Bu bilgiler ışığında; borçlu şirketin yabancı uyruklu bir şirket olduğu,bu durumda ödeme emri tebligatının bu şirketin Türkiye'de merkez ya da şubesi varsa bu adrese, yoksa Adalet Bakanlığı aracılığıyla davalının yurtdışındaki adresine tebliğ edilmesi gerekirken, anılan şirket yetkilisi olduğu dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgelerle ispat olunamayan ...’a yapılan tebligatın borçlu şirkete yapılmış bir tebliğat olarak değerlendirilemeyeceğinin, dolayısıyla haciz tarihi itibariyle ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmediğinin, takibin kesinleşmediğinin ve bu sebeple geçerli bir haczin varlığından da bahsedilemeyeceğinin kabulü gerekir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda borçluya 29.07.2016 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde "Bu zarfta örnek 10 ödeme emri vardır" ve "Bu zarfta emniyet haciz evrakı vardır" şerhinin yazılı olduğu, dolayısı ile takibe dayanak belge örneğinin ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinin anlaşıldığı, yasal düzenlemeler gereğince takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde borçluya tebliğinin zorunlu olduğu gerekçesiyle borçlunun istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile 29.07.2016 tarihli ödeme emrinin iptaline, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edilmiş olduğundan borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı Dünya Varlık Yönetim A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Ödeme emrinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nin 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 44,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden...
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Ödeme emrinin, borçlu ...'...
Prim ve gecikme zammına ilişkin 18.02.2010 tarih 2010/01 takip no’lu ödeme emrinin, 09.03.2010 tarihinde davacıya bizzat tebliğ edilmiş olmasına, davacı tarafından 15.03.2010 intikal tarihli dilekçe ile, Kuruma başvurularak, ödeme emrinin kaldırılmasının talep edilmesine, Kurumca, kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olduğu gerekçesiyle itirazın 16.03.2010 tarihinde reddedilip, ret kararının davacıya 29.03.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre, 27.04.2010 tarihinde anılan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan bu davanın 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük itiraz süresinin geçmesinden sonra açılması karşısında, söz konusu ödeme emrine yönelik davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı görülmüştür. O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket adına düzenlenen … düzenleme tarihli … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği, ancak şirketin mevcut adresinde bulunmadığına ilişkin tebliğ evraklarının dava dosyasına ibraz edilmediğinin görüldüğü, bu durumda dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağının usulüne uygun şekilde kesinleştirildiği hususunun davalı idarece ortaya konulamadığı görüldüğünden, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın süreaşımı yönünden reddi yolunda verilen kararının Danıştay Onuncu Dairesinin 29/05/2015 tarih ve E:2013/1222, K:2015/2668 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen 20/01/2016 tarih ve E:2015/1791, K:2016/43 sayılı kararıyla; ödeme emrinin düzenlenebilmesi için kesinleşmiş bir amme alacağının mevcut olması gerekmekte olduğundan, amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlemeden önce, alacağın tahakkuk ettirilmesi, tahakkuka ilişkin işlemin ilgiliye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen ilgilinin bunu vadesinde ödememesi veya dava konusu etmemesi, dava konusu etmesi durumunda da, davanın reddedilmiş olmasının gerektiği, davalı idare tarafından tahakkuk fişlerinin tebliğ edilmediğinin belirtilmesi karşısında amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleştirilmediği, tahakkuk işleminin tesis edilmesi, usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, buna rağmen kamu alacağı...
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir....
İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacıya 5307 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca 407.776,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının tesis olunduğu, bilahare anılan idari para cezasının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emri düzenlenebilmesi için ortada kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir alacağın bulunması gerektiği, idari para cezasına ilişkin Kurul kararının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğinin tespiti amacıyla Mahkemenin 02/12/2015 tarihli ara kararıyla davalı idareden, bu işlemin davacıya tebliğ edildiğine dair tebliğ tebellüğ belgesinin istenilmesi üzerine gönderilen cevabi yazı ve eklerinden, anılan idari para cezasının davacının kardeşi olarak belirtilen ...'a 03/02/2015 tarihinde davacının işyerinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, davacının Mahkemenin 28/04/2016 tarihli ara kararına cevaben "... Mah., ... Cad., No: ......
İcra Müdürlüğünün 2017/23002 sayılı dosyasında davacı borçlu adına yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihinin 01/03/2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptali isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Mahkemenin usulsüz tebliğ yapıldığına dair tespiti ve kabulü isabetli olmakla beraber ödeme emrinin iptali talebinin reddi kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, takip dayanağı senet müvekkiline tebliğ edilmediğinden ödeme emrinin İcra ve İflas Kanunu'nun 168. ve 60. maddelerine aykırı olduğunu, şikayet konusu ödeme emrinde alacaklı adresi belirtilmediğinden İcra ve İflas Kanunu'nun 58, 60 ve 168. maddelerine aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının davanın kısmen reddine dair kısmının bozularak davanın tamamen kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....