Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket vekili tarafından davacı T1 Şirketi ve dava dışı Asal Gömlek Şirketi ile Ahmet Asal aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı şirkete 28/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 05/12/2018 tarihinde davacı takip borçlusu şirket aleyhine başlatılan takibin ve ödeme emrinin iptali için dava açıldığı, borca itiraz edildiği, dava dilekçesinde ödeme emrinin borçlu şirkete usulsüz tebliğ edildiğine yönelik bir iddianın bulunmadığı, İİK 168. ve devamı madde kapsamında ödeme emri tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde dava açılmadığı anlaşılmakla mahkeme kararı yerinde olduğundan istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Matbu olarak düzenlenmesi gereken ödeme emrine eklenen '' Takip Hesabı Takip Tutarı:893.594,52 TL Harç ve Giderler Toplamı:4.532,27- TL Tahsil Harcı 40.658,55 TL Peşin Harç Mahsubu:4.467,97 TL Vekalet Ücreti 49.693,78- TL Toplam:984.011,15- TL(masraflarla birlikte ödenecek tutar) ''şeklinde ki ibarenin ödeme emrinden çıkartılmasına karar verildiği" gerekçesiyle; borca itiraz taleplerinin reddine, davacının ödeme emrine şikayetinin kabulüne, 19/11/2018 tarihli ödeme emrinde yer alan takip hesabı başlıklı hesabın ödeme emrinden çıkarılmasına karar verilmiş; karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

kavuşmasını sağlamak olduğunu, yerel mahkemece yorum yolu ile davanın türünün değiştirildiğini ve yine yorum yolu ile davanın kabul edildiğini, yürürlükte bulunan İİK.nun borca itiraz ve şekli ile şikayet yolunu ayrı ayrı belirlediğini, görülmekte olan davanın da borca itiraz iken şikayet olarak kabul edilmesinin hukukun temel kaidelerine aykırı olduğunu, ödeme emrinde küçüğün velisi veya vasisi gösterilmediği için davanın kabulüne karar verilmesinin de açıkça hatalı olduğunu, davacı çocukların velisi Ayşenur Aytaç'a gönderilen tebligat zarfı üzerinde "Bu zarfta örnek no 10 ödeme emri ve senet fotokopisi vardır.T1 T1 yazdığını, gönderilen ödeme emrinin velayeten gönderildiğinin tebligat zarfı ile sabit olduğunu, bunun dışında borçlu mirasçıların isim ve soyisimlerinin de ödeme emrinde ayrı ayrı belirtildiğini, ödeme emrinin icra müdürlüğünce resen tanzim edilen bir evrak olduğunu, böyle bir evrakta hata olması durumunda alacaklıyı yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutmanın...

İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 02/03/2021 tarih 2020/6620 esas 2021/2293 karar, 30/04/2018 tarih 2016/31285 esas 2018/3912 karar) Her ne kadar borçluya itiraz tarihi itibariyle ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de alacaklı tarafın icra dosyasına müracaat ederek borçlu davacının mernis adresine ödeme emri gönderilmesini istediği, bu nedenle alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğu, mernis adresine gönderilen örnek 7 numaralı ödeme emrininde itirazdan sonra 06/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz tahsilatı, durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun tahsil ve takibini durdurmaz.” hükmü mevcuttur. 506 sayılı Yasanın 79. maddesindeki süreler, hak düşürücü süre niteliğindedir. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur....

    -TL den 2009 Şubat-Temmuz aylar arası kira bedeli toplamı 2.400 TL’nin tahsilini istemiştir.Ödeme emri davalıya 27.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davalı ödeme emrinin tebliği üzerine kısmı itirazda bulunmuş itirazında kabul ettiği kira bedellerini ödememiştir.Ancak davalı borçlu adına gönderilen ödeme emrinde ödeme süresinin 7 gün itiraz süresi 30 gün yazıldığı anlaşılmaktadır. Gönderilen bu ödeme emri Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun bir ödeme emri olarak kabul edilemez.Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun olmayan ödeme emri hukuki değer taşımaz.Bu nedenle Hukuki değer taşımayan ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemez.O nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra İflas Kanunu’nun 269/1 maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu’nın 315 ve 260. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme ve yedi günlük itiraz sürelerinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemez. Mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir....

        Bilindiği üzere; alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 168. maddesinin 5. bendi gereğince borçlunun borca ilişkin itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, alacaklı vekilince borçluya gönderilen ilk ve ikinci ödeme emri tebligatlarının geçerli kabul edilmediği ve talebi doğrultusunda borçlu adına üçüncü kez ödeme emri tebliğe çıkarıldığı görülmektedir. Bu durumda, her ne kadar borçlu birinci ve ikinci ödeme emri tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde icra mahkemesine itiraz etmemişse de; alacaklı vekilinin istemi üzerine yapılan üçüncü ödeme emri tebliğ işleminin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıdığı kuşkusuzdur....

          Somut olayımıza gelince; ödeme emrinin davalı borçlu kiracıya 09/02/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmemesi üzerine eldeki davanın 03/04/2021 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde kira sözleşmesine uygun olarak kiralarını ödediğini bildirmiş ise de; İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez....

          DAVA Alacaklı İcra Mahkemesine başvurusunda, 28.04.2021 tarihinde takip başlatıldığını ve ödeme emrinin borçluya 18.05.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun icra takibi başlatıldıktan ancak ödeme emri tebliğ edilmeden önce 28.04.2021 tarihinde sunulan itiraz dilekçesi üzerine İcra Müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, kanun hükmü uyarınca, itirazın geçerli olabilmesi için ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiğini, diğer taraftan ödeme emrinin tebliğinden sonra 25.05.2021 tarihinde sunulan itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiğine dair bir ifade bulunmadığını, yasal sürede yapılmış bir itiraz olmadığını, takibe devam edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ödeme emri tebliğ edilmeden dosyaya sunulan dilekçeye istinaden icra takibinin durdurulmasına ilişkin 28.04.2021 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu