Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, usul hükümleri gereğince yetkiye, imzaya, borca itiraz edilmesi halinde öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesinin gerekmesine, bonolara dayanılarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, takibin borçlunun yerleşim yerindeki, bonolarda öngörülen ödeme yerinde yahut ödeme yeri gösterilmemişse, bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde veya yetki sözleşmesinde belirtilen yerde yapılmasının gerekmesine, icra takibine dayanağı olan bonolarda borçlunun yerleşim yerinin Ataşehir/İstanbul olarak belirtilmesine, bir kısım bonolarda düzenleme yerinin İstanbul, yetki sözleşmesinde belirtilen yerin İstanbul olarak yazılmış olmasına, İzmir olarak belirtilmemiş olmasına, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca...

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senelerine mahsus haciz yolu ile takipte yetkiye, faize, teminat iddiasına dayalı borca itiraz ile ödeme emri tebliğ usulsüzlüğü şikayeti ile ciro zincirini kopuk olduğundan bahisle alacaklının yetkili hamil olmadığına dair kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK’nın 169. maddesi ve TTK'nın 677, 778/2-d ve ilgili maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

    İzmir İli, Menemen İlçesinde faaliyet gösterdiğini, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, tebligatın müvekkili şirkette çalışmayan ve tanınmayan birine yapıldığını, müvekkilinin Gizem Kızılarslan adında çalışanı olmadığını, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığını, borcun dayanağı belgelerin takip talebinde gösterilerek, dayanak belgenin ödeme emri ekinde yer alması ve bu şekilde tebliğ edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında ticari iş ilişkisi bulunduğunu, davalının edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek, yetki itirazının kabulüne, ödeme emrinin iptaline, takibi öğrenme tarihinin 04/02/2022 olarak kabulüne, usulsüz tebligat tarihine göre gerçekleştirilen kesinleşme, haciz ve diğer işlemlerin iptaline, borca itirazının kabulüne, davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 27/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise icra mahkemesine yasal 5 günlük süreyi geçirdikten sonra 22/02/2019 tarihinde başvurduğu, usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğunun iddia ve ispat edilmediği anlaşılmakla, mahkemece, borçlunun imzaya ve borca itirazının süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Kaldı ki, icra dosyasından davacı borçlunun adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının iade gelmesi üzerine ticaret sicil adresinin tespit edildiği ve aynı adrese ödeme emrinin Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

    İcra Dairesi tarafından borçlulara 15.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle müdürlüklerine 07.06.2019 tarihinde geldiği, dosyada yeterli masraf bulunmadığından ödeme emrinin hazırlanmadığı ve tebliğe çıkarılamadığının belirtilmiş olduğu, tarafların kabulünde olduğu üzere yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edilmeden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 60. maddesinde ödeme emri ve itiraz üst başlığı altında ödeme emri ve muhtevası düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi durumunda ödeme emri düzenleyeceğine yer verilmiştir....

      İcra Dairesi tarafından borçlulara 15.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle müdürlüklerine 07.06.2019 tarihinde geldiği, dosyada yeterli masraf bulunmadığından ödeme emrinin hazırlanmadığı ve tebliğe çıkarılamadığının belirtilmiş olduğu, tarafların kabulünde olduğu üzere yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edilmeden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 60. maddesinde ödeme emri ve itiraz üst başlığı altında ödeme emri ve muhtevası düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi durumunda ödeme emri düzenleyeceğine yer verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İskenderun İcra Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçluya icra dairesinin yetki çevresi içerisinde ödeme emri tebliğ edilmişse icra mahkemesindeki ilk duruşmada bizzat hazır bulunmaya mecburdur. (İİK.68/a-2).Borçlu vekil aracılığı ile itiraz etmiş olsa bile, ilk duruşma davetiyesinin borçlunun kendisine de tebliğ edilmesi zorunludur. Yalnız borçlu vekiline tebliğ edilen duruşma davetiyesine dayanarak, borçlunun ilk duruşmaya gelemediğinden bahisle, mahkemece itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),26.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, İcra Hukuk Mahkemesi'nden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1. maddesi uyarınca önce İcra Hukuk Mahkemesi'ne itirazın kaldırılması için başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve itirazın kaldırılması için önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir....

          İcra Dairesi'nin 2016/3309 esas sayılı takip dosyasında davacı şirkete ait malvarlıklarındaki hacizlerin dava sonuna kadar baki kalması ile birlikte sadece tedbiren ve davacı şirketin ticari iflasının engellenmesi için şimdilik banka hesaplarındaki blokenin kaldırılmasını istediklerini beyanla usulsüz yapılan tebliğ nedeniyle davacının tebliği öğrenme tarihinin mahkemece imza örneklerinin bilirkişi incelemesine tabii tutularak tebligat üzerinde yer alan imzanın davacıya ait olmaması nedeni ile ödeme emri tebliğ tarihinin 15/08/2016 olarak düzeltilmesine, süresinde yetkiye, tebligattaki imzaya, borca ve tüm ferilerine itirazlarının kabulüne, davacı şirketin banka hesaplarındaki blokenin kaldırılmasına, davacı şirketin hesabından davalıya herhangi bir ödeme yapılmamasına ve yapılmış ödeme bulunması halinde bakiyenin icra dairesi veznesinden davalıya reddiyatının yapılmaması için müzekkere yazılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine kadar verilmesini...

          İtirazın iptali davası açılabilmesi için yetkili icra dairesince borçluya ödeme emri çıkarılıp tebliğ edilmesi, ödeme emrine borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz etmiş olması ve itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren 1 yıl geçmemiş olması gerekmektedir. Somut olayda, davalı ...'in aleyhindeki İstanbul İcra Dairesindeki icra takibine yönelik borca ve yetkiye itirazı üzerine alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilerek yetkili olduğu bildirilen Tuzla İcra Dairesince ödeme emri çıkarılmış ancak bu ödeme emrinin davalılardan Yılmaz Olgan'a tebliğ edildiği, davalı ...'e ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu görülmüştür. Bu durumda, davalı ... yönünden itirazın iptali davası koşullarının somut olay bakımından gerçekleşmediği gözetilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu