İTİRAZ Borçlular itiraz dilekçesinde, senet aslının dosyada mevcut olmadığını, senet aslı kasada bulunmadığından imza incelemesi yapamadıklarını, borçlu ... için imza itiraz haklarını saklı tuttuklarını, diğer borçlunun asla imza atmadığını, bu nedenle borcu bulunmadığını borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, ayrıca fotokopi senette ödeme yeri ve borçluların geçerli bir adreslerinin bulunmadığını, komisyon adı altında istenilen ücretin talebinin mümkün olmadığını, alacaklı veya vekilinin adına ödeme yapılacak banka adı ve hesap bilgilerinin ve yerleşim yerinin takip talebinde mevcut olmadığını belirterek takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Dosya kapsamı ve Dairenin geri çevirme ilamı ile getirtilen hasar dosyasının incelenmesinde; 15.08.2017 tarihinde davacının oğlundan kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı olarak 30.812,00 TL ödeme yapıldığı sabittir. Ödeme, borcu sona erdiren sebeplerdendir. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir. Bu yönün gözetilmemesi doğru olmamıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2019 NUMARASI : 2018/1123 ESAS - 2019/1235 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin asıla tebliğ edilmesi gerekirken vekile tebliğ edildiğini, süresi içerisinde borca, fer'ilerine ve takibe itiraz edildiğini, ödeme emrine müvekkilinin adresinin yazılmadığını, ödeme emri üzerinde İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü'nün ünvanı ve hesabı, keza İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün ünvanı ve dosya numarası, İstanbul 10....
İcra dosyasında kısmi itiraz olması nedeniyle itiraz edilmeyen kısım kesinleşir. Davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu ödemenin itiraz konusu olmayan kısma ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece ödeme tarihi itibariyle itiraza uğramayan kısım yönünden davacı alacağı belirlenip, bu miktardan fazla ödeme varsa itiraz konusu alacağa ilişkin ödeme olduğu kabul edilmelidir. İtiraz konusu alacağa ilişkin ödeme bulunması halinde alacaklının bu kısım üzerinden itirazın iptali davası açmada hukuki yararı olmayacaktır. Bu ilkeler uyarınca inceleme yapılmadan ödemenin doğrudan itiraz konusu alacaktan düşülmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı alacaklı eski malik ile akdedilen 10.01.2011 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 11.03.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2015 – 2016 dönemi yıllık kira bedeli 11.712,80 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 30.03.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın içeriği kira ödemesi ile ilgili icraya veren Nurhan Baydemir diye bir şahısla hiç muhatap olmadığını, böyle bir kira borcu olmadığını, bu nedenle kira ödemesine itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde özetle, borcu olmadığını, borcun ödendiğini, alacaklı hakkında başlatılan icra takibi üzerine tahsili engellemek için alacaklının bu takibi başlattığını belirterek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle açılan iş bu dava sonunda, mahkemece, davalının ibraz ettiği 17.01.2008 tarihli “ibra sözleşmesi” ile borcun ödendiğini, borcun ödenmesine ilişkin bonoların davalının elinde olup alacaklıdan tahsili için icra takibi başlatıldığı ve davacı ile aynı soy isimli kişiler hakkında açılan sulh ceza mahkemesindeki ikrarlar dikkate alındığında davalının borçlu olmadığı anlaşıldı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK 269/2. maddesinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur....
Bu nedenle başvuru, bu hali ile İİK. nun 168/5.maddesi kapsamında olup, aynı kanunun 169.maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın ise İİK. nun 168/5.maddesi uyarınca ödeme emri tebliği üzerine yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 31.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 11.04.2013 tarihinde, İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra icra mahkemesine verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği görülmüştür. O halde, mahkemece, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borçlunun istemi hesap tablosuna yönelik şikayet olarak kabul edilse bile örnek 10 numaralı ödeme emrinde takip tarihinden itibaren asıl alacağın %74 faiziyle tahsilinin istendiği ve İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği anlaşılmıştır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte taraflarınca icra dairesine 08.10.2020 tarihinde itiraz edildiğini, bu kapsamda dosya kesinleşmeden itiraz yapılmadığına dair beyanların asılsız olduğunu, ödeme emrine itiraz edilmiş olmasının şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalinin istenilmesine engel olmadığını, itirazın süresi içerisinde yapılmadığına dair beyanların asılsız olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Talep, kira alacağına ilişkin genel haciz yoluyla takipte ödeme emrinin iptali istemine ilişkin şikayettir. Borçlu genel haciz yoluyla takibe yönelik itirazlarını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra dairesine, İİK'nın 16. maddesi uyarınca da ödeme emrine yönelik şikayetlerini ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine ileri sürmelidir....
Dava konusu ödeme emrine davacının 04.11.2014 itiraz ettiği, itiraz üzerine kurum tarafından verilen kararın davacıya tebliğine ilişkin belgenin dosya kapsamında bulunmadığı görülmekle, ödeme emrine itiraz üzerine kurum tarafından verilen kararın davacıya tebliğ tebellüğ belgesinin kurumdan temin edildikten sonra temyiz incelemesi için genderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/333-951 sayılı kararı ile senet aslının icra müdürlüğü kasasında olmadığından, şikayetçi borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline, sair itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve bu karar üzerine, icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçlu ...'e 10.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesini zorunlu kılan yasal bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle, şikayet üzerine icra mahkemesince verilen ödeme emrinin iptali kararının ardından borçluya yeni ödeme emri gönderilebilir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun itiraz ve şikayet hakkı yeniden doğar....