WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödeme emri davalı borçluya 23.1.2015 de tebliğ edilmiş ödeme emrine itiraz edilmemiştir. Bu durumda icra takibi kesinleşmiştir. Buna göre, taraflar arasında sözlü kira akdi bulunduğu,davalının kiracı olduğu ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Davacı kiralayanın, kiracı hakkında başlatılan icra takibine itiraz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle İİK’nun 269/a maddesi gereğince tahliye davası açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bundan sonra davalı kiracı yasal süre içinde takip konusu kira borcunu ödediğini İİK’nun 269/c maddesinde yazılı belgelerle kanıtlamakla yükümlüdür. Dava,yasal 30 günlük süreden sonra açıldığına 30 günlük ödeme süresi içinde takip konusu borç ödenmediğine göre kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir....

    İİK’nun 269. maddesinde, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine, yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceği ayrıca borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Bu durumda, davacı alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunması anılan yasal düzenlemeye aykırı olup istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1057 esas, 2015/944 karar sayılı ilamı ile de 02.06.2015 tarihindeki ödeme emri tebliğatının usulsüzlüğünün tespiti ile ödeme emrinin davalı borçluya 01.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiği anlaşılmış, ayrıca icra takip dosyasının incelenmesinde de, davalı borçlunun yeni belirlenen ödeme emrinin tebliğ tarihinden sonra yasal itiraz süresi içerisinde 06.10.2015 tarihinde icra takibine itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda davaya dayanak icra takibindeki ödeme emrinin, 01.10.2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği subuta erdiğinden, takibe de süresinde itiraz edilmiş olduğundan, 06.07.2015 tarihinde süresinden önce açılan dava ile tahliye isteminde bulunulamaz. Bu sebeplerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesi doğru olmayacağından kararın bozulması gerekmiştir....

        Anılan yasal düzenleme uyarınca, itiraz süresi ödeme emrinin tebliği ile başlar. Ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmaz (Yargıtay 12. HD 2015/31874 E-2016/1451 K). Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir (Yargıtay 12. HD 2015/31874 E-2016/1451 K 2020/1200 E- 2020/2827 K). İcra dosyasının incelemesinde, borçluya ödeme emrinin 28/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24/09/2021 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 27/09/2021 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının takibin devamı yönünde husumetini sürdürdüğü anlaşılmakla; borçlu tarafından 24/09/2021 tarihinde yapılan itirazın geçerli olduğunun kabulü gerekir....

        Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Davacının dayandığı ... İcra Müdürlüğünün 2010/7138 esas sayılı icra takip dosyasında, davalı borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde 30/7 günlük ödeme ve itiraz sürelerinin metin kısmında yazılmadığı, matbu olarak düzenlenen ödeme emrinde A ve B harfli dipnotta yazılı olduğu görülmüştür. İİK nun 269/1 maddesi yollaması ile uygulanması gereken Borçlar Kanununun 260. maddesinde yer alan yasal otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup dipnotta yazılı olması ödeme emrinin yasaya uygun şekilde düzenlendiği anlamına gelmez. Yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemez....

          Kurum alacağı için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Yasa'nın 58. maddesi uyarınca 7 gün içinde iş mahkemesine itiraz davası açabilir....

            Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez. Ayrıca, İİK'nun 8/a maddesinde de, icra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılacağı, her türlü veri, bilgi, belge ve kararın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenerek kaydedileceği hüküm altına alınmıştır....

            Davacı adına ödeme emri 23/11/2020 tarihinde oğlu adına tebliğ yapılmıştır. Borçlu vekili 02/12/2020 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiştir. Davanın konusu gecikmiş itiraz olup, davacı tarafından tebliğ tarihinde yurt dışına gitmek üzere yolda iken bilgisi dışında oğluna tebliğ yapıldığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, yurt dışında iken tebliğ öğrenildikten sonra itiraz dilekçesini ibraz ettiklerini uzun yol tır şoförü olması ve o tarihte yurt dışında olması sebebiyle gecikmiş itiraz davasının kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı adına ödeme emri tebliğ tarihi 23/11/2020 tarihi olup, davacının 23/11/2020 tarihinde yurt dışına çıktığı, 08/12/2020 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığı ve davanın 10/12/2020 tarihinde 3 günlük yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır....

              - K A R A R - Davacı vekili, davalıya mal bedeli nedeniyle müvekkilinin 37.696 YTL alacaklı olduğunu, alacağın tahsili amacıyla önce 2.9.2004 tarihinde İstanbul 9.İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, takibe yetki itirazında bulunulması üzerine yetkili Üsküdar İcra Dairesinden yeniden ödeme emri tebliğ olunduğunu, bu arada 2.9.2004 tarihli ödeme emrine hem yetki hem borca itiraz eden davalının 17.9.2004, 24.9.2004 ve 18.10.2004 tarihlerinde banka havalesi yolu ile ödemede bulunmasına rağmen yetkili yerde yapılan takibede itiraz ettiğini iddia ederek takibin 20.296 YTL tutarlı kısmı üzerinden itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacıya olan borcun ödeme yolu ile kapatıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2010/5891 sayılı dosyasından konulan 24.05.2010 tarihli ihtiyati haczin takibe itiraz süresinin sona erdiği 21.06.2010 tarihinde icrai hacze dönüştüğü, davacıya ait Konya 14. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6333 sayılı dosyasında haczin, 22.06.2010 tarihinde konulduğu, sıra cetvelinin doğru düzenlendiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dava, hacizde sıra cetvelindeki sıraya itiraz istemine ilişkindir. Kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün,ödeme süresi 10 gündür (İİK m.168,II,III,IV). Bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından (İİK m. 78/I), henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi de 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğurur....

                  UYAP Entegrasyonu