Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı alacaklı tarafça davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ mazbatasında "Örnek:7 ödeme emri vardır" ibaresinin yazdığı, davacı borçlu tarafça yetkiye ve borca itiraz edildiği, ayrıca mahkememizde 26/12/2020 tarihinde iş bu davanın açıldığı, davalı alacaklı tarafça 30/12/2020 tarihinde yetki itirazının kabul edildiği, bu şekilde yetkisiz icra dairesince tebliğ edilen ödeme emrinin iptali sonucunun doğduğu, iş bu davanın konusuz kaldığı, ancak yetki itirazı kabulünün dava tarihinden sonra olması nedeniyle davacı borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169., 169/a. maddeleri uyarınca yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarihli, 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacının Atatürk Cad., ... Ağrı adresine çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine, davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine davacının 100. Yıl Mah., ......

Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....

Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....

    İcra Müdürlüğü'nce borçlu vekiline 10 örnek nolu ödeme emri çıkartıldığı, işbu ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte (yetkisiz) ... ... 2. İcra dairesinden 7 örnek nolu ödeme emri gönderilmesine rağmen, (yetkili) ... . İcra Dairesi'nden 10 örnek nolu ödeme emrinin gönderildiği, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İcra takibinin esasını, takip talebi ve buna uygun düzenlenerek borçluya tebliğ edilen ödeme emri oluşturur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun “Takip talebi ve muhtevası” başlıklı 58. maddesinin 5. bendi uyarınca; takip talebinde takip yollarından hangisinin seçildiğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Aynı Kanunun 60.maddesi uyarınca icra müdürü takip talebine uygun olarak bir ödeme emri düzenler ve yine aynı kanunun 61.maddesine göre borçluya tebliğe gönderir....

      Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından 88.000,00 TL miktarlı 28/04/2021 tanzim tarihli 28/07/2021 vade tarihli bonoya dayalı olarak borçlu davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve süresinde dava açıldığı görülmüştür. Somut olayda, İlk derece mahkemesi tarafından talep doğrultusunda dayanak belge ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğinden ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği, bu nedenle takip dosyasında davacı borçlu hakkında yeniden ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiği ve bu yeni ödeme tebliğ ile birlikte davacının yeniden itiraz ve şikayet haklarının olacağı anlaşılmış, bu nedenlerle bu aşamada ilk derece mahkemesi tarafından, ödeme emri tebliğ işlemi iptal edildiğinden imzaya ve borca itirazın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....

      TK 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda; ödeme emri TK 21/1. Maddesine göre 12/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup tebliğ mazbatasına borçlunun çarşıya gittiği yazılmıştır. Borçlunun 19/01/2022 ile 06/03/2022 tarihleri arasında yurtdışında bulunduğu sabit olduğundan ödeme emri tebliği usulsüzdür. Tebligatın usulsüz olması nedeniyle mahkemece davanın gecikmiş itiraz olarak nitelendirmesi hatalıdır....

      İcra Müdürlüğü'nün 2018/175 takip sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak muteriz borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğini, tebliğe çıkarılmadığını ve muteriz borçlu ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığını, kendisine ödeme emri tebliğ edilmeyen, tebliğ için postaya verilmeyen veya hakkında zabıta tetkikatı vs. hiçbir işlem yapılamayan borçlunun itiraz hakkının olmadığını beyanla, istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı,lehtar borçlu hakkında 1 adet çeke dayalı 04/01/2018 tarihinde kambiyo takibi başlatmış, borçluya ödeme emri tebliğe çıkartılmadan borçlu asil 19/04/2018 tarihinde borca ve çekteki imzaya itiraz etmiştir....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/24 satış dosyasının karara çıktığını bu dosyalar nedeniyle kendisine husumet beslediğini ve davaya konu senedi hazırladığını, senedin düzenlenme tarihinin 07.01.2010, vade tarihinin 07.12.2020 olarak belirtildiğini ancak ödeme emrinde 07.01.2020 tarihinin vade olarak belirtildiğini, ödeme emrinin de usulüne uygun olmadığını, imza örneklerinin alınmasını ve imza örneklerinin bulunduğu kurumlardan imza örneklerinin istenerek Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasını talep ettiğini, yetkili mahkemelerin Malatya Mahkemeleri olduğunu, İzmir İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, takipte talep edilen faiz oranının da fahiş olduğunu, faiz oranına da itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle takibe, yetkiye, senet üzerindeki imza ve yazıya, borca, faizze ve diğer ferilerine itiraz ettiğini, takibin tedbiren durulmasını, haksız takibin iptalini, yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....

      UYAP Entegrasyonu