de hükümsüz kaldığını, müvekkillerinin boş senede imza atmış olma olasılığının da bulunduğunu bu nedenlerle; takibin durdurulmasına, ödeme emri ve takibin iptaline, haksız takip nedeniyle alacaklı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/20307 Esas sayılı dosyasında başlatılan takipte ödeme emrinin borçluya 01.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresinde yetki itirazında bulunduğu, İstanbul Anadolu 20. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.12.2020 tarih 2020/696- 734 E-K sayılı ilamı ile yetki itirazının kabulü ile talep halinde dosyanın Çerkezköy İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, kararın 27.01.2021 tarihinde kesinleştiği, borçlu tarafından süresinde yetkili icra müdürlüğüne gönderme talebinde bulunduğu, dosyanın Çerkezköy İcra Müdürlüğünün 2021/1093 Esas sırasına kaydının yapılarak yeni ödeme emrinin düzenlendiği ve borçluya ödeme emri tebligatının 19.03.2021 tarihinde yapıldığı, dolayısı ile borçlunun 23.03.2021 tarihli imza itiraz ve şikayetinin yasal 5 günlük süresinde olduğu anlaşılmıştır....
Ancak borçlu tarafından borca kısmi itirazda bulunularak alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişki kabul edildiğine göre artık takip dayanağı belgenin İİK'nun 68/1. maddesindeki belgelerden olması aranmaz. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki borç olup, bu husus da kabul edildiğine göre ayrıca ispatına gerek bulunmamaktadır. Bu ilke HGK.nun 01/12/1985 tarih ve 1984/12- 257 E. - 984 K. sayılı kararında da aynen benimsenmiştir. O halde, ödeme olgusu ve yine ispat yükünün borçluya geçtiği, borçlunun ödeme iddiasını icra ve iflas kanununda öngörülen biçimde ve yazılı şekilde ispat etmediği, borca itiraz dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların daha sonra ileri sürülemeyeceği, takibin usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
İcra müdürlüğü'nün 2019/33713 esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, icra takip talebine, ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, takip dayanağı belgeler ile takip konusu borç tutarının birbiri ile çeliştiğini, ayrıca tebliğ edilen ödeme emrinde takip konusu alacağın anaparası, işlemiş faizi, faiz oranı, faizin başlayacağı gün, takip dayanağı belgelerin tarih ve tutarının ödeme emrinde yer almadığını, müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe konu senet tahsil için ibraz edilmediğinden, borcun muaccel olmadığını söyleyerek takibin ve ödeme emrinin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 12/07/2018 tarih 2018/1334 Esas 2018/1223 Karar nolu veraset ilamı ile birlikte borçlu mirasçıları adına düzenlenmiş Örnek No:10 ödeme emri ibraz edilerek mirasçılara tebligat çıkartılması istenilmiş, davacıya 04/09/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 07/09/2018 tarihinde açılan dava ile yetkili yer gösterilmeksizin yetkiye, borca, faize ve imzaya itiraz edilmiş, 02/10/2018 tarihli dilekçe ile terekenin borca batık olması nedeni ile mirasın reddedilmiş sayılacağı ve borca itiraz nedenlerinin değiştirildiği açıklanarak ıslah dilekçesi verilmiş, mahkemece terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın reddedilmiş sayılması hususundaki yargılamanın genel mahkemelerin yargılama konusu olduğu belirtilerek itirazın reddine karar verilmiştir....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....
konu senetten doğan bir borcu olmadığını, bu nedenle ödeme emrine konu borca da itiraz ettiklerini belirtmiş, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, dosyanın yetkili Alanya İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine, borca itirazımızın kabulüne, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti. arasında yapılan sözleşmelere istinaden krediler kullanıldığını, söz konusu kredilerin ödenmesi için davalı borçlular ... ve ... Ltd. Şti.'ye noterlik aracılığı ile ihtarname çekildiğini, daha sonra ise ... 9. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında ilamsız takipte bulunulduğunu, davalıların takibe itirazları nedeniyle itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı davası açılmıştır. SAVUNMA/ Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava arabuluculuğa tabi bir dava olup arabuluculuk sonuçsuz kalmıştır. ... 9. İcra Müdürlüğünün ... Esaslı icra dosyası incelendiğinde 4 borçluya yönelik ödeme emri gönderildiği, davalılar ...ve... Ltd. Şti. borca ve yetkiye itiraz etmişlerdir. Yine ... işleşmiş faize itiraz etmiştir. ... isimli borçlu Genel Kredi Sözleşmesinde müteselsil kefil olup yapılan sözleşmenin tarafları göz önüne alındığında Borçlar Kanunu 584-3 maddesi gereğince eşin rızası gerekmez....
İcra Müdürlüğünün 2020/1470 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı banka tarafından davacı borçlu T1 ve arkadaşları aleyhine 764.582,00TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, davacı borçlunun takibin dayanağı olan 31/12/2019 vade tarihli 1.000.000,00TL bedelli bonoyu düzenleyenlerden olduğu, alacaklının ciranta olduğu, davacı borçlunun imzasını taşıyan bononun usurlarının tam olduğu, ödeme emrinin davacıya 28/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatası üzerinde ''Bu zarfta örnek 10 ödeme emri ve senet sureti vardır.'' yazılı olduğu görülmüştür. Davanın 03/02/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. Ödeme emrinde imza bulunmadığına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; Şikayetçi vekili, müvekkiline gönderilen ödeme emrinde imza bulunmadığından bahisle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlular ... ve ... tarafından açıkça itiraz edilmediği, senedin imzalanması sırasındaki şekil noksanlıklarının senedi sakatladığının ileri sürüldüğü görülmektedir. Buna göre adı geçen borçluların iddiası, senedin düzenlenme biçimi ile birlikte terekenin borca batık olduğuna yönelik borca itiraz niteliğinde olup, hal böyle iken mahkemece imza incelemesi yaptırılması sonuca etkili değildir. O halde mahkemece asıl ve birleşen 2013/53 E. sayılı dosyalar yönünden, borçluların açıkça imza itirazında bulunmadıkları nazara alınarak, borca itirazları incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin imza itirazı olarak nitelendirilmesi ve bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi isabetsizdir....