Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesi tarafından borçlulara 15.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle müdürlüklerine 07.06.2019 tarihinde geldiği, dosyada yeterli masraf bulunmadığından ödeme emrinin hazırlanmadığı ve tebliğe çıkarılamadığının belirtilmiş olduğu, tarafların kabulünde olduğu üzere yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edilmeden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 60. maddesinde ödeme emri ve itiraz üst başlığı altında ödeme emri ve muhtevası düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi durumunda ödeme emri düzenleyeceğine yer verilmiştir....

    ; mahkemece, borçlu aleyhinde yapılan ilamsız icra takibine karşı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından yasal süresi içerisinde itiraz dilekçesi sunulmadığından icra müdürlüğü işleminde iptali gereken bir husus bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      (c) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası: tüzel kişi ise unvanı, vergi kimlik numarası, biliniyorsa ticaret sicil numarası ve Merkezi Sicil kayıt Sistemi numarası: adresi, biliniyorsa telefonu ve elektronik iletişim bilgileri"nin yazılacağı hususunun belirlendiği, böylece ... ile bütün abone sözleşmeleri kapsamında tüketici-tacir ayrımı yapılmadan bütün aboneler hakkında ...'nin uygulanacağı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Yine aynı Kanun'un "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 7.maddesinin 1.bendinde "Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilir, 3.bendinde; "Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip hakkında, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır" denilmektedir....

        Somut olayda, murisin takipten önce 09.03.2015 tarihinde öldüğü, mirasçılar hakkında mirası ret süresi geçtikten sonra 29.06.2015 tarihinde takibe girişildiği, borçlulardan Meryem'e ödeme emrinin 08.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlular ..., ..., ... 'e ise ödeme emri tebligatının 07.07.2015 tarihinde yapıldığı, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının da; icra takibinden ve ödeme emrinin tebliğinden önce 15.05.2015 tarihinde alındığı görülmektedir. Öyleyse, icra takibi, mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olduğundan, olayda, İİK.'nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı açıktır. Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....

          İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ve borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup anılan itirazların da yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; bonoya dayalı olarak 26.03.2004 tarihinde takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08.4.2016 günü tebliğ edildiği, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 26.08.2016 olduğu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının gerçekleştiğini belirttiği, tarihlere göre başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğinde olduğu, ancak itirazın beş günlük yasal süresi içerisinde yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçlu ...'...

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra hukuk mahkemesine başvuru sebeplerinin borca itiraz olmayıp, icra takibinin ve ödeme emrinin iptali talebi olduğunu, Mahkemece yanlış değerlendirme yapılarak borca itiraz talebi ile başvurulmuşcasına hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar verildiğini, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinde borcun dayanağı olarak sadece ödenmeyen kira bedelleri ve kira artış farklarının gösterildiğini, ödenmeyen kira bedellerinin hangi döneme, hani aylara ilişkin olduğunun belirtilmediği gibi kira artış farklarının da ne miktar olduğunun belirtilmediğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulü ile ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı borçlu hakkında kira alacağına dayalı olarak başlatılan tahliye talepli ilamsız icra takibinde takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....

            Davacının borcu olmadığı iddiası borca itiraz olarak kabul edileceğinden ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takiplerde borca yönelik itirazların icra dairesine yapılması gerekiyorken icra mahkemesine yapılan itirazın bir ehemmiyeti yoktur. Bu sebeple mahkememizce davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın reddine" karar verildiği görülmüştür. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın borca itiraz değil, yasaya ve usule uygun olmayan takibin ve ödeme emrinin iptaline ilişkin olduğunu, davalı tarafın aynı konuda evvelce de yasaya ve usule aykırı gönderdiği ödeme emirlerinin bu konuda yaptıkları itirazlar sonucunda İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşen 2016/1216 E.- 2017/480 K. sayılı dosya kararı ile İstanbul Anadolu 2....

            zorunlu olmamasına karşın borçluya ödeme emri tebliğ edilmesinin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıyacağı, bu halde ikinci kez gönderilen ödeme emrinin tebliğinden önce gerçekleştiği iddia olunan zamanaşımı iddiasının, İ.İ.K. md. 71 ve 33/a kapsamında (yani takibin kesinleşmesi sonrasında gerçekleşen zamanaşımı olarak) değil, İ.İ.K.'...

            İcra Dairesi tarafından borçlulara 15.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle müdürlüklerine 07.06.2019 tarihinde geldiği, dosyada yeterli masraf bulunmadığından ödeme emrinin hazırlanmadığı ve tebliğe çıkarılamadığının belirtilmiş olduğu, tarafların kabulünde olduğu üzere yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edilmeden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 60. maddesinde ödeme emri ve itiraz üst başlığı altında ödeme emri ve muhtevası düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi durumunda ödeme emri düzenleyeceğine yer verilmiştir....

            alışverişinin gerçekleşmediğini, ödeme emrinde faiz oranının belirtilmediğini, geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını belirterek yetki ve borca itirazının kabulünü, ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu