in üye olarak alındığını ve taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin de iyiniyetli olarak taşınmazı anılan davalıdan aldığını, davalıdan ortaklık payını değil, sadece taşınmazı devralan müvekkilinin iyiniyetinin korunması gerektiğini, müvekkilinin kooperatifin iç içleyişinden sorumlu tutulamayacağını belirterek ara kararın kaldırılarak tedbirin kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf talebine cevap vermemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili İDM'nin12/01/2023 tarihli taşınmaz üzerine konulan tedbirin aynen devamına ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 22/07/2020 tarih ve 7251 Sayılı Yasanın 34.maddesi ile değişik 341/1 maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Somut olayda mahkemece 12/01/2023 tarihli celse ara kararı ile taşınmaz üzerine konulan tedbirin aynen devamına karar verildiği ancak ara kararının hiç bir gerekçe içermediği, gerekçesiz olduğu ve ayrıca gerekçeli ara kararı da yazılmadığı anlaşılmaktadır....
karar verilmiş olmakla, davalı vekili ihtiyati tedbirin kaldırılması yada teminatın artırılması talebinde bulunmuş ise de, davanın muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olduğu, taşınmazın aynına yönelik bir dava olduğu, tedbirin kaldırılmasının davacı yönünden ileride telafisi güç zararlara yol açma ihtimali bulunduğundan yerel mahkemenin tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davanın 30.000 TL değer gösterilerek açıldığı, tedbirin dava değerinin dava değerinin %5'i oranında teminat alınması karşılığında verildiği, 6100 sayılı HMK'nun ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesi başlıklı 392/1....
İcra Müdürlüğünün 2019/12005 Esas sayılı takip dosyasındaki ödeme emrinin 799.200,00 USD ve 4.444,87 USD alacak kalemleri yönünden takibin iptaline, ödeme emrinin TL üzerinden istenilen 606,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 117,00 TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 723,00 TL olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Birleşen mahkememizin 2019/192 Esas sayılı dosya yönünden; şikayetin reddine karar verilmiştir....
Davacılar tarafından dava dilekçesi ile 141 parsel sayılı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir talep edilmiş, yerel mahkeme 23.08.2021 tarihli kararı ile talebin kabulü ile 141 parsel sayılı taşınmazın üçüncü kişilere satılması ve devredilmesini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmiş, karara davalı Hazine temsilcisinin itirazı üzerine 17.5.2022 tarihli karar ile de davalı Hazine temsilcisinin tedbire itirazının kabulüne, dosya arasına getirtilen taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın hükmen Hazine adına tapuya tescil edildiği, ihtiyati tedbir için gerekli yaklaşık ispat koşullarının şu aşamada sağlanamadığı gerekçesiyle taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermiş, ihtiyati tedbirin kaldırılması kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/775 Esas sayılı dosyasına ilişkin 12/12/2019 tarihli duruşma tutanağı ile ise tedbirin kaldırılmasına karar verildiği, her ne kadar davacı borçlu vekili tedbirin kaldırılması kararının kesinleşmediğini, kesinleşmeden takibe devam olunduğunu belirterek şikayet yolu ile mahkememize dava açmış ise de; menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı İİK'nun 72/4 maddesinde ; ''Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar'' hükmünün yer aldığı, anılan yasal düzenleme uyarınca menfi tespit davasında ''davanın reddi'' ile birlikte tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalkacağı ve ihtiyati tedbir kararının kalkması için mahkeme kararının kesinleşmesi koşulunun bulunmadığı, İİK'nun 72/4. maddesinin kesin (mutlak) hükmü nedeniyle HMK'nun 397/2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, İİK'nun 72/4 maddesindeki düzenleme dikkate alındığında; tedbirin kaldırılmasına ilişkin ara kararın kesinleşmesinin beklenmeksizin takibe devam edilmesinde usul...
Mahkemece tedbir kararına yapılan itirazın duruşmalı olarak incelenmesinin ardından istinaf konu 27.12.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararına itiraz talebinin kabulüne ve söz konusu ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir. HMK'nın 396/1. Maddesi uyarınca, durum ve koşulların değişmesi nedeniyle verilen ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına ilişkin kararlara karşı istinaf yolu açık değildir. Davacı vekilince 27/12/2022 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin ara kararın kaldırılması için istinaf yoluna başvurmuştur....
Maddesi kapsamında açıldığını, İstanbul 36.İcra Müdürlüğü'nün 2019/38248 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin 27.09.2019 tarihinde açıldığını, ödeme emrinin davacı borçluya 01.10.2019 tarihinde aynı konutta yaşayan yakınına tebliğ edildiğini, davacı borçlu tarafından iptali istenen takibi 01.10.2019 tarihinde öğrendiğini, ancak kanuna uygun olmadığını iddia ettiği işlemin iptali için 7 gün içinde herhangi bir şikayette bulunmadığını, bu nedenle davanın süresinde açılmadığını, taraflarınca konkordato mühleti bulunmadığını fark etmeden icra takibi başlattıklarını, davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak icra dosyasına hiçbir beyanda bulunmadığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihi 17 gün geçtikten sonra 17/10/2019 tarihinde davacı borçlu tarafından konkordato tedbirinin devam ettiğine ilişkin beyanda bulunulduğunu, takibin olduğu yerde durdurulduğunu, davacı borçlunun bu olaydan bir sene geçtikten sonra dava açtığını, konkordatonun tasdikine ilişkin devam eden mahkeme...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ihtiyati tedbir talebini, 20.10.2022 tarihi itibariyle reddedildiğini, 21.10.2022 tarihinde davacı tarafından ihtiyati tedbirin reddi kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, 20.03.2023 tarihli kararla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Kanunun gerekçesinden de anlaşıldığı üzere, geçici hukuki koruma niteliğinde olan ihtiyati tedbirin gereğinin bir an önce yerine getirilmesi, ihtiyati tedbirin çok uzun süre uygulanmadan hukuki olarak varlığını koruyarak kötüye kullanıma açık hâle gelmemesi için kararın takibinin ve uygulanmasının istenmesi sorumluluğu ihtiyati tedbir talep edene yüklenmiştir. Davacı tarafça süresinde tedbir ara kararının infazı için teminat yatırılmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmış, hükümsüz kalmıştır. Mahkemece yasal sürede uygulanmaması nedeni ile kendiliğinden hükümsüz kalan ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken, halen ihtiyati tedbir kararı geçerli imişcesine ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi yerinde değildir. (Benzer kararlar: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2022/2046 Esas, 2022/1305 Karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17....