Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Dava konusu olan 2009/10148 takip no’lu ödeme emrinin, davacı işyerinde yapılan asgari işçilikten dolayı tahakkuk ettirilen prim borcundan doğduğu anlaşıldığından; Davalı Kurumdan, a) Dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan asgari işçilikten dolayı tahakkuk ettirilen prim borcunun davacıya tebliğ edilip edilmediği, davacının süresinde bu borca itiraz edip etmediği, itiraz etmişse ne karar verildiğinin sorulması ve buna ilişkin belgelerin getirtilmesi, b) Dava konusu olan 2009/... takip no’lu ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğini gösteren tebligat belgesinin ilgili Kurumdan getirtilmesi, c) Temin edilen belgeler eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı tarafça, ödeme emrinin beyan edilen tarihten daha önce öğrenildiği hukuka uygun biçimde elde edilmiş herhangi bir yazılı belge ile ispat edilmediği gibi, icra dosyasının incelenmesinde de davacının ödeme emrini beyan edilen tarihten daha önce öğrendiğine dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Bu nedenle, ödeme emrinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 10/10/2018 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Borca itiraz yönünden yapılan incelemede: Davacı her ne kadar borca itiraz niteliğindeki iddialarını da Mahkememize sunmuş ise de, İ.İ.K.'...

    Sayılı icra takibi nedeniyle borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline, Ödeme emrinin iptaline karar verildiğinden borcunuzu itiraz süresi içinde öderseniz şeklindeki ibareyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği görülmüştür....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1057 esas, 2015/944 karar sayılı ilamı ile de 02.06.2015 tarihindeki ödeme emri tebliğatının usulsüzlüğünün tespiti ile ödeme emrinin davalı borçluya 01.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiği anlaşılmış, ayrıca icra takip dosyasının incelenmesinde de, davalı borçlunun yeni belirlenen ödeme emrinin tebliğ tarihinden sonra yasal itiraz süresi içerisinde 06.10.2015 tarihinde icra takibine itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda davaya dayanak icra takibindeki ödeme emrinin, 01.10.2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği subuta erdiğinden, takibe de süresinde itiraz edilmiş olduğundan, 06.07.2015 tarihinde süresinden önce açılan dava ile tahliye isteminde bulunulamaz. Bu sebeplerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesi doğru olmayacağından kararın bozulması gerekmiştir....

      014710 sayılı ödeme emrinin 2009/2-12 işsizlik primi Davacı adına düzenlenen 2012/014710 sayılı ödeme emrinin 2011/1 işsizlik primi Davacı adına düzenlenen 2012/014710 sayılı ödeme emrinin 2011/2-9 işsizlik primi Davacı adına düzenlenen 2012/015769 sayılı ödeme emrinin 2011/10-12 prim Davacı adına düzenlenen 2012/015770 sayılı ödeme emrinin 2011/10-12 işsizlik primi Davacı adına düzenlenen 2012/015771 sayılı ödeme emrinin 2008/1-12, 2009/1-12 ve 2011/1-12 damga vergisi Davacı adına düzenlenen 2012/020858 sayılı ödeme emrinin 2011/5 İPC Davacı adına düzenlenen 2012/020906 sayılı ödeme emrinin 2012/1-2 prim Davacı adına düzenlenen 2012/020907 sayılı ödeme emrinin 2012/1-2 işsizlik primi Davacı adına düzenlenen 2012/020908 sayılı ödeme emrinin 2012/1-2 damga vergisi Davacı adına düzenlenen 2012/02852 sayılı ödeme emrinin 2012/3 prim Davacı adına düzenlenen 2012/02853 sayılı ödeme emrinin 2012/3 işsizlik primi Davacı adına düzenlenen 2012/02854 sayılı ödeme emrinin 2012/3 damga vergisi...

        İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/12 E. sayılı dosyası ile "İmzaya İtiraz" şikayetinde bulunduğunu, dosyaya gelen kıymet takdiri raporuna itiraz dilekçesi gönderileceği zaman icra dosyasının incelendiğini, dosyada birbirinden farklı 2 adet ödeme emrinin yer aldığını , İİK 60 maddesi uyarınca ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğunu, dosyada mevcut 2 ödeme emrinin takip yollarının birbirinden farklı olup birinde takip yolunun kambiyo senetlerine özgü takip olduğunu, diğer ödeme emrinde ise takip yolunun kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip olduğunu, davalının takip yolunu değiştirdiğini, yeni takip yoluna ilişkin ödeme emrinin müvekkile gönderilmediğini, bu durumdan 23/07/2019 tarihinde haberdar olduklarını beyanla ödeme emri ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

        Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur....

          İcra Müdürlüğünün 2021/5170 sayılı dosya üzerinden başlatılan takip nedeniyle kendisine gönderilen ödeme emrinin iptali için dava açtığını ve aynı zamanda icra dairesinde borca itiraz ettiğini, ödeme emrinin, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/441 Esas, 2021/793 Karar sayılı, 02/11/2021 tarihli kararı ile iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine borçlu vekiline ödeme emrinin yasal dayanakları ile birlikte tekrar tebliğe gönderildiğini ve 15/11/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu tarafından herhangi bir itirazda bulunulmaması nedeniyle takibin kesinleştirilmesi yönündeki taleplerinin icra müdürlüğünün 08/12/2021 tarihli kararı ile : ''...icra mahkemesince ödeme emri iptal edilmeyip, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edildiği, daha önceki itirazla takibin durduğu'' gerekçesi ile ret edildiğini, mahkemenin ödeme emrinin tebliğ işleminin iptali yönündeki kararı üzerine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğini, İzmir 8....

          bulunduğu, Daireminizin 2016/11983 Esas 2017/4022 Karar sayılı ilamı ile; yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emrinin borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı vereceği, mahkemece borçlunun ödeme emrine yönelik itiraz ve şikayetlerinin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda; ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edilmesi gerekirken borçlunun vekiline tebliğ edilmesinin usule aykırı olduğu ayrıca borçlu vekiline gönderilen ödeme emrine dayanak belge eklenmediği gerekçesi ile şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir....

            Somut olayda; icra dosyasından çıkarılan ödeme emrinin takip borçlusu olmayıp borçtu ile isim benzerliği olan kişiye çıkarıldığı, şikayetçiye ise ödeme emrinin hiç tebliğ edilmediği ihtilafsız olup, öğrenme ile itiraz süresinin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten başlayacaktır. Ancak şikayet konusu takipte, şikayetçi borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Bu durumda, borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğine ve itiraz süresi işlemeye başlamadığına göre, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gibi takip kesinleşmeden konulan hacizlere ilişkin şikayetin de İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete tabi olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, şikayetçi...'...

              UYAP Entegrasyonu