Somut olayda, şikayet olunan tarafından kambiyo senedine dayalı olarak 10.05.2013 paylaşıma konu bedel üzerine ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya yine 10.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi 10 gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz (İİK m.78/1) konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Buna göre şikayet olunanın ihtiyati haczinin 20.05.2013 tarihinde mesai saati bitiminde kesinleştiği sabittir....
İcra Müdürlüğünün 2022/9435 Esas sayılı takip dosyasında çıkarılan ödeme emrinin usulsüz olduğu ve takipten 18/07/2022 tarihinde haberdar olduğu, ödeme emrinin tebliğinin de 18/07/2022 tarihinin kabulü ile ödeme emrinin iptalinin talep edildiği, mahkemece takip dosyasında tebliğ tarihinin 18/07/2022 tarihi olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına ve takip dosyasındaki 27/05/2022 tarihli ödeme emrinin davacı yönünden iptaline karar verilmiştir. İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK'nın 257. maddesi, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermek mecburiyetindedir....
Somut olayda; alacaklı tarafından 13.03.2015 tarihinde başlatılan takipte, ödeme emrinin borçlu ...'ne 30.03.2015 tarihinde ve borçlu ...'a ise 25.03.2015 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği, bu tebligatlar dışında borçlulara ödeme emri tebligatının gönderilmediği borçluların icra dairesine yapılan 24.03.2015 tarihli itirazlarının yasal süresi içinde olduğunun kabulü gerektiği, itiraz dilekçesinin 31.03.2015 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği halde alacaklının İİK'nun yukarıda belirtilen 264/2-4. maddesi uyarınca, tebliğinden itibaren 7 gün içinde itirazın kaldırılması veya iptali talebinde bulunulmadığı için ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı görülmektedir. Bu kural; icra takibi öncesinde alınan ihtiyati haciz kararları için geçerli olduğu gibi, icra takibi başladıktan sonra alınan ihtiyati haciz kararları için de uygulanır....
İcra Müdürlüğü’nün 2010/12721 sayılı takip dosyasında yapılan 21.12.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı şirkete ait olduğunu, mahcuzların ve haciz adresinin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin takibe dayanak senette gösterilen adreste yapıldığını, ödeme emrinin de buraya gönderildiğini, ancak hazır bulunan borçlunun tebligatı almaktan imtina ettiğini, hacizde borçluya ait çok sayıda evrakın ele geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....
Davacı (alacaklı), haczin yapıldığı yerde faaliyet gösteren ... turizm Ltd. Şti.nin borçlu tarafından alacaklıdan mal kaçırmak için önceki ... Turizm Ltd. Şti.nin devamı niteliğinde kurulduğu,ödeme emrinin bu adrese tebliğ edildiği,borçlu tarafından imzalanan kredi sözleşmesinde de bu adresin işyeri adresi olarak gösterildiği gerekçesi ile üçüncü kişnin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı (üçüncü kişi), borçlunun şahsi borcu nedeni ile şirkete gelindiğini,üçüncü kişinin borçla ilgilerinin bulunmadığını, 2006 yılında haczin yapıldığı yerde Bozkurt Ltd. Şti.nin kurulduğunu ve ortaklar arasında borçlunun bulunmadığını davanın reddini savunmuştur....
Şikayet, haczin usulsüz olduğu iddiasına dayalı haczin kaldırılması isteminin yanısıra istihkaklı haciz işleminde icra müdürlüğünce İİK'nın 97. maddesinde yazılı prosedürün mü yoksa 99.maddesinde yazılı prosedürün mü uygulanması gerektiğine ilişkindir. Haczin kapsamı İİK'nın 96 ila 99. maddelerine göre tayin edilir. Malın borçluya ait adreste, haczin borçlunun huzurunda, haczin ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği adreste, haciz mahallinde malın borçluya ait olduğunu gösterir belge bulunması halinde, malın borçlunun elinde veya üçüncü kişi ve borçlunun birlikte elinde bulundurduğu durumda ve kısacası malın borçlunun elinde sayılabileceği benzer hallerde haczedilmesi halinde İİK'nın 96- 97. maddelerine göre haczedilmiş sayılacağı ve icra müdürlüğünce istihkak prosedürünün bu maddelere göre yürütülmesi, malın borçlunun elinde sayılmayacak şekilde üçüncü kişi elinde haczedilmesi halinde ise icra müdürlüğünün İİK'nın 99. maddesinde yazılı prosedürü uygulaması gerekir....
İnceleme konusu dosyada; Bozma sonrası yapılan yargılamada, Kurum’dan, haczin dayanağı ödeme emirleri ve tüm bilgi ve belgeler istenmiş olup gelen belgelerin incelenmesinde; mirasın reddi kapsamında varis olarak sorumluluğu bulunmayan davacıya, 2014 Mayıs ile 2014 Kasım dönemlerine ilişkin prim borcundan dolayı ödeme emrinin, 04.04.2016 tarihinde tebliğ olduğu, bankaya haciz bildiriminin ise; ödeme emri düzenlenmeden önce 13.01.2016 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanun'un 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur....
İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı, davacılardan ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davacılardan ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının davacılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu borca ilişkin ödeme emirleri ile ..., ......
Hukuk Dairesinin görev alanına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunu (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) uyarınca yapılan takiplerden kaynaklanan tüm davaların (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) girdiği düzenlenmiştir. Somut olayda uyuşmazlık konusu, davalı idarenin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanuna göre yaptığı takip sebebiyle ödeme emrinin iptali ile kurum işleminin iptaline ilişkin olduğundan temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. Dosya, Yargıtay 10. Hukuk Dairesince Dairemize gönderildiğinden inceleme merciinin belirlenmesi açısından dosyanın Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18/07/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bu nedenle öncelikle yapılacak iş, davacının yaşlılık aylıklarına konulan haczin dayanağı olan takip dosyalarından gönderilmiş ödeme emrinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ödeme emri tebliğ edilmemiş ise, davacı hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından yapılan haciz işleminin yasal dayanağı bulunmadığından, haciz işleminin iptalinin yerinde olacağı açıktır. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, davacı adına bizzat düzenlenmiş ödeme emri bulunmadığı, tüm ödeme emirlerinin dava dışı şirket hakkında düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu haliyle davacı adına düzenlenmiş usulüne uygun bir ödeme bulunmadığı dolaysıyla davacı hakkında bir takip bulunmadığı gözetilerek haczin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....