda; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil terditli olarak sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 23/08/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle Proje üzerinden Gayrimenkul Satış Vaadi ve Alacağın Temliki Sözleşmesinin FESHİ ile ödenen bedelin ve rayiç kira alacağının tazmini olarak davasını ıslah ettiği, 18/12/2022 tarihli duruşmada da ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Dava; ıslah edilmiş haliyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda faiziyle tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/23- 308 Esas, 2016/195 Karar sayılı ilamı) Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak elde edilen kazanımlar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebilir. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder. Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir....