Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; icra dosyasından çıkarılan ödeme emrinin takip borçlusu olmayıp borçtu ile isim benzerliği olan kişiye çıkarıldığı, şikayetçiye ise ödeme emrinin hiç tebliğ edilmediği ihtilafsız olup, öğrenme ile itiraz süresinin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten başlayacaktır. Ancak şikayet konusu takipte, şikayetçi borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Bu durumda, borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğine ve itiraz süresi işlemeye başlamadığına göre, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gibi takip kesinleşmeden konulan hacizlere ilişkin şikayetin de İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete tabi olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, şikayetçi...'...

    İDDİANIN ÖZETİ: Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; Keşan İcra Dairesinin 2022/2743 Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin borçluya 03/08/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak borçlunun ödeme emrini tebliğ almadan önce 21/07/2022 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiğini ve 22/07/2022 tarihinde takibin durduğunu, borçlunun itirazının İİK 62/a hükmüne ve kamu düzenine aykırı olduğunu ve bu nedenle hukuken geçersiz olduğunu, ilgili kanun maddesi uyarınca itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yapabileceğini, Yargıtay 12....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte taraflarınca icra dairesine 08.10.2020 tarihinde itiraz edildiğini, bu kapsamda dosya kesinleşmeden itiraz yapılmadığına dair beyanların asılsız olduğunu, ödeme emrine itiraz edilmiş olmasının şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalinin istenilmesine engel olmadığını, itirazın süresi içerisinde yapılmadığına dair beyanların asılsız olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Talep, kira alacağına ilişkin genel haciz yoluyla takipte ödeme emrinin iptali istemine ilişkin şikayettir. Borçlu genel haciz yoluyla takibe yönelik itirazlarını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra dairesine, İİK'nın 16. maddesi uyarınca da ödeme emrine yönelik şikayetlerini ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine ileri sürmelidir....

    olduğunu belirterek vekil yerine asile gönderilen ödeme emrinin iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde müvekkiline gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 08/02/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Dairemizin, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen yerleşik uygulamasına göre, borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği ona yeni bir itiraz hakkı tanır (HGK'nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12-786/783 sayılı kararı). Somut olayda, borçluya tebliğ edilen ilk ödeme emrinin ..... İcra Hukuk Mahkemesince iptali üzerine 12.06.2015 tarihinde ikinci kez yapılan ödeme emri tebliğ işleminin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıdığı kuşkusuzdur. İlk ödeme emri iptal edildiğinden borçluya tebliğ edilen ikinci ödeme emri geçerliliğini korumaktadır. İkinci kez ödeme emri tebliği için icra mahkemesi kararının kesinleşmesine gerek yoktur. Borçlunun talebi müstakil bir şikayettir. O halde mahkemece, borçlunun son ödeme emrinin usulsüzlüğüne ilişkin iddiası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; dava konusu takip dosyasında ilk ödeme emrinin 30.12.2009 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, yapılan davetiyeye takip dayanağı belgelerinin eklenmediği ve davanın 1.İcra Hukuk Mahkemesi'ne yaptığı şikayet sonucu 2009/1445 Esas 2010/358 Karar sayılı ilamla, şikayetin kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verildiği, davalının ilk ödeme emrinden sonra aynı zamanda borca da itiraz edip takibi durdurduğu, takibin durduğu 31.12.2009 tarihinden sonra 1 yıl içinde iptal davası açılması gerektiği, itirazın iptali davası ise 18.05.2011 tarihi olup, yaklaşık 1,5 yıl sonra açıldığı, davacının ilgili icra dosyasından gönderdiği 10.06.2006 tarihli ödeme emrini sadece ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü giderdiği, dava süresinin başlangıcı için bu tarihin esas alınamayacağı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        , ödeme emrinde banka hesap numarası bulunmaması şikayeti yönünden ise ödeme emrinde banka hesap numarasının bulunmasının zorunlu olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir....

          Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracıların ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracılar tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur. Dosya kapsamından davalı kiracılar tarafından ödeme emrinin tebliğinden sonraki 30 günlük yasal süre içinde kiralayana ödeme yapıldığına dair herhangi bir delil ibraz edilmediği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulü ve tahliye yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

          İİK'nun 62.maddesi uyarınca, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde her türlü itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda dosyanın incelenmesinde, takip talebi ve ödeme emrinde işlemiş faiz miktarının yazılı olduğu ve takip sonrası işleyecek faizin de takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz olarak açıkça istenildiği görülmektedir. Kaldı ki borçlunun icra dairesine itirazında sadece yetkiye itiraz ettiği, faize ve borca itiraz etmediği, bu durumda faizin de itirazsız olarak kesinleştiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından başlatılan takibe ilişkin olarak borca, faize ve fer'ilerine, ödeme emrine, ödeme emrinin takip talebine aykırı düzenlenmesine ilişkin nedenlerini belirterek süresiz şikayet yoluyla itiraz ettiklerini, takibe konu borç düzenli olarak alacaklının banka hesabına yatırıldığından müvekkilinin borcunun bulunmadığını, ancak mahkemece eksik soruşturma yapılarak, usul ve esasta hata yapılarak davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Borçlu, kira alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini, ayrıca ödeme emrine, borca, faiz ve ferilerine yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu